Tamir et translate English
448 parallel translation
İn de şunu tamir et.
Get out and fix that.
– Hemen tamir et.
- Just fix it.
Kapıyı tamir et ve geri götür.
Fix the door and take it back.
Bir saniye, kapıyı başka bir yerde tamir et ve bu pislikleri kaldır.
Hey, wait a minute, you'll have to fix that door someplace and get all this junk out of here.
Önce telefonumu tamir et, haydi!
You get the hell out of here ;
Pencereyi kapat Johnny, çatıdaki deliği de tamir et.
Well, close the window, Johnny, and fix that hole in the roof.
Hank, tekerleklerin üzerindeki her şeyi tamir et.
Hank, fix up everything on wheels.
Sen git çatıyı tamir et.
Go ahead. Fix the roof.
Şuradaki gaz sızıntısını tamir et.
Fix the leaky gas here.
Tamir et.
- Yes, sir.
- Su tesisatı ile kazanı da tamir et.
- And fix the plumbing and the heater! - No, sir.
Bir şeyler tamir et!
Shoo!
Bir şeyler tamir et! "
Do something!
- Sabah gelince önce onu tamir et.
- Be sure to fix it first thing in the morning.
Arabayı tamir et, aptal!
Fix the car, you idiot!
- Orada durma. Tamir et şunu.
- Don't just stand there.
- Tamir et.
- Repair it.
Çatıyı tamir et!
Get the roof fixed!
- Orayı tamir et.
You fix?
- Birisinin botunu tamir ettiğini farz et.
But supposing I got someone to repair your boat for you.
Çabuk, şunu tamir et!
Quick, fix that!
- Sen farını tamir et ve beni rahat bırak.
- Just fix your light.
Öyle birbirinizle konuşup durmayın. Tamir et şunu!
Don't stand there talking to each other.
"Tamir et!" diyor.
Fix it, he says!
Kaptan von Trapp'in arabasını tamir et de çalışsın.
Fix Captain von Trapp's car so that it will start.
Sana tamir et dedim. Baştan yap demedim.
I asked you to fix it, not rebuild it.
Nomad, o kadarı da işimi görebiliyor. Bunu tamir et.
It serves me as it is, Nomad.
Bu birimi de tamir et.
Repair that unit.
Şu şeyi tamir et.
Get this thing fixed.
Küçük arabayı tamir et.
You fix the little car.
Gel bana yelken'i tamir etmemde yardım et.
Come and help me mend the sail.
Roketini tamir et. Öğle yemeğini erken yapıp sana yardıma geleceğim tamam mı?
Now you fix your rocket, and I'll do an early lunch, and I'll come up and help you, all right?
Onu tamir et.
Patch her.
Oh, ve kahrolası ekmek kızartıcıyı tamir et.
Oh, and fix the damned toaster.
Kim tamir et dedi sana?
Who told you to fix it?
Tamir et şunu!
Get it fixed!
Araba tamir et, telefona bak. Sonra zincire vurun da camları sileyim.
Then you can chain me up, and I'll wash the windows.
- Şu telefonu tamir et! - Emredersiniz!
Get that phone fixed Yes, sir
Kobyella, trampeti tamir et.
Repair drum.
- Öyle mi? Al, tamir et bakalım şunları!
Well, here, fix those suckers!
Tamir et öyleyse!
Repair it!
Kullanma talimatlarını al, ve mümkün olduğunca arabayı tamir et. Parti dışında birkaç tur atacağım!
Lender in the operating instructions, and repaired the car, as long as I spin out to party!
- Önce televizyonu tamir et.
- Fix the TV set first.
Yırtığı tamir et.
Fix the tarp.
- Git kaseyi tamir et.
- Go fix bowl.
Kolu tamir et, ben de bu arada oyuncak bebek olacağım!
Fix the arm... in the meantime I'll play the doll!
- Tamir et.
- Fix it.
- Peki, Nomad. Birimi tamir et.
All right, Nomad, repair the unit.
- Tamir et.
Fix it.
- Hemen tamir et!
- Repair it now.
Hayır hayır hayatım roketini tamir et ; bırak bu anne'de kalsın.
No, no, darling, you can fix your rocket ;
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27