Hazır değilim translate English
2,753 parallel translation
Evlilik için hazır değilim.
I'm not ready to get married.
Onun kemiklerini ayırmak için daha hazır değilim.
I'm not ready yet to pick over his bones. Of course not.
Evet ama, sana söylemeye hazır değilim.
I'm not ready to tell you what it is.
Hayır, bu mekândan vazgeçmeye henüz hazır değilim.
Oh, no, I am not ready to give up on this place just yet.
Bunu bırakmaya hazır değilim.
I'm not ready to leave that.
Buna henüz hazır değilim ama.
Well, that's just not something I'm ready to do right now.
Tamam, ben 4'lüye hazır değilim.
All right, I am not ready for a four-way.
- Şu an etiketlenmeye hazır değilim.
I'm not really into labels.
Belki şu an buna hazır değilim ama sonunda...
I mean, maybe I'm not ready in this moment, but eventually...
Buna hazır değilim.
I'm not ready.
Hazır değilim.
I'm not ready.
Ben mi hazır değilim?
Why would I be the one that wouldn't be into it?
Zihnen buna pek hazır değilim.
I'm just, like, not into this right now, intellectually.
Ölü insanları görmeye hazır değilim.
- I'M NOT READY TO SEE DEAD PEOPLE.
Ben ölmeye hazır değilim. Senin de hazır olduğunu sanmıyorum.
I'm not ready to die today and I don't think that you are either.
Konuşmaya hazır değilim henüz.
Mm, I'm not really ready to talk yet.
Herşey değişebilirdi.. ben hazır değilim
Our whole lives could`ve changed in an instant. I`m not ready for that with anyone else.
Henüz hazır değilim.
I'm just not ready yet.
Hayır, hazır değilim.
No, I'm not ready.
Fakat daha bu fikrimi halka açmaya hazır değilim.
But--but I'm not anxious to make that public yet.
Bundan da vazgeçmeye hazır değilim.
And I am not ready to give up this.
Buna hazır değilim.
I didn't pack for that.
Yalnız henüz Roxy Rumley'e veda etmeye hazır değilim.
Well, I, for one, am not ready to say good-bye to Roxy Rumley just yet.
Sandım ki- - Ama hazır değilim.
I thought I could, but... I'm just not ready.
Kendimi tekrar bu duruma düşürmeye hazır değilim.
I'm not ready to throw myself back into that.
Kusura bakma kızımın biriyle çıkmasına hazır değilim henüz.
I'm sorry. I am not ready for her to date just yet.
B-Ben buna hazır değilim.
I-I'm not ready for this.
Sanırım ondan vazgeçmeye daha hazır değilim.
I ain't ready to give her up just yet.
Bakmayın, daha hazır değilim.
I'm not ready yet.
Eğer Bayan Wannop'ta söz ediyorsanız, buna hazır değilim.
If you're talking about Miss Wannop, I'm not prepared to...
Kopmaya hazır değilim.
I'm not ready to rock.
Biliyorum iki yüzlülük bu ama henüz hazır değilim -
I know it's hypocritical, but I'm not ready for...
Ve evlilik için hazır değilim.
And I'm not ready to get married.
Alter, Kahretsin, Armageddon gevşek hazır değilim kaçmak.
Damn, Alter, I'm not ready to loose Armageddon escape.
Ben hiç hazır değilim.
It's not steady at all.
- Buna hazır değilim!
I'm not ready for this!
- Yo, hazır değilim.
- No, I'm not ready.
Buna hazır değilim ben.
The truth is, I... I'm not ready for this.
Gitmeye hazır değilim.
I'm not ready to go.
Hazır değilim ama Mack.
I'm not ready, Mack.
Belgelerini imzalamaya hazır değilim.
I'm not prepared to sign your papers. What?
Ben hazır değilim.
Well, I'm not ready.
Onun için o kadar hazır değilim.
I am so not ready for that.
Bunun için henüz hazır değilim.
I'm not ready for that just yet.
Ehliyetimi yeni aldım ve hazır göğüslerim de taş gibiyken günümü evde oturup da leş gibi kokan bir çocukla geçirecek değilim.
I just got out on licence, I don't plan on being banged up in a flat with a smelly kid when my tits still stick out straight.
Süper fikir, Gus, ama dünyanın buna hazır olduğuna emin değilim domuz aromalı bir içeceğe.
- Yeah. That's a genius idea, Gus, but I'm not sure the world is ready for a pork-flavored beverage.
Bu konuyu geçmek için tam olarak hazır olduğumuzdan emin değilim.
Well, I'm not sure we're ready to move on.
Daha hazır bile değilim.
- I mean, I'm not even ready.
Çünkü ona hazır olduğuma emin değilim.
Because I'm not sure I'm ready for that.
- Daha hazır değilim. - Shawn, yine yapma.
I'm not ready yet.
İşe dönmeye hazır mı emin değilim.
I'm just not sure he's ready to go back.
değilim 815
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırmısın 32
hazırlan 155
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır efendim 22
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır efendim 22