English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onu duyuyorum

Onu duyuyorum translate English

194 parallel translation
Sessizlikte bile onu duyuyorum!
Silently yet I still hear it!
Onu duyuyorum.
I hear him.
Dört haftadır sadece onu duyuyorum ama onu nerede görebiliriz ki?
That's all I've been hearing about for the last four weeks, but where can anybody see him?
Gece onu duyuyorum.
I hear him during the night
Onu duyuyorum.
I hear it.
Onu duyuyorum!
I hear him!
Beceriksiz olmaktan onu duyuyorum.
I take pride in being clumsy...
- Onu duyuyorum.
They took him away. I hear him.
Onu duyuyorum.
I hear her.
Onu duyuyorum.
I hear him. I hear him.
- Onu duyuyorum.
- I hear him.
Onu duyuyorum!
He's running towards us!
Galiba onu duyuyorum.
I think I hear him.
- Tanrım. Onu duyuyorum.
Oh, my God, I, I can hear her.
Onu duyuyorum.
I can hear her.
- Onu duyuyorum... fisiIdiyor.
- I hear him... whispering.
Onu duyuyorum... fisildiyor.
I hear him... whispering.
Onu duyuyorum.
I can hear him.
Genellikle önce onu duyuyorum.
- "Ooga chucka."
Onu duyuyorum. Seni duyuyorum!
I hear you!
Bazen kafamda bir melodi oluyor. Ve hemen sonra başka birinin daha onu mırıldandığını duyuyorum.
Sometimes I get a tune in my head like that and, pretty soon, I hear somebody else humming it, too.
Hep aynı şeyleri duyuyorum. Kör bir adamla parası için evlendiğimi söylüyorlar. Sonra da onu parası için öldürdüğümü.
I keep hearing them all the time saying I married a helpless blind man for his money and then killed him for his money.
- Şu arkadaki adam onu duyuyorum.
- I don't know.
Sesim heyecandan titrerse lütfen beni affedin. Nasıl heyecanlanmam ki? Şu anda onu sahneye davet etmekten onur duyuyorum.
And now, please forgive me if my voice trembles a bit more than usual,... but how can one not be thrilled to introduce our guest of honour...
Onu tanımaktan endişe duyuyorum.
I'm not too worried about meeting him.
kalbimin bestelediği şarkıyı, onu hala duyuyorum
Song of my heart's composing I hear it still
Peggy, şehrin içinde yok olmak üzere ofisimden her çıktığında onu geri çağırmak için korkunç bir arzu duyuyorum.
EVERY TIME PEGGY LEAVES MY OFFICE TO DISAPPEAR INTO THE CITY, I HAVE THE MOST AWFUL URGE TO CALL HER BACK
Onu şimdi duyuyorum.
I hear it now
Onu yaralamak için söylediğim her şeyden, vicdan azabı duyuyorum.
Everything I've said to wound him, I regret.
Size Peder Brown'ı sunmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Bu yıl Ağlayan Bakire heykelinin mucizevi özellikleri... konusunda vaaz vermesi için... onu bizzat Tanrı görevlendirdi diyebiliriz.
It is with great happiness that I present to you Father Brown... whom, we may say, the hand of God himself... has chosen to deliver this year's sermon... on the miraculous properties of the shrine of the Weeping Virgin.
Camdan bakıyorum, Jim'i görüyor, Jim'i duyuyorum ne var biliyor musun, özlüyorum onu.
I look out of the glass. I see Jim. I hear Jim.
annen size ne ögretti sevgilim onu birak ben iyi duyuyorum bu sizin isiniz degil bizim
What have your parents taught you? Leave him, dear I am alright. This is not your job, this is ours.
Buna saygı duyuyorum, ama lütfen, onu görebilir miyiz?
I respect that. But, please, may we see him?
Orada, duyuyorum onu.
Is there. I heard it.
Onu duyuyorum.
- Yeah! Yeah!
- Nereye gittiğini hissettiniz mi? - Onu duyuyorum!
I hear him!
Onu takımımızın bir parçası olarak görmekten büyük mutluluk duyuyorum.
I'm very happy to see him as a part of our team.
Ama bazen onu düşlediğim anlarda bir fısıltı duyuyorum... Diyor ki...
But now I hear a voice, behind the clouds, calling
Onu ilk defa duyuyorum.
I didn't know about her.
Şimdi insanların söylediklerini duyuyorum, "Ama Ellsberg onu ülkenin iyiliği için yaptı."
I hear people say, " But Ellsberg did it for the good of the country.
Ben... ben onu tanıdığım için gurur duyuyorum.
I'm proud to have known her.
Senin için onu kullanarak düşünebilirsiniz "Sarışınlar." Ben o söylüyor duyuyorum.
I want you to consider using her for "Blondes." I hear she sings.
Donny Ray Black'in... son nefesini verip, yavaşça ölmesini düşündüğümde... kendimden ve onu kurtaramayan, tüm hukuk sisteminden... dolayı utanç duyuyorum.
When I think of Donny Ray Black... Gasping for his last breath of air and slowly dying... I am disgusted with myself...
Onu senden daha iyi duyuyorum.
I can hear it better than you.
Ve şimdi sağolasın, ne zaman onu yüzüne baksam, yok yere suçluluk duyuyorum.
And now because of kissing you, I feel guilty over nothing.
- Saygı duyuyorum ama Jack'le onu burada bıraktığınızda Andie'nin durumunu bliyordunuz. Birden bire vicdan azabı duymaya başladığınız için onu eve götürmek istemeniz haksızlık.
- Well, with all do respect, sir, you knew of Andie's condition when you left her and Jack here so to take her away now because you suddenly developed some sort of guilty conscience is not fair.
Söyleyin ona... onu çok özledim ve onunla çok gurur duyuyorum.
Tell him... tell him I miss him, and I'm proud of him.
Onu bütün gün duyuyorum!
Listen, listen.
ben Madoon, kizim bir lezbiyen, onu seviyorum ve annesi oldugum icin gurur duyuyorum.
I'm Lorraine and my daughter is a lesbian. I love her and I'm proud to be her mom.
Onu öldürdüğüm için gurur duyuyorum.
I am proud I killed her.
" Onu öldürdüğüm için gurur duyuyorum.
" I'm proud that I killed her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]