Üzün translate English
44 parallel translation
Bu kadar üzün yürüdükten sonra ne kadar aç olabileceğinizi düşünemedim.
I forgot how hungry you must be after your long walk.
Çok üzün sürmez.
This won't take very long.
Burada üzün süredir mi çalışıyorsun?
Have you been working here long?
Şef Brubaker çok üzün süredir ana görüşün dışında hareket ediyor.
Captain Brubaker has been out of the mainstream too long.
Seni tanımak istiyorum, seninle üzün süre sevişmek istiyorum.
I'd like to know you, I'd like to make love with you, for a long time.
Şu Kadınlar Kulübü toplantıları çok üzün sürmeye başladı.
These Women's Club meetings drag on.
Çok fazla üzün sürmeyecek bebek.
It won't be long now, babies.
Bu çok üzün sürüyor Jack.
This is taking too long, Jack.
Bu üzün sürmez.
This won't take long.
'Beni bu sabah eve götürdükten sonra dedektiflerin gelmesi çok üzün sürmedi.'
[Taylor Narrating ] After you took me home this morning, didn't take long before the detectives showed up. [ No Audible Dialogue]
Bazı kadınlar karar veremiyor ve çok üzün süre bakımını devrediyorlar.
Some women just can't deal with making a decision, And they leave it too long.
Adamlarımız Wraithlerin elinde çok üzün süre kaldılar.
Our people have been in Wraith hands too long.
Çok üzün sürebilir.
That's quite a way off.
Onu konuşturmak bu kadar üzün sürerse bize söyleyecekleri eskimiş olacak.
If it takes too long to break him, the information he gives us is stale.
Ve, biliyorsun, çok eğlenceli, diğer gece, çok üzün süre seks yapmadık, üçüncü seferde,
And, you know, it was funny, the other night, we hadn't had sex in so long, by the third one,
Biraz üzün sürebilir, ama başarırsın.
It may take you a while, but you'll get there.
Ne kadar üzün süre yakalanmazsak, şansımız o kadar artar.
The longer we avoid capture, the better our chances.
Sana bir açıklama yapmak çok üzün sürerdi ve muhtemelen hatırlamazdın, yani bana bu olayda güvenmen gerekiyor.
It would take too long to give you the full explanation, and you wouldn't remember it anyway, so you're just going to have to trust me on this.
15 dakikada, çok üzün sürmez.
15 minutes, this won't take long.
Adaları neredeyse ekvatorun tam üzerinde olmasına rağmen buradaki su, okyanusun derinliklerinden gelen soğuk bir akıntı yüzünden sürekli soğuktur. Bu yüzden suyun içinde çok üzün süre kalamayacaklar.
Although their islands lie almost exactly on the equator the sea here is permanently chilled by a cold current that sweeps up from the depths of the ocean so they wont be able to stay in the water for very long.
Çok erken kalktım ve iş gerçekten çok üzün sürdü.
I woke up so early and I had a really long day at work.
Bu nedenle işlemler çok üzün sürdü.
That's why it took so long to process.
Eğer teselli olacaksa seninle hayatımda ki diğer erkeklerden daha üzün süre birlikte oldum.
If it's any consolation, I've been with you longer than anyone else in my life.
Sandığımdan üzün sürüyor.
It's taking longer than I expected.
Kocam onu üzün süredir tanıyor.
My husband's known him a long time.
* Çok üzün sürmeyecek *
# It won't be long, yeah #
Çok üzün bir süredir buradayız.
We've been here forever.
Öğle yemeği iznimi de dâhil edersem çok üzün sürmez sanırım.
Including my lunch hour, I think I can make it back really fast.
Alt liglere yollandım ve iyileşmem çok üzün sürdü.
They sent me down to the minors to recover, and it took forever.
Bu çok üzün sürer mi, Teğmenim?
Is this going to take long, Lieutenant?
Çok üzün sürdü.
Fucking took you long enough.
Bu sırrı çok üzün süre tuttuk.
We kept this secret too long.
Çok üzün sürmeyecek.
Not for long.
Süper, yani, edepsiz Tony üzün süre geri gelmeyecek.
Great, well, as long as nasty Tony doesn't come back!
Benim bundan daha üzün süren oral sekslerim oldu!
I've had blowjobs that lasted longer!
Çok üzün sürmedi.
It didn't take much.
Beni de bu şanslı insanlar arasına seçmesi çok üzün sürmedi ve ben de buraya gelip bu insanların arasında yerimi aldım.
And it wasn't long after that he chose me to be one of the lucky ones to come down here and be a part of all of this.
Bunun çok üzün süre sürmeyeceğini bilsen bile mi?
Even if you know that it might not last?
Bu konudan bahsetmeniz çok üzün sürmüştü eğer tekrar benzer olaylar oluyorsa... Olanlar kazaydı.
You guys took a long time to speak up, and if this is happening again... it was an accident.
Bana biraz daha üzün getir.
Bring me some more grape.
Çok üzün süredir ona hasta.
He's been mad about her for a very long time.
Söylediklerimden pişman oldum sadece buraya gelip çok üzün olduğumu söylemek istedim.
I regretted what I said, and I just wanted to come here and tell you that I am so sorry.
Çok üzün sürmeyecek gibi.
Perhaps not for long.
Orada ne kadar üzün süre kalırsa, daha çok tehlikede.
The longer she's out there, the more she's in danger.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun hikâye 43
uzun 291
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun zamandır 69
üzüntü 18
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun zamandır 69
üzüntü 18
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun bir yolculuktu 18