English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ N ] / Nedeni

Nedeni translate English

18,234 parallel translation
Onu bu kadar sevmenin nedeni bu mu?
Is that why you like him so much?
Bunu yapmak zorunda kalmamızın nedeni senin kızın.
Your own daughter is the reason we have to do this.
her zaman başarılı olmamızın nedeni bu.
And, you know, that's why we are always successful.
Gönderme nedeni kutunun ihtiyacı oluşu...
Which is why Pandora sent us both.
Pandora'nın nedeni, onun çözümü.
she is the solution. She controls the Box.
- Mesaiyi sorun etmememin nedeni budur.
You know, this is why I don't mind the hours.
Beni işe almanın bir nedeni var. Beni.
There's a reason you retained me... me.
Öte yandan nedeni çok açıktı.
But then again, it's obvious why
Eirikur'un geçerli bir nedeni olmalı.
Eiríkur must have had a valid reason
Nedeni ne olursa olsun teşekkür ederiz.
Well, whatever the reason, thank you.
Bu soruşturmaya devam edersen John ve Harold'un ölü olduklarının düşünülmelerinin bir nedeni olduğunu unutma.
If you continue with this investigation, just remember there's a reason John and Harold are presumed dead.
Bu mesajların gizli olmalarının bir nedeni var Max.
These messages are a secret for a reason, Max.
Şu ana kadar hayatta kalmamızın en önemli nedeni aceleci kararlar almamamızdı.
We haven't survived this long by virtue of rash decisions.
Yapma Harold, beni buraya getirmenin bir nedeni vardı.
Come on, Harold, you brought me for a reason.
İsimsiz bir kaynağa göre ölüm nedeni yüksek derecede hastalığa yol açan bir virüs olabilir.
According to an unnamed source, the cause of death may be a highly pathogenic virus.
Ölüm nedeni sıralamasında kalp hastalıkları ve kanserin ardından üçüncü sırada.
It's the third leading cause of death after heart disease and cancer.
Bu şiddetin nedeni veya nereden geldiği umurumda değil.
So, I don't give a crap where the violence comes from and why.
Acaba bunun nedeni...
Now, whether that's...
Bunun nedeni benim.
That's because I pick.
Nedeni bu.
That's why.
Nedeni şantaj olsa da sonuçta ihanet ettin.
You know, compromised or not, this was a personal betrayal.
Senin de bu işe karıştığını düşünmemin asıl nedeni ise köşeye sıkıştırılan kişinin oldukça ilgilendiğimiz biri olması.
And the reason it really seems to me that you're involved is there's someone we care a fuck of a lot about on the other side getting squeezed.
Eşime kaba olmanın hiçbir nedeni yok ortada.
There's no reason to be rude to my wife.
Nedeni gayet açık Bay Jarvis.
It isn't inexplicable, Mr. Jarvis.
Bunun nedeni ise, ruhaniliğin ve teosofinin etkisi altında olmasıydı.
And that was due to the influence of spiritualism and theosophy.
İşte olmayışımın tek nedeni Miranda ve Liam'ın beni travma nedeniyle çevrimdışı bırakması
The only reason why I'm not at work is because Liam and Miranda put me on "trauma leave."
Bu görmezden gelemeyeceğim bir savaş nedeni.
That is an act of war I cannot ignore.
Geçmişte takılı kalmanın kimseye faydası yok ve buraya gelişimin nedeni de o değil.
It helps no one to dwell on the past, and that's not why I'm here.
[Okulu dondurma kararımın nedeni]
[The reason why I decided to take a leave of absence from school...]
- Ekşimenin nedeni anlaşıldı
Just coffee Which is Why you get acidity
Geçen hafta evimize hırsız girmesinin nedeni de bu olabilir.
Well, I guess that would make sense why our house was broken into last week.
Nedeni o değildi.
That wasn't the reason.
Böyle aptalca bir tutumun nedeni ne?
Is that all just bullshit posturing? Why? !
Burada bu şekilde oturmamızın nedeni bu.
That's why we're sitting here like this.
Sizi en başta işe alıp eğitmemin bir nedeni vardı.
And there was a reason that I hired and trained all of you in the first place.
Bensiz, bu okulu nah kurabilirsin bu zengin insanlar, tüm okulu gecenin sonunda finanse edecek olan insanlar, ve şu an sen araya girdin toplantılara seni davet etmemin nedeni bu.
Without me, you don't have a fucking school, and these rich people, these are the people who by the end of the night will have our entire school funded, and right now, you are getting in the way, and that is why I don't invite you to meetings.
Hissedarlarımız ücretlerde tasarruf konusunda ısrarcı, yani başka bir teşvik nedeni lazım.
Our, um, our shareholders demand an aggressive cap on wages, so... We would need some other kind of incentive, like...
O hamamböceklerinin uzun süre sonra tekrar ortaya çıkmasının bir nedeni vardır herhalde.
There must be some reason why the roaches are coming out of the woodwork again, right?
Avluda başarıya ulaşamamanın tek nedeni, dışarıda olmasıydı.
The only reason you didn't have any success in the yard is because it's outside.
Nedeni ne acaba?
I wonder why.
Ve bunun nedeni de sensin.
And the reason for that is because of you.
- Georgia'ya taşınmamızın bir nedeni var.
There's a reason we moved here to Georgia.
- Zack'i seviyorum ama evlilikten korkmamın bir nedeni var.
I love Zack, but there's a reason I'm afraid of marriage.
Edwin'in seni çağırmasının bir nedeni olmalı.
Edwin called in with your name for a reason.
Ama bu olanların bir nedeni olduğunu düşündürüyor.
But that's what makes me think it happened for a reason.
Şimdi, belediye başkanı, sen söylüyorsun. Tüm bu sharknados nedeni. Bu adam, finley Alan Shepard olduğunu.
Now, Mayor, you're saying the cause of all these sharknadoes is this man, Finley Allan Shepard
Kaybetmemin nedeni de sensin
Your secrets are the reason for my defeat
Ve bunun nedeni de belli ki Sultan.
And the reason for that is clearly, Sultan.
-... sağlam bir nedeni varmış.
But without Isodyne...
Acaba beni öylece sokağa mı attı yoksa beni terk etmesinin bir nedeni mi vardı?
Or, you know, was there a reason she got rid of me?
Nedeni mi?
Why?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]