Sizin olsun translate English
730 parallel translation
- Dinleyin, Bana oyun akışını verin ve 500 papel sizin olsun.
- Listen, give me the signals, and this 500 bucks is yours.
Pekala, bedavaya sizin olsun!
Well, you can have him for nothing!
Sizin olsun!
Take it away!
Roy Earle'ünüz sizin olsun.
You can have your Roy Earle.
Naziler sizin olsun.
You can have'em.
Tamam, sizin olsun.
alright, he's yours.
-... sizin olsun.
If you find it later, you can have it.
Sizin olsun. Sizin olsun.
Well, you can have it.
Bana heyecan verici bir marş çalan eski günlerin bandosunu verin... bütün aptalca vik vik eden şeyler sizin olsun.
Give me a good old band playing a rousing march, you have all your silly little tweet tweets.
- Bütün mutluluklar sizin olsun. - Evet.
We wish you all the happiness in the world, my dear.
Alın sizin olsun!
Take him and get out!
Bizi bırakın, sizin olsun!
Let us go, and it's all yours!
Haydi ayrılalım, Chuck-A-Luck sizin olsun.
Let us leave, and Chuck-A-Luck's yours.
İşbirliğine ihtiyacım yok Bay Barrett. Benim kendi avukatım var. Avukatınız sizin olsun.
I don't have to cooperate Mr. Barrett, I already have my own attorney.
Sıkı birine ihtiyacınız varsa, alın sizin olsun.
If you need a tough guy, he's all yours.
Oh, şimdi her şey sizin olsun.
Oh, take everything then.
Pekâlâ, öyleyse sizin olsun.
- Of course. Okay, then, it's yours.
Bütün mutluluklar sizin olsun!
All the happiness in the world!
İsteyin, sizin olsun.
Ask and it's yours.
- Güç sizin olsun, Sina şeyhleri. - Tanrı kalbine yol göstersin.
- Strength to you, sheiks of Sinai.
Alın mösyö, sizin olsun.
Here, sir, they are yours.
Sizin olsun.
You got him.
Tüm tütünüm sizin olsun!
You can have all my tobacco!
" Çeki yazın ve ev sizin olsun.
" Just write the check and the house is yours.
Champs ÉIysées'niz ve VersaiIIes'daki sarayınız sizin olsun.
Keep your Champs Élysées and your palace in Versailles.
Onu yerle bir edin ki tüm mekân sizin olsun!
Crush him and you get all his turf!
Ne isterseniz sizin olsun.
You can have anything you want.
Altı peni verin, şu kör olası sepetin tamamı sizin olsun!
Here, take the whole bloomin'basket for a sixpence!
Sizin olsun.
Well, you can have it.
Sizin olsun.
You have it.
Bize bombardıman uçaklarınızı verin sepetlerimiz sizin olsun.
Give us your bombers, sir, and you can have our baskets.
Alvin, neden sizin patronunuzun dosyalarıyla haşır neşir olsun?
Why would Alvin fiddle around with your boss's accounts?
Sizin taraf düzgün olsun.
See the joints are straight.
Lanet olsun. Sizin palavralarınız yüzünden benim pantolonum ayvayı yedi.
Thanks to your dumb talk I ruined my pants...
Eskiden bir beyefendinin yanında çalışırdım. İki arkadaşıyla sizin gibi giyinip eğlence olsun diye çıkmışlardı.
I worked for a gentleman once who likewise, with two friends, accoutered themselves as you have, sir, and then went out for a lark.
Sizin fikriniz ne olursa olsun adamların söyleyeceklerini dinlememizi öneririm.
No matter what your opinion, I suggest we hear what they have to say for themselves.
Sizin yemek yiyip, uyuyabileceğiniz bir eviniz olsun diye bu işe başladım.
I took that job so you and your sister could eat, sleep and have clothes.
- Sizin ki kremalı mı olsun?
- You like yours with cream?
Buna rağmen, söylenecek şey çok gerekli olmasa da onların kişisel fikirleri ne olursa olsun sizin için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar.
However, it is hardly necessary for me to add that whatever their personal belief, they will all give you their best.
Sizin öykünüz olsun.
I want to do your story.
Oysa ben beyaz bir Noel olsun isterdim hani sizin alışkın olduğunuz Noeller var ya.
And I so much hoped we could give you a white Christmas, just like the ones you used to know.
Aile mahkemesi tam da... sizin sorunlarınızı taşıyabileceğiniz bir yer olsun diye var.
Family court exists precisely so you have a place to bring your troubles.
Bayan Wilberforce, tam şu an hasta, tatlı ve yaşlı bir bayan - sizin gibi onun da ilerde mekanı cennet olsun - korkacak hiç bir şeyi olmadan bir sükunet ama büyük bir umutla bekliyor.
WELL, IT'S JUST THAT - WELL, AT THIS VERY MOMENT, MRS. WILBERFORCE, THERE IS WAITING AN INVALID, A DEAR, SWEET, LITTLE OLD LADY -
Üzerinde sadece iki parmak izi olsun. Sizin ve sekreterinizin.
I want only two sets of fingerprints on it - yours and your secretary's.
- Sizin de gününüz aydın olsun.
And the rest of the day to you.
Müfettiş, sizin fikrinize göre bu saldırgan erkek, kadın ya da ne olursa olsun Bayan French'i gafil avlamış olabilir mi?
Inspector, is it your opinion that the assailant, whether he, she or it, had taken Mrs French by surprise?
Her ne olursa olsun Baltimore Herald linçe karşı dimdik sizin yanınızdadır.
Well, anyway, the Baltimore Herald is with you, right up to the lynching.
Sizin görüşleriniz neden başkalarınınkinden daha önemli olsun ki?
Why should your opinion mean more than others?
Bu ışık sizin zerafetiniz olsun!
That the light will be gracious to you!
Sizin gibi sorumluluk sahibi bir güvenlik subayının Raymond gibi değerli bir mekanizmayı sırf heyecan olsun diye riske atması kanımı dondurdu.
I'm shocked that a security officer with the responsibility you hold would risk a mechanism as valuable as Raymond out of sheer nervousness.
Ben öleceğim ama bu utanç sizin, yazıklar olsun, amigo
I'm going to die but it is you I pity, amigo
olsun 342
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24