English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Beni iyi dinleyin

Beni iyi dinleyin translate English

303 parallel translation
Mahoney olacaktı, şimdi beni iyi dinleyin...
Mahoney's the name, and let me tell you something...
Şimdi beni iyi dinleyin dangalaklar.
Now listen here, fat-head
Beni iyi dinleyin hanımefendi... hey.
Say, now, listen, lady... Hey...
Millet, beni iyi dinleyin millet!
Everybody, listen to me carefully, everybody!
Beni iyi dinleyin, hanımefendi.
Now, look here, my good woman.
Bayan Wilberforce, beni iyi dinleyin.
MRS. WILBERFORCE, LISTEN TO ME.
Bütün gözcüler şimdi beni iyi dinleyin.
All you mastheaders... now hear me.
Askerler beni iyi dinleyin.
Men, hear me well.
Beni iyi dinleyin.
So listen to me.
Şimdi beni iyi dinleyin.
Now, listen to me good.
Beni iyi dinleyin, hemen savaşmaya başlamayacaksak hayatımızın hiçbir anlamı yok.
I stay right here. There is no excuse for us to go on living... unless we start fighting right now.
Şimdi beni iyi dinleyin.
Listen well, but tell nieb further.
Beni iyi dinleyin.
Hear me out.
İkiniz de beni iyi dinleyin. - İkinizi de kovacağım...
I'll tie a rock around your necks.
- Fantomas'la ilgisi olanlar polise konuşamazlar. Bir suçluyla suç ortaklığı yapıldığında bedeli ağır ödenir. Beni iyi dinleyin.
So you're in touch with Fantomas.
Beni iyi dinleyin. Bu defa bizi atlatamayacak.
And this time he won't escape.
Şimdi beni iyi dinleyin. Bildiğiniz gibi, jandarma bir ülkenin çoban köpeğidir.
The gendarmerie is like a sheepdog for the country.
Şimdi, beni iyi dinleyin.
Now, you listen to this.
Beni iyi dinleyin, Komiser. Fotoğraf makinemi size bırakıyorum.
Commissioner, I'll leave you my camera.
Duymadıysanız beni iyi dinleyin.
You don't have to thank either.
Şimdi beni iyi dinleyin :
Now listen carefully :
Beni iyi dinleyin.
Listen my friends.
- Beni iyi dinleyin, Dr. Rojak...
- Now listen to me, Dr. Rojak...
Şimdi beni iyi dinleyin. Lafımı kesmeden yerinizde kalın.
Will you sit there and not interrupt me?
Beni iyi dinleyin, küçükler.
Listen well, buddies...
Beni iyi dinleyin, çocuklar. Gördüğünüz gibi, meslektaşım biraz kabadır. Fakat, aslında çok iyi bir adamdır.
As you noticed, my colleague is rather short tempered but he really is a good man.
Şimdi beni iyi dinleyin.
Pay attention.
Beni iyi dinleyin.
Listen to me carefully.
Beni iyi dinleyin kısa keseceğim.
Listen well for I shall be brief.
Şimdi beni iyi dinleyin.
Now you listen to me, you hear?
Şimdi beni iyi dinleyin.
Now listen, all of you.
Beni iyi dinleyin.
Let me speak to you.
Beni iyi dinleyin. Her zamanki gibi yapacaksınız.
Listen, just do as usual.
Gençler şimdi beni iyi dinleyin.
You guys, from here on out, listen to me carefully.
Beni iyi dinleyin!
Chan-chi, Chang-San
Şimdi beni iyi dinleyin!
You listen to me, all of you.
Beni iyi dinleyin.
Now, you listen to me...
Dağıtmaya devam edin ve beni iyi dinleyin.
Don't stop, keep dealing and listen very carefully.
Şimdi beni iyi dinleyin.
Now you listen to me.
Şimdi beni iyi dinleyin. Üç arkeolog öldü ve asla yerleri doldurulamayacak.
We have three dead archaeologists here who cannot be replaced.
Özellikle baylar, beni iyi dinleyin. Atina'nın hazineleri, Yunan halkının malıdır.
Except, and listen very carefully, gentlemen,... the treasures of Athena are the property of the Greek people.
Hepiniz iyi dinleyin beni.
Come. Let all pay heed.
Ama iyi dinleyin beni.
But listen.
Şimdi iyi dinleyin beni.
Now, listen carefully.
Şimdi beni iyi dinleyin.
- Think with me here.
Chicago, beni iyi dinleyin.
Chicago Supervisor, listen carefully.
O çok iyi. Şimdi dinleyin beni.
She got through.
Beni iyi dinleyin.
If he comes back, get his name and tell me.
- İyi, beni dinleyin.
- Fine.
İyi, o zaman beni dinleyin :
Good, then listen well :...
Şimdi beni iyi dinleyin :
I fought for this book, so listen to me carefully.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]