Onu demek istemedim translate English
375 parallel translation
- Hayır, onu demek istemedim.
- No, that wasn't it.
- Sen alçak... - Üzgünüm. Onu demek istemedim.
- l said you were a low- - - l'm sorry. I didn't mean it.
Hayır, onu demek istemedim.
No, I don't mean that.
Onu demek istemedim.
I didn't mean that.
Lütfen baba, onu demek istemedim.
Please, Father, I didn't mean that.
Hayır, onu demek istemedim.
Oh, I didn't mean it that way.
- Onu demek istemedim.
- I didn't mean it that way.
- Onu demek istemedim Bay Kockenlocker.
- I didn't mean that, Mr. Kockenlocker.
- Onu demek istemedim.
- That's not what I mean.
Onu demek istemedim Keechie.
I didn't mean anything by that, Keechie.
Onu demek istemedim. Orada ne oldu.
HE DIDN'T MEAN IT, WHAT HAPPENED OVER THERE.
Ruth, onu demek istemedim.
Ruth, I didn't mean it.
- Onu demek istemedim.
- I didn't mean that.
Onu demek istemedim, efendim.
I wouldn't say that, ma'am.
Onu demek istemedim.
That's not what I mean.
Onu demek istemedim, bayım.
I didn't say it, mister.
- Onu demek istemedim.
I didn't mean...
Onu demek istemedim...
I didn't exactly mean...
- Hayır, efendim. onu demek istemedim, bunun asaletle ilgisi yok.
That ain't how I meant it, and there was nothing noble about it.
Onu demek istemedim.
It's not that.
- Hayır, onu demek istemedim.
- No, I didn't mean that.
Onu demek istemedim.
No!
- Onu demek istemedim.
- That's what I mean!
Hayır, onu demek istemedim.
No, that's not what I meant.
- Yok, onu demek istemedim.
- No, I wouldn't say that.
- Onu demek istemedim.
- I don't mean that.
Kesinlikle değil, onu demek istemedim!
No, I didn't mean that.
onu demek istemedim!
I didn't mean that.
Yo, Yuk Lin hanım, onu demek istemedim
No, Miss Yuk Lin, I don't mean that
onu demek istemedim!
Don't take it so seriously
Yapma Rake. Onu demek istemedim.
Aw, Rake, no, I didn't mean that.
Onu demek istemedim.
Not what I meant.
Ama onu demek istemedim.
But I didn't mean it.
Onu demek istemedim, demek istediğim tamir edersem, iyi kar getirir.
I didn't mean that, I just meant that... I figure I could fix it up and turn a profit.
Onu demek istemedim içimde bir dürtü var.
I didn't mean it. I just got an urge.
- Onu demek istemedim.
That's not what I'm saying!
Hayır hayır. Onu demek istemedim.
No no no, that's not what I meant...
Onu demek istemedim.
I don't mean that.
Onu demek istemedim.
That's not what I meant?
- Onu demek istemedim.
That's not what I mean.
Hayır, onu demek istemedim.
No, I didn't mean that.
Onu demek istemedim.
I didn't mean it like that.
- onu demek istemedim...
- I didn't mean that...
- Onu demek istemedim...
i'm not.
Hayır, onu demek istemedim.
No! That's not what I meant.
Ben- - ben üzgünüm tatlım, onu demek istemedim.
I'm sorry, dear, I didn't mean that.
Hayır, onu demek istemedim.
I didn't mean that.
- Onu demek istemedim.
Oh, no, I didn't mean that, sir.
Onu demek istemedim.
That's not what I meant.
Öyle demek istemedim çünkü elinden ne geliyorsa onu yaparsın.
Yeah, I was not knocking it, you know, because you do what you can do.
Onu demek istemedim. Teşekkür ederim.
- I-I-I didn't mean I... thankyou
istemedim 58
onu duydum 61
onu da 41
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu duydum 61
onu da 41
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30