Ama önemli değil translate Spanish
1,988 parallel translation
Ama önemli değil.
Pero, no importa.
Biraz da kıllısın ama önemli değil.
Un poco peluda, pero no me importa.
Ama önemli değil.
Pero está bien.
Ama önemli değil çünkü tek yapmam gereken birkaç gün daha beklemek ve sonra o gittiğinde her şey kendiliğinden çözümlenecek.
Pero no importa. Por que todo lo que tengo que hacer es esperar unos cuantos dias mas... Y entonces el se habra ido y entonces la decision se hace por si sola.
Evet aptalsın ama önemli değil.
- Eso es verdad, pero está bien.
Ama önemli değil, artık buralara gelemeyecek değil mi?
Pero, vamos, ya no tienes miedo, ¿ no?
Ama önemli değil, bazen otomobil satışı işinde olur böyle şeyler.
A veces pasa en el negocio de los autos.
Belli ki araba meraklısı değil, ama önemli değil.
Claramente no le gustan los autos, pero no importa.
Muhtemelen bana birkaç sevgiliye mal olacak ama önemli değil.
Probablemente me cueste algunas citas pero está bien.
Fazla önemli değil ama kesinlikle bir yeri var. Sadiki'nin suç ortağı olduğunu ima etmeye yeterli.
Está bajo en el mapa, pero está en el mapa al grado de implicar culpabilidad de Sadiki por asociación.
Düşününce önemli değil gibi geldi. Ama karısı mektupları yakıyordu.
Es posible que no tenga importancia, pero... su mujer estaba quemando cartas.
Bol şekerliydi ama önemli kısım burası değil.
Bueno, cantidad de azúcar, pero ese no es el punto.
Ama herkes biliyor ki iyi bir aktör değilsin sen. Bu film için önemli değil.
Pero todos saben que no lo eres, y eso no importa en esta película.
Ama önemli bir şey değil, zaten ölü balık gibiydi.
No es la gran cosa ya que era como un pez muerto.
Önemli bir şey değil ama açıkçası beni bu ayakta tutuyor.
No es gran cosa. Francamente, es lo que me sostiene.
Ama en önemli olan, bu değil.
Pero eso no es lo más importante.
Hayır, sadece bir kere görüyorum ve sonra ama önemli olan bu değil.
No, sólo lo ves una vez, y luego...
Fakat gördüğünüz gibi bu önemli değil. Bu evrende beni seven bir şey var.
Pero eso no importa, porque algo en el universo me ama.
Ama bu önemli değil.
Pero eso no importa, ves.
Çizginin altında kalması önemli değil ama üstüne çıkmasın.
No importa si está por debajo de la línea, pero no por encima.
Hiçbir şey ama ha bir, ha iki yük taşımışım önemli değil.
Nada, pero... para mi es lo mismo cargar con uno que con dos.
Bir şey bulamazlarsa, önemli değil. Ama boşvermemeliyiz.
Tal vez no sea nada grave, tienes que hacerte examinar.
Evet, ama şu an Kate'in en önemli sorunu lösemi değil.
Sí, pero la leucemia no es el problema más grande de Kate.
Bir aileye sahip olmak çok önemli bir şey ve senin adına mutluyum ama bu sana has bir gelişim, bana değil.
Tener una familia es algo importante y... me alegro por ti, pero... Es tu aventura, no la mía.
Ama Hollywood partilerinde görmek değil, görülmek önemli.
Pero las fiestas de Hollywood no son para ver. Son para ser visto.
Ama okumak için zamana ihtiyacın varsa, önemli değil.
Pero si necesitas unos días más para leerlo, supongo que no pasa nada.
Ama önemli olan çaba, değil mi Miriam?
Sí, pero el esfuerzo es lo que cuenta, ¿ verdad, Miriam?
Eğer aklımdan geçenleri okuyabilseydin, ki okuyamadığına şükrediyorum. Ama hiç önemli değil, çünkü sana yine de söyleyeceğim.
Si pudieras leer mi mente, y me alegro de verdad que no puedas, pero da igual porque te lo voy a decir de todas formas...
Kiminle buluştuğun ya da randevulaştığın önemli değil ama onun başına bir şey gelirse oturup izleyeceğim.
No importa con quién te encuentres ó lo que hagas a la fecha, pero si algo le sucede a ella, no voy a quedarme sentado esperando.
Çok önemli bir şey değil. Ama giderek ciddileşiyor.
Nada demasiado serio pero está teniendo tales proporciones...
Babam çoğu zaman şehir dışında, yani o kadar da önemli değil, ama...
Igual él no está casi nunca, no me importaría mucho, pero...
Ama bu pek de önemli değil.
Pero no es tan importante.
Walt sürekli, "Onları rahatsız etme. Önemli değil" diyor. Ama çok önemli.
Walt me dice : "No los molestes, no es gran cosa", pero lo es.
Çok emeğim var, bebeğim gibi, ama cenaze başı beklemeye gitmek daha önemli, değil mi?
Es mi creación, pero siento que es más importante ir al velatorio.
olabilir, ama Jenny'nin hayatından önemli değil.
Pero no es más que la vida de Jenny.
Görünüş açısından yani. O kadar önemli değil gerçi ama- - Boş ver.
No es tan importante, pero... no importa.
Evet, ama hayır, çünkü burada önemli olan benzerlikler değil.
Sí, pero no, porque las similitudes no son lo importante ahora.
Evet, anneside sigara içiyor, ama önemli olan bu değil.
Sí, y su madre fuma, pero esa no es la cuestión.
Tatlım, şu anda, güzel olmanın dünyadaki en önemli şey olduğunu sandığını biliyorum. Ama inan bana, değil.
Cielo, sé que crees que ser hermosa es lo más importante del mundo pero créeme que no es así.
- Hiç önemli değil. Elon daha sonra seninle araba kullanmak istiyordu ama acemi sürücü iznini unutmuş.
Termine su idea, señorita.
Önemli bir şey değil ama, bir kaç kişi arayıp, baskı yaparsak belki nakil listesinde onu birkaç sıra üste çıkarabiliriz.
Nada importante, pero si hacemos unas llamadas, nos ponemos agresivos, quizás lograríamos subirlo en la lista de transplantes.
Ama bu önemli değil.
Pero esto no es importante.
Ama gördüğüm şeyden sonra bu önemli değil.
Pero tal y como yo lo veo, no tiene importancia.
Ama yaşayacak. Gerisi önemli değil.
Estará viva, nada más importa.
Ama dinle, bu önemli değil.
Pero escucha, eso no es importante.
İmla hatası yapmışsın ama çok önemli değil.
Cometiste un error ahí, pero no importa.
Anne, beni buraya getirdiğin için memnunum, ama, bir kadın için güçlü ve zeki olmak güzel olmaktan daha önemli değil midir?
Mamá, me alegra que me hayas traído pero ¿ no es más importante que una mujer sea lista y poderosa antes que hermosa?
Ama önemli olan bu değil.
Está bien
Ama önemli olan, hepsi arabamın yanındalar, ve senin arabanı da garajdan çıkarmak mümkün değil.
Tenemos que distraerlos y echarlos de aquí. Pero tienen mi auto vigilado y no podemos sacar el tuyo del garaje.
Çok önemli değil ama... beni geri arayıp telefon numarasını verirsen harika olur.
Y.. no es la gran cosa pero si pudieran llamarme y darme su numero seria genial
Ama anladım ki bu hiç önemli değil.
Pero me di cuenta de que eso no importa.
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66