English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ E ] / Etrafına bir bak

Etrafına bir bak translate English

714 parallel translation
Etrafına bir bak, harika burası.
- Oh, come on, Ella. This place is perfect.
Etrafına bir bak.
Look about you, Delilah.
Etrafına bir bak, Altar Keane.
Look around you, Altar Keane.
Öğrenecek çok şey var Etrafına bir bak
There's a lot to be learned, so look around
- Etrafına bir bak.
- Look around you.
Etrafına bir bak.
Look around you.
Etrafına bir bak.
LOOK AROUND YOU.
Etrafına bir bak.
Come on. Take a good look.
Etrafına bir bak.
Take a look around.
Etrafına bir bak...
Look around you...
Etrafına bir bakınsana.
Take a look around you.
Etrafına bir bak.
Just take a look around.
"Aptalca sorular soracağına, etrafına bir bak" derdin.
See for yourself, you'd say.
Etrafına bir bak.
Just look around!
Etrafına bir bak, kuzenim Haberleri yaratırız biz burada
# Look around you, cousin, at the news we're making here
Etrafına bir bak, kuzenim Haberleri yaratırız biz burada
# Anybody who is anybody will soon walk through that door
Gözlerini dört aç da etrafına bir bak!
Open your eyes and look for yourself.
Etrafına bir bak, evlat.
Look around you boy.
Michelle, etrafına bir bak.
Michelle, take a look around.
Etrafına bir bak!
Just look around you!
Etrafına bir bak!
Look around you!
Etrafına bir bak.
Everybody glides along on roller skates or on jogging shoes... with those Martian radio things over their ears. You look around you.
Etrafına bir bak, ve eğer uygun birini beğenirsen geri dön ve beni gör.
Take your time. Look around. You find one you like, come back and see me.
Etrafına bir bak Charlie.
Look around you, Charlie.
Etrafına bir bak Bill.
Take a look around, Bill.
Aç gözlerini ve etrafına bir bak.
Open your eyes and look around.
Bak Meryem... Etrafına bir bak.
Look, Mary look at this.
Etrafına bir bak, ölüm av peşinde...
Look around you, death is on the prowl...
" Etrafına bir bak ve söyle, bunun şunları şunları var.
" You look around, you say,'This one has so-and-so. I got nothing.
Etrafına bir bak.
Take a look at this place.
- Etrafına bir bak!
- Look around!
Dağ sıçanı gibi, etrafına bir bakıyor kendi gölgesini görüyor, ve korkup kaçmaya başlıyor.
It's like Groundhogs Day, peeking out seeing its own shadow, getting scared and running away.
Yatak odasında da binlerce kez rica ettiğim gibi Etrafına bir bak.
Like I have pleaded with you a thousand times in the bedroom just look around.
Etrafına bir bak, Malibu Stacy.
Look around you, Malibu Stacy.
Bir etrafına bak.
Look around for yourself.
- Etrafına bak, ondan bir sürü var.
- Just look around. There's a lot of her spread about.
Etrafına bir bak.
Look around.
Tek başına büyüdü, yavru bir serçe gibi,.. ... etrafına bakınarak,.. ... ve Allah bilir, neyi arayarak.
He grew up alone, like a poor little sparrow, looking all around, searching for God knows what.
Ama bir etrafına bak, Kirk.
But look around you, Kirk.
Etrafına bir güzel bakın.
Take a good look around.
Etrafına bak, neredeyse başka bir ülke.
Look around, it's practically the country.
Bir de bak etrafına, bizden haberdar olan var mı.
And check if anyone knows about us.
Etrafına bak Golfo. Cennetten fırlatılmış... ve çevremizi bir sis gibi saran bulutlar... bizi kötü niyetli dedikodulardan ve patavatsız gözlerden koruyacaktır.
Look around you Golfo at the clouds around us which like a mist, like a blanket thrown from heaven shield us from malicious gossip and indiscreet eyes.
Tegel'in etrafında dolaşmak koyu ağaçların olduğu bir cadde evler kayıyor, çatılar sanki başına düşecek gibi bakıyor ama namusumla yaşamalıyım.
Walking around Tegel, an avenue with black trees, the houses sway, the roofs threaten to fall on your head, but I've got to go straight.
Hey bebeğim, etrafına bak... Altın parmaklıklı bir kafes...
Baby, look around it's a cage with golden bars.
Şöyle bir etrafına bak.
Wander around.
Bir Noophianlıyı Dünya'ya götürürsen, büyük ihtimalle etrafına şöyle bir bakıp,
If you brought a Noophian to Earth, he'd probably look around and say,
Etrafına bir bak.
Bobby, look around you.
Ama bir etrafına bak...
BUT LOOK AROUND.
Al, etrafına bak ve beğendiğin bir şey olursa söyle.
Al, just look around and tell me if you see something you like.
Bir şey olmak istiyorsan, başarı bekliyorsan... bir an önce uyan etrafına bak.
If you wanna be somebody, if you wanna go somewhere, you better wake up and pay attention.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]