English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bir tane var

Bir tane var translate English

7,202 parallel translation
- Yalnızca bir tane var. - Hayır, hayır, hayır, hayır.
- There's only one badass.
- Bir tane var.
- But there is.
Başka bir tane var ve fikirlerime ihtiyaç duyuyor.
We have another one, and she--she really needs my ideas.
Bir tane var, ama hat dışı. Sokağa erişimi yok.
One, but it's off-line, no street access.
Bende de bir tane var.
I got one.
Benim de bir tane var.
I have one, too.
Şimdi oğlumun bir tane var,
Now my son has one,
# Parkta da bir tane var #
♪ One in the park as well
Skye'ın bir tane var.
Skye has one...
Ama diğerlerinden keskin olan bir tane var.
Oh, there's one note that's stronger than the rest.
Bizde bir tane var.
We got one at H.Q.
Yapıştırıcıda parmak izi fazla kalmaz, ama silikonda bir tane var.
Superglue fuming didn't provide any viable prints, but there was one embedded in the silicone.
Bende zaten bir tane var.
I got my hands full with this one.
Orada bir tane var.
Look, there's a box up there.
Hey, Jeffrey, arkanda bir tane var galiba!
Hey, Jeffrey, I think there's one behind you!
- Çünkü tam arkanda bir tane var!
-'Cause there's one right behind you!
Odanda yeni bir tane var.
There's a brand-new one in your room.
Lanet olsun, sendede bir tane var!
Holy crap, you got one on, too!
Bir tane var zaten. Gel.
I got one of those.
Sanırım tüm dünyada bundan bir tane var değil mi?
I reckon there's probably only like one of these in the whole world, huh?
Bir kaç tane var ama sadece bir paparazzi var, adi birisi.
There's several, but there's one pap, total sleaze.
Bir tane Hong Kong'ta bir tane de Florida'da var ama Los Angeles'a en yakın kısımda sadece bu var.
There was a guy in Hong Kong and another one in Florida, but this is the only one within a hundred-mile radius of L.A.
Bir tane daha var. Bir daha deneyelim.
I got another one.
Ama sadece bir tane kralları var.
... but there is only one King.
Bir tane daha tuvalet var kızlar. Ona girin.
There's two more stalls in here, gals.
Tüm yastıklarım için yeterli kılıfım var. Bir tane de fazladan kullanmadığım var.
I'm, like, I have enough pillowcases for all my pillows, plus an extra pillowcase that I don't even use.
Bende de bir tane var.
I got one, too.
- Bir de 112 tane askıda olan dava var.
- Plus 112 charges pending.
Arkada bir tane keçim var.
I do have a goat out back.
Bir tane daha var.
There's another one.
Şüphelimizin buzdolabında bunlardan yaklaşık 20 tane bulduk. Her birinde ufak bir mesaj var, bunun gibi...
We found about 20 of them on our suspect's refrigerator, each with a little message, like this one...
Bir tane daha var.
We have another one.
Bir tane orada var, bir tane de sehpada var.
There's one up there, and there's one over by the coffee table.
İkinci bir tane için zamanımız varsa,... yapmak istediğim bir "Lone Ranger" fantezisi var.
If we have time for a second one, I kind of have a "Lone Ranger" thing I wanna do.
Bakın, bir tane daha var.
Look, there's another one.
Sorun şu ki evrende her yerde sadece bir tane yaşam örneğimiz var.
The problem is that we only have one example of life anywhere in the universe.
Bu oldukça ilginç bir örnek çünkü bunda beş, bunda ise altı tane var.
This is quite an interesting example because this one's five and this one is six but because of the difference in area, and placement,
Bir milyon tane şahidi var.
There's, like, what, a million witnesses.
Sadece bir tane Kara koyun var Stoick.
There's only one Black Sheep, Stoick.
Bir milyon tane üyesi olan bir topluluğu yönetmişliğim var. 500 üye ne ki?
I used to moderate a million-member community 500 is nothing
Burada yetki sende olabilir Dr. Bergman ama adada yalnızca bir tane adli tıp var.
While you may have jurisdiction here, Dr. Bergman, there's only one M.E. office on this island.
Neden sadece bir tane albümün var?
Don't make a mess. Why do you only have one Christmas album?
Sadece bir tane Jade isimli olan var.
There's this one named Jade.
Sadece bir tane sorum var.
I just have one question.
Ben de bir tane kırbaç var.
I've already got the whip.
Bir tane yavru var.
Ah, there's a baby.
Ama sonunda Toyo ve Yogi'nin iyi haberleri var. Koyda sadece bir tane erkek balık buldular.
But eventually Toyo and Yogi have good news, they've found what turns out to be the only male fish in the bay.
Ama sadece bir tane yetişkin erkek var.
But there is only one adult male.
Yakınlarınızda bir tane ticari nakliyat havalimanı var.
There is a commercial shipping airport near you.
- Evet, sadece bir tane Anı Toplayıcısı var. - Artık iki oldu.
Well, yeah, there's only one receiver of memory.
Başka bir tane daha var.
I have another one.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]