Bir şeyi açıklığa kavuşturalım translate English
239 parallel translation
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım :
Now let's get one thing straight.
Daha fazla ilerlemeden bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
He likes to throw dirt around.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Younger.
Get this straight, Younger.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Get one thing clear, all of you.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım!
Now let's get one thing straight.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Let's get one thing straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Fred, please let me go. Let's get something straight.
Önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let's clear one thing up.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Get this straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, dostum.
Look, let's get something straight, my friend.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Now, let's start by getting one thing straight.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
'-'Let's get something straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let's get one thing straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let me make one thing perfectly clear.
- Daniela, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Let's clarify something, Daniela.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
We're cut off from the world now.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let me get this straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Cappalino, şu an aynı gemideyiz, doğru mu?
Just so it's clear, Cappalino, we're in the same boat, right?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Sammy. Kaybettiğimiz tüm parayı geri alacağız, değil mi?
- Sammy, let me get this straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let me get one thing clear.
Tanrı aşkına çocuklar, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
God help us all, I wanna make one thing perfectly clear.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let me get something straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Wayne.
Let's get something straight, Wayne.
Adam, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Adam, let me get this straight.
Ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
But let's just get one thing straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım prenses.
Let's get one thing straight between us princess.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Kerrigan.
Let us get one thing straight, Kerrigan.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Okay, let's get something straight right now.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, O'Connell
Let's get one thing straight, O'Connell.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, O'Connell.
Let's be clear about something, O'Connell.
hikâyeyi anlatmadan, bir şeyi açıklığa kavuşturalım, kendisini rehber olarak mı görüyor, yoksa sadece şoför mü?
Before he keeps talking, is it possible that we make clear as to whether or not he sees himself as the guide or just a driver?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
I must make one thing very clear, Jean-Luc.
Şimdi, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Now, let's get something straight.
Bak, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Look, let's get one thing straight.
"Ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım bebeğim,"
" But let's get something straight here, baby.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Get one thing straight.
Ve bir şeyi açıklığa kavuşturalım :
And let's get this clear :
Fakat ilk önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
But let's establish one thing at the outset.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Bayan Musante.
Get this straight, Ms. Musante.
Şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Now let's get one thing straight.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Dave.
Now, let's understand one thing, Dave.
Hazır konu açılmışken, bir şeyi daha açıklığa kavuşturalım.
While we're at it, let's get something else clear.
Bir şeyi iyice açıklığa kavuşturalım, bence onun hiçbir yardıma ihtiyacı yok.
I want to make it quite clear that in my opinion he doesn't need any help.
Bir skandal yaşansın istemiyorum ama birinin konuşmasının zamanı geliyor. Hem de açıkça. Hemen şimdi her şeyi açıklığa kavuşturalım.
I don't want any scandal, but there comes a time when one must speak... plainly
Eğer kalacak bir yer arıyorsan, bir şeyi hemen şimdi açıklığa kavuşturalım.
let's get one thing straight right now.
Her şeyi net bir şekilde açıklığa kavuşturalım.
Let's get things nice and sparkling clear.
Bir şeyi iyice bir açıklığa kavuşturalım küçük adam.
Let's get one thing straight, little man.
- Bu durumda.. .. bir kaç şeyi açıklığa kavuşturalım.
So, in that case... let's make a few things clear.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Jason.
I would like to make one thing clear, Jason.
Bir iki şeyi açıklığa kavuşturalım..
Let`s clear up a couple things.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Let's get something clear.
bir şeyim yok 220
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyi yok 169
bir şeyin yok ya 29
bir şeyin var mı 19
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutuyorsun 20
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şey değil 1063
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyi yok 169
bir şeyin yok ya 29
bir şeyin var mı 19
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutuyorsun 20
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir şey söylemeyecek misin 21
bir saat sonra 47
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69