English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ F ] / Fran

Fran translate English

1,478 parallel translation
Sana bir şey verim mi, Fran?
Get you something, Fran?
- Delirt beni Fran.
- For crying out loud, Fran.
Fran, onların iyi olmadığını nereden biliyoruz?
Fran, how do we know he's all right?
Fran döndüğünde düzelecek...
When Fran comes back, we'll be perfectly...
Bu şartlarda pek fazla tecrübemiz yok, Fran affedersin.
We haven't had much practice, Fran, under the circumstances.
Fran, hiç kimse tanışmadıklarını söylemiyor.
Fran, nobody's pretending they didn't.
Fran, balık mevsimi Nisan'da başIıyor.
Fran, fishing season starts in April.
- Fran'i arıyorum.
- I'm calling Fran.
- Fran?
- Fran?
Eğer Fran bunu görürse hemen bir mahkeme emri çıkarıp bize gelen postalara el koyar.
If Fran sees this, he'll get a court order to intercept our mail and tap our phones.
Bak bunlar Fran'e göstermiyorsun tamam.
You won't show these to Fran, all right.
- Ne, ne? Yaşlılık günlerin için mi saklıyorsun Fran?
- Getting greedy in your old age, Fran?
Tamam, peki Fran'in bahanesi ne?
Okay. So, what's Fran's excuse?
Tanrım Fran, ne zamandan beri sana her şeyi anlatmak zorundayım?
Jesus! Since when do I have to tell you anything? Wait.
Hey Fran, ne işin var burada?
Fran! What are you doing here?
Bilmiyorum Fran.
I don't know, Fran.
Hayır, seninle dövüşmeyeceğim Franny.
- I won't fight you, Fran.
Bu, Fran'le benim aramda.
It was between me and Fran.
- Önce boşanman gerek Fran.
You have to get divorced first, Fran.
Özür dilerim, ama Fran'in amacını biliyorsun.
You knew what Fran was up to.
Fran. - Mick.
- Hey, Fran.
Tanrım, kes şunu Fran.
Jesus. Give me a break.
Seninle artık yarışmıyoruz Fran.
We're not competing anymore.
- Çünkü onu tanımıyorsun Fran.
You don't know her, Fran.
Bunu söylemek zorunda olmak istemezdim ama eğer bu kızla evlenmeyi düşünüyorsan bilmen gereken çok şey var.
Fran, listen to me. I didn't want to say this but you should know some things.
Hey, Fran, bu sen misin?
Hey, fran, Is that you? How was Acapulco, sol?
Bay Escobedo, annem, Annette, Charlie ve Fran Bennett
Mr. Escobedo, this is my mother, Annette, Charlie and Fran Bennett
Tüh be! Fran!
Ah, Christ, Fran!
- Hadi, Fran.
- Come on, Fran.
Fran, bak.
Fran, look.
- Ozel takim calistigimiz taktik..
- Special teams, go with Farmer Fran, do some laps. - Shit.
Kim bilir ne yapiyor takim.
God knows what the team is doing with just Farmer Fran watching them.
Biraz San Fran'da kalacağım.
I'm going to spend some time up in San Fran.
Lix ve Leece San Fran'de?
Lix and Leece in San Fran?
Fransa'da.
- It Fran?
Görüşürüz.
Bye, Fran.
Mektuplar, Greenleaf ve Ripley adına.
Greenleaf and for Ripley. Ooh, Fran. " I miss you.
Aah, Fran! " Seni özledim. Ne zaman dönüyorsun?
When are you coming home?
Fran, erkekler hakkında herşeyi bilir.
Fran knows everything about men.
- FRAN İKİZ RUHLAR - İki meyve suyu, lütfen.
Two fruit bars, please.
Fran, herkes için, bir Bay Mükemmel olduğunu söylüyor.
Fran says there is a Mr. Right, one guy who's it.
Arkadaşım, Fran.
My mate's Fran.
Peki, ya Fran?
Or Fran?
Fran'le konuştum.
I spoke to Fran.
Fran'e söylemeliyim!
Wait till I tell Fran!
Yarın Fran'i görmeliyim.
I'll have to see Fran tomorrow.
- Fran seni soruyordu.
- Fran's been asking after you.
Fran, Jake'i mi sordu?
Fran's been asking about Jake?
Fran'le yattım.
Had that Fran.
Bu işlerden anladığımı söylemiştim.
I did tell you Fran has an eye.
Fran'ın Yeri'ne hoşgeldiniz.
Welcome to Fran's, can I help you?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]