English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dısarıya

Dısarıya translate English

7,241 parallel translation
Tek söylediğim, tırtılı öldürmeden krizalitten dışarıya kesip çıkaramazsınız.
I - - all I'm saying is you can't cut a caterpillar out of its chrysalis without killing it.
Hadi son sınıflar içimizdeki tüm nefreti dışarıya çıkaralım.
All right, seniors, let's get all that hate out in the open.
- Fakat, hala dışarıya çıkamıyor musun?
But, are you still unable to go outside?
Twitter'a göre kaçak zırdelin Victoria Grayson cehennemdeki ya da artık neredeyse oradaki yuvasından dışarı çıktı.
According to Twitter, your runaway lunatic, Victoria Grayson, just emerged from her air BB in hell or whatever hole she crawled out of.
# Topraktan çıkmadan önce dışarıya #
Before it grows out of the ground
Yerimizi dışarıya sızdırma.
Don't let the location out.
Dışarıya çıkabilir misiniz, Iütfen?
Will you step outside, please?
Bu dışarıya aktarılmamıştı!
That wasn't reported.
Çünkü dışarıya nasıl çıkacağını bilemezdin.
Because you don't know if you can come out of it.
- Dışarıya uyum sağlaman için buradayız.
- Correctional Services... in freedom.
Hayır. Dışarıya düşenleri yakalayan bir güvenlik ağımız vardı.
We had a safety net that captures people before they fall outside the.
O kutuyu açarsan dışarıya neyi salacağını bilmek istemezsin.
You don't want to know what you'll unleash if you open that box.
- Camdan dışarıya bakınca.
- Out the window.
- Dışarıya...
- Out...
Ya da Henry, dışarı.
In or out, Henry.
En azından beraber dışarıya çıktınız mı?
Have you and Freddy even been outside together?
Biri dışarıya çıkmış, o çıkanı bulduğumda...
Mm-hmm. Someone fell out, and when I find out who that someone is...
Annem onu dışarıya atmaya çalıştı ama adam acımasızlaştı.
She tried to throw him out and he got all loud and mean.
Burada, sabah saat 2 : 00'de tutuklanacağı haberini aldı dışarı çıkıp karşıya geçti ve Papandreu'yu bilgilendirdi.
Here, at 2 a.m., he was informed that he would get arrested and he went out and crossed the street and notified Papandreou.
Senin ya da benim evimin dışarısı.
Outside of your house and mine.
Dışarıya alışverişe giderim.
I'll go out shopping.
Çünkü dışarıya çıkmak veya kiliseye gitmek ya da kayak gezisine çıkmak bile değildi..... ailemizi çoğunlukla bir araya getiren şey eski, güzel bir televizyondu.
Because it wasn't the outdoors or church or even trips to go ski. What brought families together most was a good old TV.
Yaşlı, şeker Noel Baba dışarıya atladı...
Out jumps good old Santa Claus
Dışarıya karbondioksit pompaladılar.
HAVE BEEN PUMPING OUT CARBON DIOXIDE.
Kendimize yetebilmek ve dışarıya bağımlı olmamak gibi bir felsefesi vardı.
His philosophy was that we become absolutely self-sufficient and off the grid.
Pek cümbüşlü yerlere olmasa da ben de dışarıya çıkıyorum.
I mean, maybe not to the places where fine dining meets hurricanes, but I do go out.
Dışarıya gitme.
Do not go outside.
Dışarıya çıkıp bir şeylerle uğraşmam lazım Buraya binmeden önce.
I've got to go outside and deal with something before they board this place up.
Dışarıya yayılan yanık izleri çıkış noktası olabileceğini söylüyor.
The burn marks that are radiating outwards say that this may be the point of origin.
Dışarıya mesaj ulaştırmanın bir yolu olarak bunu düşündü.
He thought it was a way of getting out the message.
Ya onu 10 saniye içinde dışarı gönderirsiniz ya da çok kötü şeyler olur.
You send her out here in the next ten seconds or a lot of bad shit is gonna start happening.
Dışarıya çiftleşme sinyali mi yayıyor?
mating call.
Çöpler içeriden dışarıya giderler dışarıdan içeriye değil.
Uh, the trash goes from inside to outside, not the other way around.
Dışarıya çıkmaya ihtiyacın var mı?
You need to get outside?
Ya da müvekkilin Lemond Bishop'u hapisten dışarıda tutabilirsin.
Or so you can keep your client, Lemond Bishop, out of jail.
Hiçbir Zümre üyesini dışarıya salmayın!
Don't let any Clique member get out.
Ekselans, üç tanesi dışarıya çıkıyor.
Your Excellency, the three of them are coming out.
Dışarıya baktın mı hiç?
I mean, have you looked outside?
Ya da dışarıda çalışan güzel montuyla çalışma alanını denetleyen adamlardan mı olacağım?
Or will I be one of those guys who owns some kind of outdoor business and visits jobsites in a cool windbreaker?
Gece dışarıda yalnızsan... ya da bir erkekle arabaya binersen ya da eve geç gelirsen daha tehlikeli.
It is especially dangerous if you are out alone at night or you get into a car with a boy or come home late.
Sarı pantolonlarla dolu bir dolapta saklanmak yerine artık dışarıya çıkabilir.
Now he can finally come out, instead of hiding in that closet full of yellow pants.
- Bilmiyorum. Ama dışarıya erişimi olan birisi olmalı.
I don't know, but somebody with access to the outside must've given it to him.
Edward Snowden NSA'dan dışarıya bilgi sızdıran adam.
Edward Snowden cleaned the NSA's clock.
- Kapıdan adımımı dışarıya şimdi attım.
I just walked out the door.
Dışarıya bir patlama ile çıkmak istiyorum!
I want to go out with a bang!
Dışarıya takviye birliği istemeliyiz.
We should call in outside reinforcements. No.
Yüksek sesle onları dışarı söylemeden önce Ya da gibi fikirleri kapalı çıkma.
Or to bounce ideas off like that before you say'em out loud.
Ya gazı dışarı atarsın ya da tadına bakarsın.
Flush out the gas or you buy it too.
Dışarıya, ön kapının üzerine bıraktığım yedek anahtarla.
With a spare key that I leave out over the front door.
Bu ekipte dışarıya bilgi veren herhangi biri yok.
There is no sign that anyone on this team is leaking your planted information.
Şimdi o dilini gerçekten kaybetmek istemiyorsan sana bir an önce dışarıya, düşman grubunun içine sızmanı ve Henry'yi bulmanı öneririm.
Now unless you really, really have no need for that tongue, I suggest you slither back outside into the hostile current and find Henry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]