Sizinle konuşmak istiyor translate English
505 parallel translation
Margrave Ruediger, Leydi Kriemhild akşam duasından sonra sizinle konuşmak istiyor.
Margrave Ruediger, Lady Kriemhild wishes to speak with you after evensong!
Evet, sizinle konuşmak istiyor.
Yes, he wants to talk to you.
Hofmeister sizinle konuşmak istiyor, Müfettiş.
Hofmeister would like to speak with you, Inspector.
Müfettiş Lohmann sizinle konuşmak istiyor.
Inspector Lohmann wishes to speak to you.
Sizinle konuşmak istiyor. Asansörde misiniz?
You're In The Elevator?
Sizinle konuşmak istiyor.
He wants to speak to you.
Arkadaşım sizinle konuşmak istiyor.
My friend wishes to speak with you.
Sizinle konuşmak istiyor.
He wishes to speak to you.
Hükümlü sizinle konuşmak istiyor.
The condemned would like to speak to you.
Sizinle konuşmak istiyor, bazı sorunları varmış.
He wants to talk to you, he's got problems.
Müfettiş sizinle konuşmak istiyor.
The inspector would like you to have a little talk with him.
- Aziz Ana sizinle konuşmak istiyor, Rahibe Clodagh.
- Reverend Mother wishes to speak to you, Sister Clodagh.
Şef sizinle konuşmak istiyor.
Chief wants to talk to you.
Bayan Shellhammer sizinle konuşmak istiyor.
Mrs. Shellhammer wants to talk to you.
Evet o... sizinle konuşmak istiyor.
Yes, she... she wants to speak to you.
Sizinle konuşmak istiyor.
She wish to speak with you.
- Yüzbaşı Lochner sizinle konuşmak istiyor.
- Capt. Lochner wants to talk.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- He asked to see you.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- He wants to speak to you.
Kusura bakmayın, Bayan Bell ama Kaptan Huk sizinle konuşmak istiyor.
Beggin'your pardon, Miss Bell, but Captain Hook would like a word with ya.
Miss Ordway sizinle konuşmak istiyor.
[Woman] There's a Miss Ordway who wishes to speak to you on two.
Annem sizinle konuşmak istiyor.
My mother wishes a word with you.
Dr Han, Mr Palmer-Jones sizinle konuşmak istiyor.
Dr Han, Mr Palmer-Jones would like to speak with you.
- Babam sizinle konuşmak istiyor.
My father would like to speak with you.
Efendim, hanım sizinle konuşmak istiyor. Börte?
Lord, my mistress wishes to speak with you.
Bu beyler sizinle konuşmak istiyor.
These fellows want to talk to you.
- General Nye sizinle konuşmak istiyor.
- General Nye wants to talk to you.
Bay Harris sizinle konuşmak istiyor.
Mr. Harris would like to talk to you.
Sizinle konuşmak istiyor.
He'd like a word with you.
Affedersiniz Lili. Yüzbaşı sizinle konuşmak istiyor.
Excuse me, Miss Lili, Captain Hobart would like to talk to you.
Moriyama-san hemen sizinle konuşmak istiyor.
Moriyama-san wishes to speak to you directly.
Afedersiniz, Müfettiş Scott sizinle konuşmak istiyor.
Excuse me, an Inspector Scott wishes to speak to you.
Bay Jarrett sizinle konuşmak istiyor.
Mr. Jarrett wishes to talk to you.
Bay Prokosch sizinle konuşmak istiyor.
Mr. Prokosch wants to speak with you.
Bayan Persson sizinle konuşmak istiyor.
Mrs. Person would like to have a word.
Doktor sizinle konuşmak istiyor.
The doctor would like to talk to you.
Sizinle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
Bayan Mulligan, kocanız sizinle konuşmak istiyor.
Mrs Mulligan, your husband on the phone.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
He wants to talk with you privately.
Sizinle bankayla ilgili bazı işleri konuşmak istiyor...
He wants to talk some bank business to you before...
Bay Henry, bir beyefendi sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
Mr. Henry, a gentleman wants to see you most particular.
Bn. Rutledge sizinle mutlaka konuşmak istiyor.
Mrs. Rutledge is very anxious to talk to you.
Bayan Villander sizinle biraz konuşmak istiyor.
Miss Villander would like a word with you.
Hasta bir adam konuşmak istiyor sizinle.
Here is a sick man that would speak with you.
- Bayan Wilberforce Albay Courtney sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
MRS. WILBERFORCE, MAJOR COURTNEY WOULD LIKE TO SPEAK TO YOU PRIVATELY, IF YOU DON'T MIND.
Quanah sizinle iş konuşmak istiyor.
Quanah, I'd like to talk a little business with you.
İkimizin de ailelerini ilgilendiren bir konuda sizinle konuşmak için izin istiyor.
He asks permission to speak to you about a matter concerning both our families.
- Bay Ripley sizinle konuşmak istiyor.
Mr. Ripley wants to talk to you.
Hastaneden biri geldi, adı Franz, sizinle acilen konuşmak istiyor.
An orderly from the hospital, named Franz, wishes to speak to you urgently.
Sizinle acil olarak konuşmak istiyor.
He wishes to speak to you urgently.
Bay Kanning, Sayın Başbakan sizinle bir şey konuşmak istiyor.
Attorney Kanning - the Vice - Chancellor would like a word.
sizinle konuşmak istiyorum 119
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin gibi 99
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19