Ne yapacağını biliyorsun translate English
583 parallel translation
Ne yapacağını biliyorsun Bateman.
You know what to do, Bateman.
Hoşuna gitmiyorsa, ne yapacağını biliyorsun.
If you don't like it, you know what you can do.
Bulunca da ne yapacağını biliyorsun.
And you know what will happen when he finds them.
Ne yapacağını biliyorsun... alkolsüzler burada ve alkollüler orada.
You know what to do... the soft drinks are here and spirits up there.
Beceremezse, ne yapacağını biliyorsun.
If he freezes, you know what to do.
Ne yapacağını biliyorsun.
You know what to do.
Yani ne yapacağını biliyorsun?
So you know what to do?
- Ne yapacağını biliyorsun.
- You know what he'll do.
Ne yapacağını biliyorsun, Hawkins.
You know what to do, Hawkins.
Fitz, ne yapacağını biliyorsun tabii?
Now, Fitz, you know what you've got to do?
Ne yapacağını biliyorsun.
You know what you'll be doing.
Pekala, Secord, ne yapacağını biliyorsun.
All right, Secord, you know what to do.
Eğer onlar gelirse ne yapacağını biliyorsun.
You know, they just have the same one we have.
- Ama sen ne yapacağını biliyorsun.
- But you know what to do.
- Ne yapacağını biliyorsun.
You know what you have to do, amigo.
Bak hanımefendi bunun ne yapacağını biliyorsun götüreceğim kadar yiyecek ver.
Now, lady, I guess you know what this will do. So you're gonna get me some food to take with me.
Ne yapacağını biliyorsun, Monji.
You know what to do, Monji.
Ne yapacağını biliyorsun, yap onu.
Take responsibility for your actions.
Beni yakalarlarsa ne yapacağını biliyorsun.
If they get me, you know what to do.
- Ne yapacağını biliyorsun Bob.
- You know what to do, Bob.
O bulaşıkları ne yapacağını biliyorsun.
You know what you can do with them dishes.
Evet, haklısın ama ne yapacağını biliyorsun.
Yes, yes, of course, but you know what to do.
O Amerikalı'nın ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
You know what that Yank's gonna do, don't you?
Yeşil Geçit'te buluşuruz. Eğer Sabata gelecek olursa, ne yapacağını biliyorsun.
- If Sabata shows up, you know what to do.
Ne yapacağını biliyorsun!
You know what to do?
Onlarla ne yapacağını biliyorsun.
You know what to do with them.
Onun ne yapacağını biliyorsun
You know his movements We know the law
Kahrolası fıstıklarını ne yapacağını biliyorsun.
You know what you can do with your frigging peanuts.
- O zaman ne yapacağını biliyorsun.
- Then you must be aware of his moves.
Şimdi, ne yapacağını biliyorsun, değil mi Jasbo?
Now, you know what to do, don't you, Jasbo?
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
I mean, you know what you're doing, do you?
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
You know what you can do, don't you?
- Ne yapacağını biliyorsun,
You know what to do?
Ne yapacağını biliyorsun!
- I'm scared.
Bak, ne yapacağını biliyorsun.
Look, you know what to do.
Ben yokken ne yapacağını biliyorsun öyle değil mi?
Now, you know what to do while I'm away?
Müdür Zeng, ne yapacağını biliyorsun! Tamamdır, merak etmeyin!
Old Zeng, you know what to do lt's okay, don't worry
Her neyse, ne yapacağını biliyorsun.
Anyway, you know what to do.
- Ne yapacağını biliyorsun.
HANNIBAL : You know what to do. MURDOCK : 10-4.
Ne yapacağını biliyorsun.
You know the routine.
Tamam, nereye gidip ne yapacağını biliyorsun.
Okay, you know where to go and what to do.
Bunun bana ne yapacağını biliyorsun?
You have any idea what that'll do to a guy my age?
Ne yapacağını biliyorsun ve hata yapma!
You know what to do, and no mistakes!
Eğer bir şey olurda Thornton ortaya çıkarsa kim olduğunu ve ne yapacağını biliyorsun.
If anything happens, if Thornton shows up, you know who he is and what he's trying to do.
- Ne yapacağını biliyorsun.
You know what to do.
Hey, nasıl yapacağın hakkında başka ne biliyorsun?
Hey, what else do you know how to do?
Düşman onu kendi tarafına çekebilir! o zaman ne yapacağını biliyorsun!
You know what should be done.
Öyleyse neyi ne zaman yapacağını nasıl biliyorsun?
Then how do you know what to do when? ESP?
O bahis parasının senin olduğunu öğrenirsem... ne yapacağımı biliyorsun, Basil.
If I find out the money on that horse was yours, you know what I'll do, Basil.
Ne yapacağını iyi biliyorsun.
You know the routine.
Ne yapacağınızı biliyorsun, Joyce.
You know what to do, Joyce.
ne yapacağını söyleyeyim 20
ne yapacağını biliyorum 17
ne yapacağını biliyor musun 18
ne yapacağınızı biliyorsunuz 24
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
ne yapacağını biliyorum 17
ne yapacağını biliyor musun 18
ne yapacağınızı biliyorsunuz 24
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapabilirim 379
ne yapıyorsun orada 124
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapabilirim 379
ne yapıyorsun orada 124
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45