Hâlâ translate English
75,299 parallel translation
Ama seçmenlerim hâlâ "Bana köprü ver, savaş alanı değil" diyor.
It doesn't change the fact that my constituents are saying, "Give me a bridge, not a war zone."
Hâlâ yavşağın tekisin.
You're still an asshole, man.
Hâlâ Villefranche'da kalıyorsan, seni bırakabilirim.
You still live in Villefranche, I could give you a lift.
Hayır, teşekkür ederim, ama burada hâlâ ilgilenmem gereken işler var.
No thank you, thank you, but... I still have business to attend to here.
- Hâlâ bilinci kapalı, kimlik de yok.
- She's still unconscious, no ID yet.
Daha önce de dediğim gibi hâlâ raporu bekliyoruz...
As I said before... we are still waiting for the report...
Karşındaki hâlâ benim.
I'm still me.
Tamam mı? Haritaya göre totem hâlâ burada. Bu virane yerde saklı olsa gerek.
The map says that the totem is still here, so it must be hidden somewhere in this hovel.
Hayır. Inadu'nun toteminin hâlâ sağlam olduğunu göz önünde bulundurmalıyız.
We have to assume that Inadu's totem is still intact.
Hâlâ yapması gereken bir şey var.
She still has a part to play.
Hâlâ anlamıyorsun, değil mi?
You still don't get it, do you?
Elijah hâlâ hayatta olabilirdi.
Or you'd be lying beside him.
Evet, Quarter'dakileri hallettik ama Gentilly'de hâlâ bir tane var.
Yes, we cleared the Quarter, but there's still one in Gentilly.
Hayley hâlâ seninle konuşmuyor sanırım.
Hayley's still not talking to you, then.
Hâlâ yapabiliyorken şehrin güzelliklerinin keyfine bakmanı öneririm.
Might I suggest you enjoy the charms of the city while you still can?
Yorgun ama hâlâ hayattayım.
Exhausted, but still alive.
Hollow hâlâ orada bir yerde.
The Hollow's still out there somewhere.
Ruhu hâlâ dışarıda bir yerde.
The spirit's still out there.
Klaus : Hollow hâlâ dışarıda bir yerde.
_
Hope hâlâ savaşıyor ama yakında pes eder.
Hope is still fighting, but she'll give in soon.
Hope, hâlâ baygın.
Hope's still out.
Hâlâ borcun var.
You still owe.
Eğer tedavi tekrarlanmazsa, hâlâ tüm tutardan sorumlu olur muyum?
If the treatment doesn't take again, um, am I still responsible for the full amount?
Gücün hâlâ bizde olduğunu gösterirdik.
Show'em our colors don't run.
Kızım hâlâ içeride.
My daughter's still in there.
Cumartesi geceleri... ateşli boks maçların, Zumba derslerin veya her ay bana yüzlerce dolarlık ek masraf bindiren ne yapıyorsan biteli iki saat oldu ama Wendy hâlâ yok.
You know, it's Saturday night... and your... your foxy boxing, or your Zumba, or whatever the hell it is that costs me a few hundred dollars every month, it ended two hours ago, and there's no Wendy.
Paranın nerede olduğunu sorar ve hâlâ yaşıyorsam Langmore ailesinin çaldığını söylerim.
He's gonna ask me where that money is. And if I'm still alive, I'm gonna have to tell him that the Langmores stole it.
Onlardan 20 yaş büyüksün ve öyle denmeyeceğini hâlâ öğrenemedin mi?
You got about 20 years on both of them and you still don't know you can't say that shit?
Hâlâ ellerimizle konuşuruz ama yalnızca bir parmak kullanırız.
We still talk with our hands, but we only use one finger.
Hâlâ orada mücadele edilmeyi bekleyecekler.
It's all still there waiting for you, waiting to be dealt with.
- Hâlâ bir şey yok.
Still nothing.
Onlar hâlâ yaşıyor mu ya?
They're still alive?
Deden ve benim yaptığım şeyler hâlâ geceleri rüyama giriyor.
The stuff your granddaddy and I did still keeps me up at night.
Nehir Kralı'ndan hâlâ haber yok mu?
Still no word from the river king?
- Hâlâ çekiniyorsun.
You're still holding back.
Yani, onlar yatakta tüm hâlâ?
So, they're all still in bed?
Gazlarla yarım dönem geçti ama Weber hâlâ kinetik kuramdan bahsetmedi.
Half a term on gases, Weber still hasn't mentioned kinetic theory.
Galiba hâlâ Marie'yle birlikte Aarau'da.
I believe he is still in Aarau with Marie.
Kafamda hâlâ yelkenlideyim, elimde de scnapps var.
In my mind, I'm still on a sailboat with schnapps in hand.
Diplomamı Heidelberg'den alabilecek olsam hâlâ orada olurdum.
If I could have earned my degree in Heidelberg, I'd be there still.
"Sevgili Albert'im umarım hâlâ çaydanlığın keyfini çıkarıyorsundur."
"My dearest Albert, I hope you're still enjoying the teapot."
Onu hâlâ çözmeye çalışıyorum.
I'm still figuring that out.
Bir noktaya kadar buna katılıyorum da ama ben tiyatroya hâlâ inanıyorum.
I guess I do agree with that to some extent, but... I still really believe in it.
- Hâlâ seks daveti mi deniyor ona?
Do people still say booty call?
Sana karşı hâlâ büyük bir duygusal yakınlık hissediyor.
You know, she still has a great deal of affection for you.
Bana hâlâ duygusal yakınlık mı hissediyor?
She still has a great deal of affection for me?
Sana hâlâ Damon'a nasıl da benzemediğimi mi hatırlatıyorum?
You're sure I don't still remind you of how not Damon I am?
- Hâlâ metroyu mu kullanıyorsunuz?
You still take the subway?
Babanın patent bürosunda hâlâ bağlantıları var mı?
Your father still has connections at the patent office?
Hâlâ Röntgen'e bozuk değilsindir.
Well you're still not sour about Rontgen.
Hâlâ sıcak. Epey zaman geçti.
It's still warm and it's been a while.
hala 311
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41
hala burada mısın 70
hâlâ burada mısın 33
hala burada 31
hâlâ burada 19
hala öyle 37
hâlâ öyle 16
hala orada mısın 64
hâlâ orada mısın 16
hala orada 41