English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Beni öldürüyorsun

Beni öldürüyorsun translate English

462 parallel translation
Hem efsaneye göre sen beni öldürüyorsun.
According to the legend, you're supposed to kill me.
Beni öldürüyorsun.
You're killing me.
Beni öldürüyorsun, babalık!
You're killing me, Pop!
Beni öldürüyorsun.
You kill me.
Orfeo, beni öldürüyorsun!
Orpheus, you're killing me!
Üstüme gelmeyi bırak. Nezaketinle beni öldürüyorsun.
Stop rushing to the rescue, you're killing me with kindness.
- Beni öldürüyorsun.
- You're killing me.
- Beni öldürüyorsun.
- You're killing me!
Beni öldürüyorsun!
You're killing me.
Mezarımı kazıyorsun, çünkü burada bırakarak beni öldürüyorsun.
You're diggin'my grave, because you're killin'me by leaving me here.
Beni öldürüyorsun!
You're killin'me!
Dan, bağlantıyı kessene, beni öldürüyorsun.
Dan, turn off your intercom. You're killing me.
- Seni öldürdüğünü söyle, söyle! - Beni öldürüyorsun!
- Tell me it's killing you, tell me!
David, beni öldürüyorsun.
David, you're killing me.
Beni öldürüyorsun, ben ölüyüm.
Oh, you've killed me, I'm dead.
Beni öldürüyorsun Seymour bu budalaca casus işiyle beni öldürüyorsun.
You are killing me, Seymour... killing me a slow death with this idiot spy business.
Al işte, beni öldürüyorsun.
There you go killing me.
Beni öldürüyorsun!
Youre killing me! Ouch!
Oh, beni öldürüyorsun!
Oh, you're killing me!
- Beni öldürüyorsun, MacGyver.
You kill me, MacGyver.
- Kâğıtta beni yenemezsin. - Beni öldürüyorsun.
- You will never beat me at cards.
Beni öldürüyorsun Stu. Şimdi, burada. Yayındayız, dostum.
You're killing me right here on the air.
Bak, beni öldürüyorsun, bebek.
Look, you're killing me, babe.
Truvy, beni öldürüyorsun.
Truvy, you kill me.
Beni öldürüyorsun.
You slay me, Bernie.
- Clip, beni öldürüyorsun. - Nice yıllara dostum.
Happy 35th, buddy.
Lütfen Peg, beni öldürüyorsun.
Please, Peg, you're killing me!
Tanrım, beni öldürüyorsun.
Oh, God, you're killing me.
Jack, beni öldürüyorsun.
Jack, you're killing me.
Beni öldürüyorsun!
You kill me!
Alice, beni öldürüyorsun.
Alice, you're killing me.
Beni öldürüyorsun, Alice!
You're killing me, Alice!
Beni öldürüyorsun burada!
You're killing me over here!
Oh, Julia, beni öldürüyorsun.
[Laughing] Oh, Julia, you're killin'me.
Beni öldürüyorsun.
You're killin'me.
Beni öldürüyorsun, Frank.
You kill me, Frank.
Öldürüyorsun beni.
You're destroying me.
Öldürüyorsun beni.
You're still destroying me.
- Bu arada sen beni de öldürüyorsun.
So you make me die too!
Beni neden şimdi öldürüyorsun?
Why kill me now?
Öldürüyorsun beni.
You are killing me.
Beni gerçekten öldürüyorsun.
This is really killing me.
Gülmekten öldürüyorsun beni!
Oh, you crack me up!
- Beni gülmekten öldürüyorsun.
- You kill me.
- Öldürüyorsun beni!
- You're killin'me!
Beni öldürüyorsun, yemin ederim.
You kill me, I swear.
Beni de öldürüyorsun ama Hiç te umurunda değil gibi.
Well, you've been killing me and you don't seem to care.
Paulette, öldürüyorsun beni.
Paulette, you're killing me.
Beni burada öldürüyorsun Norma.
You're killing me here, Norma.
- Sam, öldürüyorsun beni!
Damn, Sam, you're killing me.
Bir de beni topla öldürüyorsun, ha?
But you had to kill me with a golf ball?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]