English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Buna değerdi

Buna değerdi translate English

184 parallel translation
"Buna değerdi senin yanında olmak için".
It was worth it to be near you.
Yani demek istediğim buna değerdi.
What I mean is, it was worth it.
- Buna değerdi.
- She was worth it.
Muhtemelen pahalıya patlardı ama kesinlikle buna değerdi.
It'd probably cost a good deal, but it would be worth it certainly.
Buna değerdi.
But it was worth it.
- Tabii. Buna değerdi.
It'd be worth it.
50 yıllık Napolyon, pahalı ama buna değerdi.
50-year-old Napoleon, expensive, but this was worth it.
Buna değerdi.
It was worth it.
Evet, buna değerdi.
IT WAS WORTH IT. SO LONG!
Çünkü o araba buna değerdi.
Because that car is worth it.
Buna değerdi delikanlı, Eğer bundan bir ders çıkardıysan.
It was worth it, lad, if you learned something from it.
Durma, buna değerdi.
Go ahead, it was worth it.
Buna değerdi!
It's worth the sacrifice.
- Buna değerdi. Şimdi ne yapmayı düşünüyoruz biliyor musun, Emma?
- You know what we'd like you to do, Emma?
- Boş ver. Buna değerdi.
- Well, hell, it was worth it.
Eğer bugün bittiysem yine de buna değerdi.
If I stop today, it was still worth it.
Buna değerdi... yürüdüğüm yere yürüyebilmiş olmak bile... ki dünya üzerindeki cehennemin ta kendisiydi... ve dünyadaki cennet... Tekrar geri, derine, altına... arasında, içinden geçerek... içinde olmak ve ötesinde... "
It was worth it... for having been allowed to walk where I've walked... which was to hell on Earth... heaven on Earth... back again, into, under... far in between, through it... in it and above.
Sonuç ne olursa olsun, buna değerdi.
Well, whatever happens, it was worth it.
Buna değerdi, tüm olanlar.
It was worth it, what happened.
Ama buna değerdi.
But it was worth it.
Buna değerdi.
Thanks. It was worth it.
Ama bu şahitlik Rupert Thorne'u aşağı alacaksa buna değerdi.
But it's worth it if his testimony can take down Rupert Thorne.
Buna değerdi.
It would be worth it.
Sadece nedimeler bile buna değerdi.
Just the bridesmaids were worth it.
Hepsi buna değerdi.
"for all its worth."
Boş ver, buna değerdi.
It's okay. It was worth it.
Birkaç dakika daha az sürseydi buna değerdi.
A couple of minutes less, it might have been worth it.
Ama buna değerdi.
But it's still worth it.
Bir dolar için buna değerdi.
For a dollar, it was worth the risk.
Elizabeth'in rüyasını gerçekleştirmek, için buna değerdi sanırım.
Yeah, but it's been worth it. To make Elizabeth's dream come true.
Alan üreteci için ender bulunan eşyaları vermem gerekti, ama buna değerdi. Efendim, görünüşe göre Goa'uld güç kalkanının bir çeşidi.
Sir, it looks like a variation of a Goa'uld force shield.
Bacak kaslarımı zorladım sanırım ama buna değerdi.
I think I strained a leg muscle, but it was well worth it.
Buna değerdi gerçekten.
That was kind worth it.
Saçma olduğunu biliyordum, ama yapmak zorundaydım. Buna değerdi.
I knew it was all bullshit, but, hell, I was milking it for all it was worth.
Buna değerdi.
It was woth it.
Onu işemeye götürmek için tam üç kere kalktım, ama buna değerdi.
Well, I got up 3 times to take him to pee but it was worth it.
Buna değerdi. - Harika. - Sen de bir şeyler söyleyecek misin?
- You're saying a few words?
Bu Manola Blahniks ayakkabılarımı bağlamak kadar kolay değildi ama buna değerdi.
It wasn't quite as easy as clicking my Manolo Blahniks three times... but it was worth it.
Wow, sanırım buna değerdi.
Wow, so I guess it's all worth it then.
Öyleyse buna değerdi.
Then it was worth it.
Buna değerdi, değerdi.
It was worth it, you know?
Eskiden bu iş buna değerdi diye düşünürdüm.
You know, I used to think that this job was worth it.
- Bunu getirmenin ücreti nedir? - Çok pahalıydı ama.. Buna değerdi.
- Well, it was very expensive... but it was worth it.
- Buna değerdi, biliyorum.
I knew that she was worth it.
Buna değerdi ama, değil mi?
Still worth it though, right?
İşimi bitirmişti, fakat buna değerdi çünkü bir karşıtlık yaratmıştım.
I got shot down, but it was worth it...'cause it jarred something.
- Buna değerdi.
- It was worth it.
Buna değerdi!
It was worth!
Pekala, eskiden buna degerdi.
Yeah, well, it used to be worth it.
Yine de buna değerdi.
It was worth it, though.
Ama onun için inanın buna değerdi.
Hey, maybe our signs were a sign?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]