English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ N ] / Ne yapmaya

Ne yapmaya translate English

5,441 parallel translation
Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum bayım fakat ben bira dersin sanıyordum.
Mister, I don't know what you're going for, but, I was thinking a beer.
Ne yapmaya çalışıyorsun?
What are you trying to do?
Bununla ne yapmaya gidiyorsun?
What are you going to do with this.
Tatlım, ne yapmaya çalıştığının farkındayım ama annenle aynı fikirdeyim.
Sweetheart, I know what you're doing, but we've already talked and we agree.
- Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
I know what you're trying to do.
Ama şirket ne için var, ne yapmaya çalışıyor dünyanın gözünde bunlar aynı kalmak zorunda.
But what that company stands for, what it's trying to do, in the eyes of the world, - that has to stay intact.
Ama bu bekleyen bir belge senin ne yapmaya karar vermene bağlı.
But it's a pending pardon... Pending on what you decide to do.
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
I know what you do.
Çalışıyorum. - Ne yapmaya çalışıyorsun?
- What are you trying to do?
Örnek olarak bir tane hazırladın, ne yapmaya çalıştığımı görün diye.
Fine. I've set one up as an example so you can see what I'm trying to achieve.
Ne yapmaya çalıştığın umurumda değil.
I don't care what you are trying to do.
- Ne yapmaya gitti?
Doing what?
Sırplara ne yapmaya niyetlenirlerse destekleyeceğimizi Avusturyalılara bildirmeliyiz.
We should let Austria know that whatever she intends to do to the Serbs, we shall support her.
Burada ne yapmaya çalışıyorsun?
What are you tryin'to do here?
- Ne yapmaya çalışıyorsun Deadshot?
- What are you trying to pull, deadshot?
- Ne yapmaya çalışıyorsun?
- What is the deal?
Bu ne yapmaya çalışıyor?
What's she playing at?
Sürekli fıkralar anlatarak ne yapmaya çalışıyorsun?
What do you try to prove by cracking jokes every time?
Ne yapmaya çalıştığınızı bile bilmiyoru
One! I don't even know what that is.
Ne yapmaya çalıştığını görmüyor musun?
Don't you see what she is trying to do?
Ne yapmaya çalıştığımı sanıyorsun?
What do you think I have been trying to do?
Tony ne yapmaya çalışıyor?
This makes no sense.
Ne yapmaya çalıştığınızı söylemezsen onu kurtaramam.
If you don't tell me what you're up to... I won't be able to save her.
Ne yapmaya çalışıyordun o zaman? Bana kafa atmaya mı?
Then what were you trying to do?
Ama cidden burada ne yapmaya çalıştığınızı bilmiyorum, müsaade ederseniz...
But I really don't know what you're trying to get at here, so if you'll excuse me...
Herkesin güvenliğini sağlamak için ne yapmaya karar vereceğiz?
What are we willing to do to keep everyone safe?
Ne yapmaya çalıştığını görebiliyorum.
See, I can see what you're doing.
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
I see what you're doing.
Ne yapmaya çalışıyor?
What is he doing?
Ne yapmaya çalıştığımı öğrendiğinde beni öldürecek.
When she finds out what I'm planning, she's gonna kill me.
- Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum.
I don't understand what you doing.
- Ne yapmaya çalışıyor?
- What is he doing?
Peki hafta sonu bir şeyler yapmaya ne dersin?
How about we do something this weekend?
Sayın Yargıç, ne yazık ki kocası Elisha Amsalem mahkemeye gelmeye ve işbirliği yapmaya yanaşmamıştır.
I'm sad to say, Your Honor, that the husband, Elisha Amsalem, has refused to come to court and to cooperate.
Yenilerini yapmaya ne dersin?
How about we make some new ones?
Ama doğru olanı yapmaya ne oldu?
But what happened to doing the right thing?
Yani daha ne kadar bunu yapmaya devam edeceksin?
I mean how long are you gonna keep this up? Rhyming?
En fazla "Havai gitmiş mi?" derim ve hiç bir şey olmamış gibi, ne yapıyorsam onu yapmaya devam ederim.
I'd be like, "oh, Hawaii's gone," and then I'd go right back to doing whatever I was doing like nothing even happened.
Brannigan, ev sahipliği yapmaya ne dersin?
Brannigan, care to do the honors?
Şimdi de yapmaya ne dersin?
Why don't we do that right now?
Yani her ne yapıyorsan yapmaya devam et.
So, you just keep doing what you're doing.
Yeah, sanırım ne gerekiyorsa yapmaya hazırsın.
Yeah, I think you'll do whatever it takes
Şu anda en önemli mevzu ne biliyor musun. Analı-kızlı grup yapmaya bir adım uzaktasın.
- The most important thing in this situation right now, you are one step away from having a mother / daughter threesome.
Peki bunu ameliyat sırasında yapmaya ne dersin?
Now, what about while you're having... That surgery?
Seninle anlaşma yapmaya ne zamanım ne de yatkınlığım var benim!
I neither have the time nor the inclination to negotiate with you!
Öyleyse zamanla onun affını kazanırım, çünkü senin aksine Caroline ben sevdiğim kişiler için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
Then I'll earn her forgiveness in time because unlike you, Caroline, I'm willing to do whatever it takes for the people I love.
Bunu ölmek istemeyen bir insan olarak söylüyorum. Ölüm hakkında ki konuşmalarını yalnızca ölüm perisi olarak yapmaya ne dersin? Tamam.
I'm saying it as a person who doesn't wanna die.
Ne çeşit bir oyun oynadığını bilmiyorum ama eğer yapmaya çalıştığın şey bu anlattıklarınla kız kardeşime sırtımı çevirmemi bekliyorsan daha çok beklersin.
I don't know what you're playing at, but if the sum total of your plan to turn me against my sister was this revelation, this will have been a wholly ineffective endeavor.
Durmak istediğimi söylediğimde beni, şirkete ne yaptığımı söylemekle tehdit ettiler ben de yapmaya devam ettim.
When I said I wanted to stop, they threatened to tell Cartesian what I had been doing, so... I had to keep doing it.
Jane, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
Jane, whatever it takes.
Langley Demir Yolları'ndaki yolsuzluğun haberini yapmaya ne dersiniz?
How'bout we do a report on the corruption in the Langley Light Rail?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]