Onu durdurmalısın translate English
186 parallel translation
Onu durdurmalısın.
You can stop him.
Daha fazla kimseyi öldürmeden onu durdurmalısınız.
You've got to stop him before he does any more killing.
Onu durdurmalısınız, yoksa şehirde vaaz vermeye başlayacak.
You must stop him, or he will begin preaching in the city.
Onu durdurmalısınız.
You've got to stop him.
Ciddi şekilde yaralandı, ve şimdi şuna eminim ki onu durdurmalısın.
He's been seriously hurt, and I'm sure now that you know, you'll wanna stop it.
Onu durdurmalısın!
We've got to stop him!
Onu durdurmalısınız.
You must stop him.
Onu durdurmalısın.
You've got to stop him.
Fakat onu durdurmalısınız!
But you have to stop him!
- Maya, onu durdurmalısın!
- Maya, you must stop him!
Baba, onu durdurmalısın.
Father, you must stop him.
Onu durdurmalısın, Bill.
It's all around me, actually.
Onu durdurmalısın.
You've got to stop her.
Bay Rathe, onu durdurmalısınız, katil o!
Mr Rathe, you must stop her, she's a murderer!
Onu durdurmalısın!
You must stop him!
Onu durdurmalısın.
You have to stop her.
- Hayır, onu durdurmalısın.
- No, you got to stop it.
Onu durdurmalısın. Tanrım!
- You've gotta stop him, Jonathan.
Onu durdurmalısın.
He's on the move. You've gotta stop him.
Onu durdurmalısın.
You gotta stop it! Stop him!
Onu durdurmalısınız.
You got to stop him.
Onu durdurmalısın.
You have to stop.
Orada her ne yapıyorsan, onu durdurmalısın.
Whatever it is you're doing out there, you've got to stop it.
- Onu durdurmalısın.
- You must stop it.
- Onu durdurmalısın.
You've got to stop her.
Onu durdurmalısınız.
You have to stop him.
Onu durdurmalısınız!
You've got to stop it!
Taligaro, onu durdurmalısın.
Taligaro, you must stop him.
Onu durdurmalısın.
You must stop him.
Onu durdurmalısın!
You gotta stop him!
Onu durdurmalısın!
You've got to stop him!
Onu durdurmalısın.
You have to stop it.
Onu durdurmalısın!
You've gotta stop it!
Onu durdurmalısınız.
You've got to stop it.
- Onu durdurmalısınız.
- You have to stop him.
Onu durdurmalısın John.
You've got to stop her, John.
Tamam, onu durdurmalısınız.
Okay, well you have to stop her.
- Lütfen onu durdurmalısınız!
- Please, we've got to stop him!
Onu durdurmalısın.
You have to stop him.
Onu durdurmalısın.
You must stop her.
Onu durdurmalısın. Ailem bu mahalleye iki sebepten geldi. İyi okulları ve Hızlı Tony'nin Pizzacısı.
I mean, my family moved into this neighborhood for two reasons, great schools and Speedy Tony's Pizzeria.
- Eğer bir şey söylemek istiyorsan onu durdurmalısın.
You're right. If you wanna say anything, I'd tell her off.
Nasıl bilmiyorum ama onu durdurmalısınız.
I don't know how, but you've got to stop him.
Onu durdurmalısın.
You gotta stop him.
Büyü sözlerini söylemeden durdurmalısın onu.
You must stop him before he can say the chant.
Maria, bu bir karmaşa, onu bakanla buluşmadan önce durdurmalısın.
Maria, this is a mess, you've got to stop him before they meet.
En kötü ihtimalle, bombayı patlatacağını düşünüp onu durdurmalıyız.
that it's going to be detonated unless we stop it.
Onu durdurmalısın!
You have to stop her.
Dışarıda, başka bir kızın peşinde ve ben onu durdurmalıyım.
He's out there hunting another little girl, and I've gotta stop him.
Bak, o tavşan Carl'ın arabasını öldüren şey ve onu durdurmalıyız.
Look, that rabbit is the thing that killed Carl's car and we need to stop it.
Ujjaini'de durdurmalısın onu.
You must stop him at Ujjaini itself.
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu demiyorum 23
onu durdurun 30
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu demiyorum 23
onu durdurun 30