Birazdan gelecek translate English
494 parallel translation
Sam birazdan gelecek.
Sam won't be a moment.
Bay Marsh birazdan gelecek.
Mr. Marsh will be here soon.
Birazdan gelecek.
She'll be out in just a minute.
Diğerleri birazdan gelecek.
The others'll be along in a minute.
Siz burada bekleyin. Kocanız da birazdan gelecek.
Your husband will be along in a minute.
Birazdan gelecek.
He'll be coming soon.
- Birazdan gelecek.
- He'll be here presently.
Birazdan gelecek.
Isn't Charlie coming down? She'll be down in a moment.
Yerime geçecek olan kişi birazdan gelecek.
My successor will be due any moment.
Doktor birazdan gelecek, ve onu iyileştirecek.
The doctor will be here, fix him up good as new.
Hammond birazdan gelecek.
Hammond will be on duty in a couple of hours.
Bay Fabian birazdan gelecek.
Mr. Fabian will be down in a moment.
Birazdan gelecek.
He'll be here in a minute.
Bizi eve götürmek için birazdan gelecek.
He'll be here in a little while to take us to the house.
- Birazdan gelecek.
- HE'LL BE BACK IN A MOMENT.
"Toby" 1910'da New York'da geçer, sizin televizyon ekranınıza ise birazdan gelecek.
"Toby" takes place in New York in 1910 and on your television screen in just a moment.
Lütfen bekleyin, birazdan gelecek.
Wait there, please, he'll be right with you.
Birazdan gelecek.
She'll be out in a moment.
- Luisito. Annen birazdan gelecek.
Luisito, Mommy will be right there.
Röntgen sonuçları birazdan gelecek.
The X-rays will be along shortly.
- Birazdan gelecek.
- He's coming.
Birazdan gelecek.
We'll have it in here.
Eşim birazdan gelecek.
He's coming later.
- Birazdan gelecek.
- He won't be long.
Jack birazdan gelecek ve sofrayı hazırlamam gerekiyor.
Jack's coming soon and I need to set the table.
Henüz burada değil ama birazdan gelecek.
She isn't here yet ; she's just coming.
Bana bak, kabalaşmak istemem ama birazdan gelecek olan arkadaşlarımı bekliyorum neden gitmiyorsun artık?
Look, I don't mean to be rude, really I don't, but I do have friends, and they are coming back, so why don't you just leave?
- Bayan Nash birazdan yanınıza gelecek.
- Miss Nash will be with you in just a minute.
Konuşsan iyi olur, tatlım, çünkü birazdan dalgalar gelecek ve sonra çok geç olacak.
You'd better talk, me dear, for soon the tide will be in and then it will be too late.
Yardımcı gemi birazdan üçüncü mevki yolcularını almak için geri gelecek.
La vedette bientot vient de retourner pour prendre les passagers de troisieme classe.
Harvey birazdan beni almaya gelecek.
Harvey's gonna pick me up in a little while.
Birazdan yeni bir tren gelecek.
- THERE'LL BE ANOTHER TRAIN SOON.
Birazdan kendine gelecek.
She will come to shortly.
Birazdan bir araç gelecek.
A car will arrive soon.
Birazdan Bay Hearndan adında bir beyefendi gelecek.
BUT I SWEAR TO YOU, I SEE HER UP ON THAT SCREEN.
Birazdan çocuklar gelecek.
The children are coming.
Birazdan seni görmeye gelecek.
He's comin'out to see you, right about now.
Peggy birazdan Tommy'e bakmak için gelecek.
Peggy will be here soon to look after Tommy.
Birazdan gelecek.
He'll be right there.
Birazdan İskender'in peleriniyle Sezar'ın kılıcını ve Sezar'ın adını taşımak için biri gelecek.
Soon, there will be someone to carry both the cloak of Alexander and the sword of Caesar and the name of Caesar.
Birazdan Bay Cassard gelecek, seninde burada bulunmanı istiyorum.
Cassard will be here soon, and I want you to be present :
Birazdan Alfie gelecek.
I am expecting Alfie any minute.
Lord McRashley birazdan görüşmeye gelecek.
Lord MacRashley will see you now.
Şimdi burada duruyor, ama birazdan seni öpmeye, kucaklamaya gelecek.
She stands here and will come to you to kiss you and embrace you.
Birazdan arkadaşlarım gelecek.
I have friends coming.
Birazdan sizin sıranız gelecek!
Soon it will be your turn!
Buraya birazdan bir bayan gelecek ve ona dalma dersleri vereceğime söz verdim.
I got a lady coming over here... in a little while... and I promised to give her a diving lesson.
Albay Thompson birazdan yanınıza gelecek efendim.
Col. Thompson will join you in a moment, sir.
Bay McCabe birazdan yanınıza gelecek. Siz burada bekleyin.
Mr. McCabe will be with you in just a wee minute so you wait right there.
Malum, birazdan bir arkadaş gelecek. Şu an olmaz.
Now's not a good time.
Birazdan misafirlerimiz gelecek.
Our guests will be here soon.
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
gelecek mi 35
gelecek yıl 29
gelecek sefer 52
gelecekler 59
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
gelecekte 47
gelecek mi 35
gelecek yıl 29
gelecek sefer 52
gelecekler 59
gelecek ay 37
gelecek hafta görüşürüz 19
gelecektir 52
gelecek sefere 60
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
gelecek hafta görüşürüz 19
gelecektir 52
gelecek sefere 60
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203