Taze et translate English
261 parallel translation
İleride bir sürü bufalo var ben taze et temin etmek için o tarafa gidiyorum.
There's plenty of buffalo sign out here, so I'll be riding out to pick up fresh meat.
"... tarlayı sürüp taze et depolamamızı isterdin. "
" to do some plowing and laying in fresh meat.
- Taze et.
- Fresh game.
Taze et!
Fresh meat!
Gidelim de, bakalım taze et bulabilecek miyiz.
We're going out to see if we can find some fresh meat.
Neden ona taze et vermiyorsunuz?
" Then why don't you try fresh meat?
Eğer silahım olsaydı, taze et yerdik.
If I had my gun, we'd have fresh meat.
Evde dolaşan genç bir kız kaplana uzatılan bir parça taze et gibidir.
Having a young girl in the house is like offering raw meat to a tiger.
Bize de biraz taze et getirse.
I wish he'd bring us some fresh meat.
Bu savunmasız hayvanların ağzı var dili yok. Böylesine ahlaksız bir çapkının asla ailesini geçindirmek ve karısını mutlu etmek için zor şartlarda çalışan bir kocanın yerini alamayacağını karım bu şekilde anlayacaktı. TAZE ET NAKLİYATI
This mute creature, so vulnerable, helped my wife to understand, that cruel villain can't compensate for a husband, who's been working hard to feed his family and make his wife happy.
- Güzel, taze et.
- Good, fresh meat.
Taze et görmek isterdim.
I want to put some flesh on it.
Size biraz taze et getirdik!
We brought you some fresh meat!
- Belki taze et yemek istiyorlardır.
- Perhaps they need fresh meat.
Ve fazla yediğimiz taze et,
And the flesh that we have overfed,
Buzdan, kardan ve ağaçlardan başka hiçbir şey yok ve etraftaki tek taze et sen olacaksın.
There's nothing but ice and snow and trees and, You would be the only fresh meat around there,
Ama daha önemli olan, taze et ile birlikte...
But more importantly, with fresh meat.
Akbabalar için taze et olacak ve aslanlar, kaplanlar şu rezalet çimenleri yemeyi bırakacaklar.
You'll have fresh meat for the buzzards and the lions and tigers can quit eating that ridiculous grass.
Taze et onların favori yemeğidir.
Fresh meat is their favorite!
Mutlaka taze et kullan.
So use only the freshest chicken.
Taze et.
FRESH MEAT.
- Timsahlar taze et sevmezler.
Uh, see, crocs don't like fresh meat.
Taze et geldi.
Fresh meat just got here.
Taze et.
Fresh meat.
Yarın sizin göreviniz bana taze et, taze peynir ve taze kömür almak.
Now, it's your job tomorrow to get fresh meat, fresh cheese, and fresh charcoal. Watch those chips.
Bize taze et ver, süprüntü istemiyoruz.
Give us fresh ham, not trash.
Donmuş değil, taze et lazım bana!
I said, no frozen meat, only fresh meat!
Hey, taze et.
Hey, new meat.
Taze et.
Raw meat.
Bana taze et dedi.
He called me raw meat.
Bunun için taze et buldum bile.
I got some fresh meat lined up.
ben taze et severim!
This means fresh flesh for me.
Taze et, taze et, taze et.
Fresh meat, fresh meat, fresh meat.
# Canınız güzel taze et çekiyorsa eğer
If you're hungry for a hunk of fat and juicy meat
Bir ay taze et yiyeceksin.
You'll be eating fresh meat for a month.
Ahh, taze et.
Fresh meat.
Tabi ki taze et de bulmayı umuyordum.
And this gave me fresh hope.
Öğütücü için taze et, ha?
Fresh meat for the grinder?
Sizin için biraz taze et getir.
Got some fresh meat for ya.
Oh, taze et!
Oh, fresh meat!
Ve butun o seks partileri eglenceler biraz taze et icin bekliyor.
And all those sex-starved convicts just waiting for a fresh piece of meat.
- Bu et pek taze gibi gelmedi bana.
- I don't think this meat is fresh.
Sonra belki kuşkonmaz ve bezelyeli dana rosto ya da taze fasulyeleri kuzu biftek.. ... ve yanında elma dilimli patates.
Then maybe a roti de veau avec asperges et petits pois... or un epaule de mouton aux haricots verts... avec des pommes de terre sautees.
Biraz da şeker taze fasulye, salamura et ve sardalya alalım.
We should add some sugar... green beans, corned beef and sardines.
Et isterim taze sebze, yumurta bira.
I'd want meat fresh vegetables, eggs beer.
Taze et var.
In the icehouse- - A fresh beef.
Et suyunda makarna yapıyordum. Ateşte kırmızı biber közleyip zeytinyağlı ve sarmısaklı taze fasulyeyle sunma niyetindeydim.
I was making ziti with meat gravy... and I'm planning to roast some peppers over the flames... put on some string beans with olive oil.
Taze şifayı kabul et!
Receive a fresh anointing!
Hani şu, "Eğer bu et taze olsaydı, jokey hala ona biniyor olurdu," diyen mi?
You mean that one that says "If this meat were any fresher, the jockey would still be riding it"?
- Taze et.
- Fresh meat.
- Taze et.
Fresh meat.
etkileyici 234
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etmiyor 21
etrafta 23
etmiyorum 100
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etrafta kimse yok 27
etmiyor 21