Hatırlamıyorum translate English
12,709 parallel translation
- Hatırlamıyorum Çavuş.
No memory of it Sarge.
Hatırlamıyorum.
I don't.
Hatırlamıyorum.
I don't remember.
Tabii ki dünü o kadar da iyi hatırlamıyorum.
Of course I don't really remember yesterday all that well.
- Hatırlamıyorum.
I don't remember.
Dürüst olmak gerekirse hikâyenin tamamını hatırlamıyorum.
And truth be told, I don't remember most of it.
Maalesef bu arabaya nasıl bindiğimizi hatırlamıyorum.
Unfortunately I can't remember how we got on.
Hayatımı hatırlamıyorum.
I can't remember for the life of me.
Burayı hatırlamıyorum.
I do not know any more.
Çünkü ben de Büyük Tampa Rotary Kulübüne mensubum, ve seni gördüğümü hiç hatırlamıyorum.
Because I belong to the Greater Tampa Rotary Club myself, and I don't recall ever seeing you.
Gaby'yle ne oldu? Hatırlamıyorum.
- I don't remember.
Ciddiyim dostum. Hatırlamıyorum.
Seriously, dude, I don't remember.
Dün geceyi hatırlamıyorum bile.
I can't even remember last night.
Konu şu Anneler Günü ve ben de annemle neden konuşmamaya başladığımı düşünüyordum. O aptalca tartışmamızın ne hakkında olduğunu bile hatırlamıyorum.
Oh... [gentle piano music]
Bebeği hatırlamıyorum.
I can't remember shit.
Sana dürüst gerçekleri söylemek için, bayım, hepsini çok hatırlamıyorum.
To tell you the honest truth, sir, I don't remember all that much.
Bugün ne yaptığını söylediğini hatırlamıyorum ama ara beni, tamam mı?
I don't remember what you said you were doing today, but, uh... call me, okay?
Öyle hatırlamıyorum.
Not what I remember.
Yıldız tarihini hatırlamıyorum.
I don't remember the Stardate.
Bir mekâna gittik de adını hatırlamıyorum.
Some dive. I don't remember the name.
- Öyle olmalı, hatırlamıyorum.
I must have. I don't remember.
O gece neler olduğunu gerçekten hatırlamıyorum.
I honestly don't remember what happened that night.
Yani sarhoş olduğumuzu ve gerçekten harika zaman geçirdiğimizi hatırlıyorum ama kazayı hiç hatırlamıyorum.
I mean, I remember getting wasted and having a really great time, but... I don't remember the crash at all.
En son ne zaman cüzdanımda bir kız resmi taşıdığımı hatırlamıyorum.
Can't remember the last time I walked around with a picture of a girl in my wallet.
Gerçekten hatırlamıyorum.
I don't really remember.
Hatırlamıyorum bile.
I can hardly remember.
Hiçbir şey hatırlamıyorum lan.
I don't remember nothing, fucker.
- Hatırlamıyorum.
- I don't remember it.
- Zobrist'le tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember ever meeting Zobrist.
"Bilmiyorum. Hatırlamıyorum."
"I don't know, I don't remember."
Pek hatırlamıyorum ama... 900 dedik, ama 1 milyona kadar çıkabiliriz...
I did not get to know... We announced 900, but should reach to 1,000,000...
Hatırlamıyorum.
I don't remember her.
Noel Baba'ya tren istediğini yazdığını hatırlamıyorum.
I don't remember... you sent to Santa you think about the train.
Hatırlamıyorum.
I can't remember.
Yargıçlar ve jüriler "Hatırlamıyorum." denmesinden hoşlanmazlar.
Judges and juries... they don't like "I can't remember."
Seni orada gördüğümü hatırlamıyorum, herhalde kaçmıştın.
I don't remember seeing you there, probably because you ran.
Nedense ben öyle hatırlamıyorum.
Somehow, that's not how I remember it.
Pek çok kez paçamı kurtardı sayısını bile hatırlamıyorum.
He-he saved my neck more times than I can even think about.
Çok uzun zaman önceydi. Hatırlamıyorum.
- It was so long ago, i don't remember.
Askeri bir şeyler. Hiçbir şeyi tam olarak hatırlamıyorum.
Military or something, I don't remember anything clearly.
Neden hiçbir şey hatırlamıyorum?
Why don't I remember anything?
Bu yüzden mi bir şey hatırlamıyorum?
Is that why I don't remember anything?
Hatırlamıyorum, çok uzun zaman önce belki de.
I don't remember, a long time ago perhaps.
"Senin dışında hiçbir şey hatırlamıyorum."
above anything.
Söylediğim gibi hiç birşey hatırlamıyorum.
Nothing like this ever happened before.
Ne zaman dans etmeye başladığımı hatırlamıyorum.
I can't remember when I started dancing.
- Ne? - Bilmek istersin diye düşündüm. - Sorduğumu hatırlamıyorum.
Reporting live in Springboro, Holly Samuels, 2 news.
Dün gece ne olduğunu zerre hatırlamıyorum.
I don't remember what happened last night.
Eskiden bu kadar çok konuştuğunu hatırlamıyorum.
I don't remember you talking so much before.
Ben onu yaptığımı hatırlamıyorum.
I don't remember doing that.
Hatırlamıyorum!
I don't remember!
hatırlamıyorum bile 17
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatıra 18
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18