Çocukları translate English
161,521 parallel translation
Çocukların rol modeli gibi.
Uh, she's kind of like the role model for kids.
Çocuklarınla izleyebileceğin porno.
Porn you can watch with your kids.
Ve zavallı siyahi çocukları kokainden uzak tutmak da benim için çok önemli.
And keeping poor black children off of crack is very important to me.
İkimizin de çocuklarının zarar görmesi gerekmiyor.
And neither one of our children need to be harmed.
Her şeyi kaybedeceğim, çocuklarım... - Nick. Nick!
I'm going to lose everything, my kids...
Çocuklarım için güçlü olmak zorundayım.
I have to be strong, for my children.
Çocuklarımızın bir ebeveyne ihtiyacı olacak.
Our children will need a parent.
Bu konumu tanımayabilirsin. Ancak burada bir ceset bulundu, Oliver Stephens-Lloyd, çocukların cinsel istismarı üzerine çalışan bir sosyal hizmet uzmanı.
Well, you might not recognise this location, but a body was found here, Oliver Stephens-Lloyd, a social worker trying to blow the whistle on child sexual exploitation.
Martha, çocukları sahaya geri götür.
Martha, take the children back to the corn.
Çocuklarımıza anlattığımız iki tür hikaye vardır.
There are two kinds of stories we tell our children.
Bir kız çocukları olmuş.
They're having their first kid, and it's a girl.
Karım ve çocuklarım vardı.
I had a wife, kids.
Çünkü sizin çocuklarınızla bizim çocuklarımız arasındaki oyunu kim kazanır?
'Cause your babies and my babies, who wins that sandbox squabble?
- Bir şeyi yok. Tracy ve diğer çocukların yanında.
She's fine, she's with Tracy and the other kids.
Baudelairelar, Josephine'i bir daha göremeyeceklerini düşünerek yanılıyorlardı ama onun son sözleri boş ve lanetlenmiş evinde yankılanırken çocukların çektiği acıyı izlemek istiyor olamazsınız.
The Baudelaires believed, incorrectly, that they would never see their Aunt Josephine again, but it can't be that you are interested in watching them suffer as her last words echo again and again throughout her empty and doomed house.
"Olur da birkaç yetimi evlat edinip zamansızca ölürsem onları kendi çocuklarınmış gibi yetiştireceğine söz ver."
"If I ever adopt some orphans and then meet an untimely death, promise me that you will raise them as if they were your own."
Çocukların eğitimine dair birkaç şey konuşmamız lazım.
Uh, Sham, I need to have a few words with you about the children's education.
Hiçbir kasırga bizi çocuklarımızdan alıkoyamaz.
It's gonna take more than a hurricane to keep us from our children.
Açıkçası, çocukların davranışları gerçekten de beni tereddüte düşürdü.
Well, I'll admit the children's behavior did make me have second thoughts.
Tamam, belki Kaptan Üçkağıt olmayabilirim ama bu çocukların yeri yine de benim yanım.
Well, maybe I'm not Captain Sham, but the children still belong to me.
Josephine çocukları Kaptan Üçkağıt'a bıraktı, Kont Olaf'a değil.
Josephine left the children to Captain Sham, not Count Olaf.
Belki de güvenlik prosedürlerimizi gözden geçirip çocukları tehlikeli makinelere yaklaştırmamalıyız.
Perhaps we should reevaluate our safety procedures. Or perhaps we shouldn't let children near dangerous machines.
"Seni kovup lisansını iptal ettireceğiz ve bir gün çocuklarımız olursa yanlarına yanaşamayacaksın!" dediler!
And, "We're going to kick you out and have your license revoked, and if we ever have children, we're never gonna let you anywhere near them!"
Eğlenceli yerlere giden, rahat yolculuklar yapan çocukların, -... başlarına bela olan...
If you like watching stories in which children enjoy pleasant rides in truck beds, on their way to colorful destinations...
Evet, çünkü okula giden çocuklarız biz.
Right, because we're schoolchildren.
Bu kez kendileri değil, zavallı çocukları.
Well, their miserable children this time.
Çocukları kastetmiştim.
- I mean from the children.
- Baudelaire çocukları.
The Baudelaire children.
Onlar büyük, aptal çocuklar.
They're big, dumb boys.
Evet, bu maç kesinlikle çocuklar için değil.
All right, well, this is definitely not a match for children.
İşte çocuklar, yap veya bırak.
This is it, guys, make or break.
Selam çocuklar.
Hi, guys.
Gelin çocuklar.
Come on, guys.
Merhaba çocuklar.
Hey, kids.
İki odalı mı yoksa tek odalı mı bakıyoruz? Çocuklar.
And are we looking for a one-bedroom or a two-bedroom?
PEKÂLÂ ÇOCUKLAR, ÖLMEYE HAZIR OLUN!
_
Benim yaşımdaki çocuklar pek sabırlı değildir de.
You know, kids my age don't have a lot of patience.
Söz veriyorum, Kaptan Üçkağıt'ı soruşturacağım çocuklar. Bankacı kabiliyetlerimi sonuna dek kullanacağım.
Children, I promise to investigate this man Captain Sham to the fullest extent of my ability as a banker.
Sonra çocuklar benim mi olacak?
And then the children will be mine?
Tezgâhtar nasıl süt istediğimi sordu çocuklar nane şekerlerini açıp ağızlarına koydular.
Well, the clerk asked me what kind of milk... the children unwrapped their peppermints... and placed them into their mouths.
Kaptan Üçkağıt, çocuklar çok hasta.
Captain Sham, the children are quite ill.
Hapsi boylayacaksın. Çocuklar benimle gelecek. Bu meseleyi...
You are going to jail, and the children will come with me and we'll settle this once and for...
Merhaba çocuklar.
Oh, hello, children.
Yani o çocuklar sevgi dolu bir yuvada büyüsün istemez misiniz?
I mean, don't you want to see those children in a loving home?
Hadi çocuklar.
Come on, children.
Bu çocuklar "had" sözcüğünü nereden biliyorlar?
How in the world does a child know a word like "inordinate"?
Bu bıçkıhane çocuklar için hiç güvenli bir yer değil.
Well, this Lumbermill is hardly a safe place for children.
Çocuklar, karşınızda...
Uh, children, I'd like you to meet...
Bu ekonomide çocuklar iş bulabildiklerine şükretmeliler.
In this economy, children are lucky to have a job at all.
Ya çocuklar?
What about the children?
İyi çocuklar onlar.
They're good children.
çocukların 41
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocuklarım var 24
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocuklara 23
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocuklarım var 24
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocuklara 23