Dışarı çıkıyorlar translate English
156 parallel translation
Bu akşamüstü dışarı çıkıyorlar.
They're going out this afternoon.
- Dışarı çıkıyorlar!
Look, they're coming out.
Hayır, şimdi kendi odalarında kalıyorlar. Sık sık beraber dışarı çıkıyorlar.
No ; they keep to their rooms, go out together a lot
O palyaçolar beraber dışarı çıkıyorlar ve sen de kendini kaybolmuş mu hissediyorsun? Evet Paul.
And those cranks make you feel lost?
Dışarı çıkıyorlar.
They're coming out.
Dışarıya çıkıyorlar, Shilo, dışarı çıkıyorlar.
They're coming out, Shilo, they're coming out.
Dışarı çıkıyorlar, hazır olun.
They're coming out, pass the word.
Dışarı çıkıyorlar.
They come out.
İşte dışarı çıkıyorlar.
That's it. They're coming out.
Dışarı çıkıyorlar.
They're coming out, man.
Vücut sistemimden dışarı çıkıyorlar.
They're coming out of my system.
- Dışarı çıkıyorlar.
- Listen, they go out!
Sekreterim, dışarı çıkıyorlar.
Secretary, they're going out!
Mesela hava güneşliyken dışarı çıkıyorlar.
Right? Just go outside in the sunshine.
Ve dışarı çıkıyorlar, hareket ediyorlar ve altıncı patlayıcıya, bir Claymore mayınına tosluyorlar.
They're coming out and run into charge six. Claymore mine. End of story.
Tamam Stockwell, dışarı çıkıyorlar.
( B.A. ) Okay, Stockwell, they're coming out now.
- Dışarı çıkıyorlar!
- They're coming out!
Dışarı çıkıyorlar.
They're coming out now.
Çünkü annem ve babam bu gece dışarı çıkıyorlar, ve o da tanımadığı biriyle buluşmasına gizlice onunla gitmemi istiyor, beni de biriyle tanıştıracak.
Because Mom and Dad are going out tonight, she thinks I should sneak out on this blind date with her and a guy she just met.
Walters, dışarı çıkıyorlar.
Walters, they're coming out.
Dışarı çıkıyorlar!
They're coming out!
Hatta bu akşam dışarı çıkıyorlar bence.
I believe they're even going out tonight.
Sadece gece dışarı çıkıyorlar.
They only come out at night.
Güpegündüz polisler varken dışarı çıkıyorlar baylar ve bayanlar.
Appearing in broad daylight, with police everywhere.
Dışarı çıkıyorlar!
They are coming out!
Ama dışarı çıkıyorlar.
But they're coming out.
Dışarı çıkıyorlar takip etmeye başlıyorlar.
They hop out, starting to follow me.
Niles. Dışarı çıkıyorlar.
Niles, they're coming out.
Milan'da bunu giyip dışarı çıkıyorlar.
They're wearing it in Milan.
Niles, o Regan değil mi? ve Poppy şimdi dışarı çıkıyorlar?
Niles, is that Regan and Poppy leaving just now?
Dışarı çıkıyorlar, piknik alanına yürüyorlar kadın, salıncakların orada bununkini emiyor.
So they step outside, walk over to this picnic ground she starts blowing him next to this swing set.
Bu ağın içindeki küçük balıklar suyun bu karşı basıncını hissederek hemen yukarı yöneliyor ve bu açık, kare panelin içinden dışarı çıkıyorlar.
Little fish inside this net feel that back pressure of water and immediately head upwards and out through the open square mesh panel.
dışarı çıkıyorlar!
They're comin'out the sides!
dışarı çıkıyorlar.
They're comin'out the sides.
Yılda bir kaç kez dışarı çıkıyorlar.
They hatch several times a year.
Evet, rehineler dışarı çıkıyorlar.
Yes. The hostages are coming out.
Şimdi dışarı çıkıyorlar, sigara içiyorlar, pantolon giyip, kamp yapıyor ve hamile kalıyorlar.
Now they go out, smoke, wear pants, camp and get pregnant.
Gırtlağından hortum sokup tüm sıvıları dışarı çıkıyorlar.
They stick a tube down your throat and just suck out all the gunk and bile.
Işık ve toz sanki kraterden dışarı çıkmak için kazıyorlar İşte gene belirdi!
Lights and dust, as if they're digging themselves out. There it comes again!
- Dışarıya çıkıyorlar, hazır olun.
- They're coming out, pass the word.
Artık kafatasına kurşun sıkıp, sonra da dışarı çıkaran, kocaman bir hava tabancası kullanıyorlar.
Now they get this big air gun... that shoots a bullet into the skull and then retracts it.
Dışarı çıkıp bir dakika eğlensem okuldaki insanlar bana parti kızı lakabını takıyorlar.
I mean, the minute I wanna go out and have some fun, people at school call me a party girl.
- Dışarı çıkıyorlar.
I don't know.
Niye dışarı çıkıp onu aramıyorlar?
Why aren't they out looking for him?
Artık insanlar eskisi gibi dışarı çıkmıyorlar.
Well, people just aren't going out like they used to.
Dışarıya çıkıyorlar.
They're crawling out.
Belki 5'inci katta değil ama burada böyle. Burada eğer paran yoksa bir bandaj takıyorlar ve kıçına tekmeyi basıyorlar. Sonra kapı dışarı ediyorlar.
Maybe not on the fifth floor, but in here if you don't have money, you get a Band-Aid, a foot in the ass, and you're out the door.
- Hemen dışarı çıkın! Binayı kuşatıyorlar.
The Germans have surrounded the building!
Çapulcular, kesinlikle bela çıkartmaya çalışıyorlar. Dışarı çıkın!
Yobbos, obviously trying to cause some trouble.
Diğer cerahlar geceleri dışarı çıkmak için bütün işi üzerime yıkıyorlar.
The other surgeons are busting my chops for skipping guys'night out.
Yeteneklerinizden şüphe duyduğum için üzgünüm Bay Arabulucu. Dışarı şimdi mi çıkıyorlar? Evet.
So, from now on, I'm gonna spend all my spare time fighting cancer.
çıkıyorlar 21
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30