Bir dolar translate English
9,824 parallel translation
Bu gece kazandığım bir doları sana vereyim.
You can have the dollar I made tonight.
Kutudaki 10 rulo sizin için bir dolar.
Only cost you a buck for 10 rolls in the sack.
Kaybedenin hesabında bulunan altından bir dolar daha fazla altını olan kitabı kazanır.
I propose that the one with the most gold will win this book for exactly $ 1 more than the losing bid.
Evet, tam bir dolar verdim.
Yeah, a whole dollar.
Karşılanması gereken zararın miktarını bir dolar olarak belirledik.
We find full damages to be $ 1.
Ne dedi, bir dolar mı dedi?
What did she say? A dollar?
Müvekkiline bir dolar kazandırmış birine göre, pek bir mutlu görünüyordunuz.
You seem pretty pleased for someone who just won her client a dollar.
Bana tamı tamına bir dolar ceza verdiler.
Fined me a whole dollar.
- Bir dolar.
- One dollar.
Evet, doğrudur, adım Fresh ve "S" yerine bir dolar işareti var, kardeşim, tamam mı?
Yeah, that's right, my name is Fresh, and that's a dollar sign instead of an "S", bro, all right?
- Bir kutu mendil için 14 dolar.
- Fourteen bucks for a box of Kleenex.
Tek bir tuvalet kağıdı için 3 buçuk dolar. Bir kutu Aspirin için 22 dolar.
There's three and half dollars for a roll of toilet paper 22 bucks for aspirin.
800 dolarlık bir antika için 100 dolar vermeni istiyorum.
I want you to give me $ 100 for an $ 800 coin.
Bana bir şans verirsen, 110 dolar bulup gelirim. - Ne kadar sürecek?
Look, if you give me a chance, I'll be back with $ 100...
İndirmesi 40 dolar. Yani, yarım bir beyne sahip birileri bile bunu kullanabilir.
Basically, anybody with half a brain can use it.
Bir milyon dolar eder.
That's a million dollars.
Göreceli bir iyimserliğin olduğu bu dönemde akıllarda bir soru var. İnsan hayatı yeni yeni düzelmişken bu seçkin cennet adasının milyarlarca dolar değerindeki güvenliği aşılabiliyorsa o zaman umudumuz... Tanrım!
The question that remains is, in this age of relative optimism, with humanity almost back on our feet, if an exclusive island paradise with a billion-dollar security can be overrun, then what hope- -
Bir ipucu için 200 dolar ödedim, ve zararımı karşılayacağıma eminim.
I paid $ 200 for a tip, and make sure I get reimbursed.
Sana bir 200 dolar daha veriyorum.
I will give you another... $ 200.
Düzgün bir çalışma yapmana yetecek kadar. 40 bin dolar diyelim.
Enough to make a respectable run- - say, 40 grand.
Üniversitede ilk yılım, 20 doların altında ama gerçekten güzel yemekleri olan bir restoran bulmuştum, bu garson da oradaydı ve siparişlerimi karıştırıyordu.
Freshman year, I found this restaurant that had a meal that was really great for under 20 bucks, and there was this waiter that kept screwing up my order.
Bir sevkiyat gecikse protestocular türer iki sevkiyat gecikse caddeler ölü insanlarla dolar.
One shipment late, you got protests. Two shipments late, you got dead people in the street.
Evet, bir milyon dolar.
Yes, a million dollars.
Bir yudumda 400 dolar falan içtim mesela.
That was, like, a $ 400 sip.
Sırf şurada bile... -... bir milyar dolar değerinde tablolar var.
In that pile alone, there's, like, a billion dollars worth of famous paintings.
Senin bana göre aptallık seviyenle bir sandık dolar.
I could fill out a steamer trunk with the amount of stupid I think you are.
Bunun için bir demlik zencefil çayı ve saatine 185 dolar gerekir.
All that would be required is a pot of ginger tea and $ 185 an hour. Is that doable?
- Bana 40 dolar ve bir kredi kartı verdi. Bir tüfek satın alıp sokağın karşısında onunla buluşmamı söyledi.
- He gave me $ 40 and a credit card and told me to buy a rifle and meet him across the street.
5 dolar, tarak, sakız, bir de ayakkabını alayım.
Can I borrow $ 5, a lint brush, a stick of gum, and your shoes?
Birkaç dolar ve paslı bir çeyreklik?
A couple of bucks and a rusty coin?
Ayda bir kez dört bin dolar çekiyormuş.
Once a month, $ 4,000 cash withdrawal.
Bir milyon dolar beni şehre götürmenizi sağlamıyor mu?
A million dollars doesn't buy me a ride back to town?
Kurbanlardan bir kadın, on yedi bin dolarını kaybetti...
- Ohh. - One of them lost $ 17, 000 when she bought...
Bir milyon dolar vereceğim, resminizi kullanmama izin verirseniz.
Give a million bucks if you allow me to use your image.
Ama aslinda Adalet'in istedigi buldugu acigin ciddi bir tehdit olabilecegini gosterip P.E.'den 10 milyon dolar koparmasini saglamakti.
Yeah, but it was all just a setup by Justice to prove that his exploits were a viable threat, something P.E. would pay $ 10 million to stop.
Derin Web'de parayi aklayacak bir adam buldum, dolar basina on sent komisyon istiyor.
I got a guy in the Deep Web willing to launder the money, ten cents on the dollar.
- Bana sadece bir milyon dolar kaldı.
All I'll get is $ 1 million...
- Bir çereze bir dolar mı veriyorsun sen?
You'd pay a dollar a peanut?
1000 dolarıyla bir araba satın aldım.
I bought a car for his $ 1000.
100 dolarına bahse varım, yine eve iç çamaşırı olmadan gelecek ve böbürlenerek çok güzel bir penisi olan lakros oyuncusuyla yattığını söyleyecek.
100 bucks she comes home without her underwear again and brags about screwing some lacrosse player with... The prettiest penis ever.
100 dolarına bahse varım, yine eve iç çamaşırı olmadan gelecek ve böbürlenerek çok güzel bir penisi olan lakros oyuncusuyla yattığını söyleyecek.
100 bucks she comes home without her underwear again and brags about screwing some lacrosse player with The prettiest penis ever.
100 dolarına bahse varım, yine eve iç çamaşırı olmadan gelecek ve böbürlenerek çok güzel bir penisi olan lakros oyuncusuyla yattığını söyleyecek.
100 bucks she comes home without her underwear again and brags about screwing some lacrosse player with [mockingly] the prettiest penis ever.
Yeni bir dijital tarayıcıya 400 dolar harcadık.
We just spent $ 400 on a new digital scanner.
Beni bir daha asla görmemek için babamdan on milyon dolar aldığını.
That she took ten million dollars from my father to leave and never see me again.
- Bir 20 milyon dolar daha ekle.
- plus a pilot. - Let's call that another 20 mil.
Bana bak Ace. Yükleme rampasının yanındaki üzgün, reşit olmayan bir işçi kızdan sırf göğüsleri kocaman olduğu ve birinin onu eve bırakması gerektiği için ondan yararlanasın diye sana on bin dolar verecek değiliz.
Look, "Ace", we're not about to give you $ 10,000 so you can take advantage of a sad, underage girl worker near the loading docks'cause her boobs are crazy big and she needs a ride home.
Çok saçma bir filmde... 12 gün çalışarak 14 milyon dolar kazandım.
I've made as much as 14 million dollars for 12 days'work on a rather silly movie.
Ben sana bin doların üstünde bir çek yazsam.
What if I have messengered over a thousand-dollar check?
Sana bir sır ve 50 dolar versem ve kaseti izlemesek olmaz mı?
How about I give you another secret and 50 bucks, and we don't watch the tape?
İçinde yaklaşık 500 dolar nakit bulunan ufak bir göz vardı.
There was a little drawer with about $ 500 in cash in it.
Ailemden, şişesi 75 doların üstündeyse eğitim sayılır diyen bir notum var.
Actually, I have a note from my parents that says if it's over $ 75 a bottle, it's educational.
dolar 51
dolar mı 25
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
dolar mı 25
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24