Onu dinleyin translate English
210 parallel translation
Sözlerini bitirene kadar onu dinleyin.
Listen to him until he has finished.
Onu dinleyin, onun yalanlarını.
Listen to her, with her righteousness.
Onu dinleyin.
Listen to him.
İşte, onu dinleyin. Şimdiden kaptan gibi davranıyor.
Here, listen to him, acting like an officer already.
Onu dinleyin, tekrar tekrar bunları söylüyor.
Listen to him, saying them over and over.
Onu dinleyin, bu onun işi.
Listen to him. It's his business. WOMAN 2 :
- Onu dinleyin Bay Locke.
Wait till you hear him, Mr. Locke.
Onu dinleyin!
Listen to him!
- Onu dinleyin, Bayan Goody İki-Ayakkabılı.
- Listen to her, Miss Goody Two-shoes.
Onu dinleyin, çünkü Pentagon, uzmanlığı konusunda onu dinliyor.
Listen to her, because the Pentagon listens to her about your proficiency.
Tanrı der ki "Bana gelin." Onu dinleyin.
God says, "Come unto Me." Take Him at His word.
Onu dinleyin. "O bunun için burada."
Listen to her. That's what he's here for.
- Onu dinleyin.
Listen to what she's saying.
Lütfen onu dinleyin. Söylediklerini yapın. Benim çocuklarım var.
Tommy and Sally!
Onu dinleyin.
Listen to her.
Evet, onu dinleyin.
Yes, listen to her.
ve şimdi sizlere kaptanınızı sunuyorum, Lance Harbor, onu dinleyin.
Now I present to you our captain, Lance Harbor. Let's hear it!
Onu dinleyin.
You gotta listen to that.
Onu dinleyin?
Listen to her?
Onu tanıyor musunuz? Öyleyse dinleyin.
Then listen to what I'm going to say.
Dinleyin onu.
Listen to it.
Onu sevin ve dinleyin.
Love her and listen to her.
- Dinleyin, onu parçalayacaklar.
- Listen. They'll tear him to pieces.
Dinleyin 10 dakika önce, onu vurmayı teklif ettim. Daha ağır bir cezanın, tahliyenin acısından kurtarmak için.
Listen 1 0 minutes ago, I offered to shoot him to spare him the agony of the heavier sentence, release.
Tavsiyemi dinleyin ve onu ziyaret etmeyin.
Follow my advice and don't visit him.
- Beni dinleyin! - Haydi götürün onu! Ben hayatımı Tanrı'ya, evime ve ülkeme adadım.
That soothing, magical formula called papaya cream.
Dinleyin onu! Şeytanminaresi onda!
He's got the conch.
Onu iyi dinleyin.
Pay attention to her.
Konuşun onunla, dinleyin onu.
I've talked with him. I've listened to him.
Onu bir dinleyin.
We're giving her a test.
- Dinleyin onu gerçekten incitmediler.
Somebody do something!
Onu bir dinleyin.
Listen to it for a moment.
Dinleyin, kendini buna hazır hissetmeyen ve, burada kalmak istemeyen varsa, Şimdi ayrılsın, onu durdurmayacağım.
From now on, if anyone feels discontent, feeling tough to stay on, he may leave the hill.
Dinleyin çok üzgünüm ama o çalışma odasına kapandı ve yazı yazıyor onu şimdi rahatsız edemem.
I'm sorry. He's locked in his study writing and I can't disturb him now.
Hayır, dinleyin. Eğer bu, gelmiş geçmiş yazılan en iyi kitapsa, onu okuyacağım.
No, listen, if this is the best book ever written, I'm gonna read it.
Dinleyin onu!
Listen him!
- Dinleyin kızlar, bir fikrim var. Ben onu baştan çıkarıp dikkatini dağıtacağım siz de ona arkadan yaklaşıp karate darbesiyle devireceksiniz.
I'll create a diversion by picking up something seductively, and you two sneak up and give him a karate chop.
Dinleyin, neden gidip bir bakmıyorum, belki onu biraz daha oyalayabilirim.
Listen, why don't I see if I can stall him a bit?
Onu eve götürüyorum. Beni dinleyin. Bu kız deli.
I'm taking her home!
Dinleyin, yüzbaşı, onu istemezsiniz.
Listen, Captain, you don't want him.
Dinleyin onu seveceksiniz.
Now, listen. You'll like him.
dikkat, dikkat et... dinleyin çocuklar, istediğiniz zaman gelip onu okuyabilirsiniz.
Careful, careful.... You guys can come read it anytime.
Onu değil, beni dinleyin.
Don't listen to him ; you listen to me.
Hayır, beni dinleyin. Biliyorum inanması güç ama onu hayatta tutan bu kuyu.
No, listen to me, I know it is difficult to believe but the pit is what keeps him alive.
Dinleyin, işte bu haldeyken onu bulacağım.
Listen, I'm going to find her and she will be for sale.
Dinleyin, eğer bu çocukla ilgilenmek ve onu gözetmek istiyorsanız, bu elbette mümkün.
Listen, if you would like to care for this child, if you would like custody, it is surely possible.
Dinleyin, kız onu ifşa etti.
Listen. She exposed him herself.
dinleyin, işte bu haldeyken onu bulacağım.
Listen, I'm going to find her and she will be for sale.
Onu çok zamandır tanımıyorum, ama anlıyorum : tavsiyemi dinleyin.
I haven't known him long, but I understand him : so take my advice.
Dinleyin, babanızın konsantrasyonu bozulmamalı o yüzden burada bekleyelim ve onu rahatsız etmeyelim
Now, listen, your father really needs to concentrate... so we'll just stay here and not disturb him.
Ulusal koroların aptalca olduğunu biliyorum. Ama onu tüm dikkatinizle dinleyin.
Now I know that choir tours are totally stupid and lame, but please give her your full attention.
dinleyin 2039
dinleyin çocuklar 39
dinleyin beni 121
dinleyin beyler 16
dinleyin millet 33
dinleyin lütfen 16
dinleyin bayım 17
dinleyin şimdi 19
onu duydum 61
onu da 41
dinleyin çocuklar 39
dinleyin beni 121
dinleyin beyler 16
dinleyin millet 33
dinleyin lütfen 16
dinleyin bayım 17
dinleyin şimdi 19
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu demiyorum 23
onu durdurun 30
onu duydun 126
onu dinleme 106
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu duyuyorum 23
onu demiyorum 23
onu durdurun 30
onu duydun 126
onu dinleme 106