Gozler translate English
4,206 parallel translation
Parlak gözler, çalışan bir burun... güçlü dişler!
Let me see. Bright eyes, working nose, strong teeth!
- Gözler açık orgazm olmayı deneyelim mi?
You wanna try having an eyes open orgasm?
Gözler örtüldü.
Eyes are covered.
- Mormon'da gözler önünde olacaksın. - Senden uzakta.
In mormon, you'd be front and center.
Retina naklinde kök hücrelerin kullanımıyla ilgili araştırmalar ve elektronik gözler üzerine testler yapılıyor.
There are researches on using stem cells for retinal implant and tests on electronic eyes.
O güzel gözler her gün uyandığımda...
Those beautiful eyes I wake up to every sing...
Bütün gözler Milkha'daydı.
All eyes were on Milkha.
- Gözler dikkat dağıtıyor çok fazla görüyorsun, yeterince görmüyorsun.
Eyes are distracting... you see too much, you don't see enough.
Evet, ben o kelimeyi tercih etmezdim... yine de gözler konusunda kolay kızlardan.
Yeah, that's not the word I'd use... at least she's easy on the eyes, though.
İlahi gözler.
Heavenly eyes.
Gözler eskisi gibi değil.
Eyes aren't what they used to be.
Siyah post, sarı gözler,... boyu 1,5 ile 2 metre arası,... gövdesi yaklaşık olarak küçük bir midilli boyutunda.
Black fur, yellow eyes, five to six feet in height, torso roughly the size of a smallish pony.
Hayır. Jordy, gözler Joe'nun imzası demek istedi.
What Jordy means is the eyes are Joe's signature.
Çünkü gözler en lezzetlisi.
eye is the most delicious.
O kocaman mavi gözler.
Those big beautiful eyes.
Şimdiye dek bulduklarım, Usher'dan "İtiraflar" The Eagle'dan da "En Yakın Arkadaşımın Kız Arkadaşı" ve "Yalancı Gözler."
So far, I've narrowed it down to "Confessions" by Usher, "My Best Friend's Girl," and "Lyin'Eyes" by the Eagles.
Kalçalarına kocaman komik gözler de çizmişler mi?
Did they draw googly eyes or anything on his butt cheeks?
O mavi gözler...
What blue eyes.
drenajdaydı, gözler, bana bakıyorlardı!
In the hole. One eye. Looking at me!
Tüm gözler sana odaklanacak.
All eyes will be focused on you.
'Bütün gözler sevgili Chloe'nin üzerinde, her zaman ki gibi.'
'All eyes on the lovely Chloe as usual.
Gözler.
Eyes...
Bayan Elizabeth Hofstadt Francis. Rye, New York doğumlu. Gözler mavi, saçlar boyalı.
Well, Miss Elizabeth Hofstadt Francis of Rye, New York... eyes blue, hair bottled... we don't like your life any more than you do.
Şimdi gözler Kardeşliğin üstünde. Bu daha büyük bir zorluk, çünkü daha kanlı olacak.
To judge them and punish them.
Şimdiye kadar hepimiz onun Malik'le tekrar birleşmesini bekledik Malik'in herşeyi mükemmeldi çikolata kahvesi gözler, cana yakınlık yumuşacık, siyah teni, bildiğin gibi hem kırışmazda.
What does that mean? By now, we all expected her to come to her senses and reconcile with Malik. Malik was the whole package... chocolate-brown eyes, personable demeanor, supple, dewy skin, which, as you know, won't crack.
çünkü gözler hariç herşeyi gizler bir adamın gözlerindeyse her zaman gerçeği görebilirsiniz.
Because it masks everything but the eyes. In a man's eyes, one can always find the truth.
Gözler üzerinde kullanmayı dene ve kendini diğer öğrencilere aç, tamam mı?
Try using those peepers and really opening yourself up to the other students, hmm?
Aralarından geçerken bana bakan gözler hafızamdan asla silinmedi ve ölmekle ilgili aklımdaki bütün endişeler yok oldu.
The sight that met my gaze as I entered into their midst can never be erased from my memory... And any concerns I had regarding my own well-being departed.
- Gözler önde.
- Mmm. - Eyes forward.
Gözler önde.
Eyes forward.
Her canlının senin sevginden bahsettiğini görmek için bize gözler ver.
Give us eyes to see that every living creature speaks to us of your love.
Gözler. Buna da burun diyebiliriz.
Eyes, and... maybe a snout.
Gözler, retina eşleştirmesi yapılamayacak şekilde yakılmış.
Eyes burned out, making retinal pattern retrieval impossible.
Gözler topta.
Eye on the ball!
Mavi gözler çoğunlukla beni korkutur.
Blue eyes usually scare me.
Tüm gözler şerif departmanının üzerindeydi ama Shelby tüm sorumluluğu üstlenip günah keçisi oldu.
There was all these hard eyes on the sheriff's department, but Shelby took the heat... You know, just acted the scapegoat.
Gözcüyü kim gözler?
Who watches the Watchman?
Sence Bob'un klas bayan giderseniz, biliyorum biz aslında kendi bazı t's görebiliyordu gözler
You know, if we go to Bob's classy lady, we could actually see some t's with our own eyes!
Sık sık yapacağım ziyaretler esnasında kendimize ait bir yerimiz olsun diye. Kıskanç gözler ve meraklı dillerden uzakta.
So that we may have a place to ourselves when I am to visit, frequently, far from jealous eyes and wagging tongues.
Bütün Ewing ailesini gözler önünde dolandıran birisi.
Someone up on the stand who's defrauded the entire Ewing family.
"Kötüleri de iyileri de gözler."
"beholding the evil And the good within all of us."
İnanılmaz hızı gözler önüne serilirken kolaylıkla ceylana yetişiyor.
Her incredible speed is clear to see and she quickly catches up with the gazelle.
Sen de orada kıvrılıp dışarıyı gözler ve beklerdin.
And you'd curl up under there, looking out, waiting.
Gözler burada aşağıda kullanışsızdır. Ve neredeyse tamamen kör olmuşlardır.
Eyes are useless down here, and it's become almost totally blind.
Bunlar bir durumu gözler önüne sermektedir ki, bu durum doğanın tamamı için geçerlidir.
They illustrate a principle that applies to the whole of nature.
Tüm yaşantısını nasıl gözler önüne serdiğinden ailemize neler yaptığından.
About how she was putting her life out there for the world to see, what it was doing to the family.
Günün sonunda neredeyse hiç ışık kalmıyor bu yüzden ne yaptığını göremiyorsun ve 12 saatlik vardiya sonrasında gözler ister istemez yoruluyor.
There's hardly any light at the end of the day, so you can't see what you're doing and the eyes are tired anyway after a 12-hour shift.
Sadece bakmayı bilmeyen gözler için.
Only for the one who doesn't know how to look.
Boncuk gözler ve hepsine.
Beady eyes and all.
Gözler, efendim.
Eyes, sir.
Yaramaz gözler.
"Naughly eyes -"
gözlerin 80
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19
gözler 83
gözlerim 122
gözleri 78
gözlerini 24
gözlerini kapat 165
gözlerime bak 89
gözlerime inanamıyorum 72
gözlerimin içine bak 58
gözlerinde 19