Anlaşma böyle translate Spanish
321 parallel translation
Dinle, Matt... Anlaşma böyle. Birilerinin bunu yapması gerekiyor.
Oye, Matt es necesario.
Çünkü anlaşma böyle.
Porque hace años decidimos separarnos.
Anlaşma böyle.
En eso quedamos.
Anlaşma böyle değil.
- Eso no está en el acuerdo.
Anlaşma böyle.
Ése es el trato.
- Anlaşma böyle.
- Ese es el trato.
- Anlaşma böyle.
Ese es el trato.
Anlaşma böyle. Simon elini sürmez, temiz kalır.
Además, Simon está limpio.
Anlaşma böyle.
Está en mi contrato.
Anlaşma böyle ve hiçbir seçeneğinim yok.
Es un contrato, y no tengo opción.
- Anlaşma böyle değildi. Arkadaşların Mesillo ve köpekbalığı Senator D'Amore'ye söyle, senin oylarını aynı şekilde toplarım, onları sana verdim.
- El trato fue diferente Dile a tu amigo Mesillo y ese tiburón del senador D'Amore.
Anlaşma böyle, Dale.
El trato es que no, Dale.
- Anlaşma böyle, Roseanne.
- Ese es el trato, Roseanne.
- Anlaşma böyle değildi!
- ¿ Y nuestro trato?
Anlaşma böyle.
Es un trato.
Anlaşma böyle.
Ese es el trato.
- Anlaşma böyle değildi.
- Ese no era el trato.
Anlaşma böyle.
Es el trato.
Anlaşma böyle değildi.
No es lo que acordamos.
Anlaşma böyle değildi.
Eso no fue Io acordado.
Anlaşma böyle!
¡ Ése es el arreglo!
Anlaşma böyle.
Así es.
Anlaşma böyle.
No hay otro remedio.
- Anlaşma böyle miydi? - Evet.
- ¿ Ése fue el acuerdo?
Herkes böyle anlaşma yapabilir.
Cualquiera puede acordar un tratado así.
Domatesler için de böyle bir anlaşma yapıyorsun, değil mi?
Ese es el tipo de trato que te gusta hacer con tomates, ¿ no?
Böyle aptalca bir anlaşma yapmayın.
No hagas tonterías.
Böyle bir anlaşma yok.
Yo no lo veo así.
Kabul ettiniz ve bir anlaşma yaptınız... böyle hoşunuza gitti, değil mi?
Os habéis puesto de acuerdo y habéis hecho el negocio a vuestro gusto, ¿ no?
Kendi adıma böyle bir anlaşma yapmadım.
Lo siento, pero me gusra ser mi propio proveedor.
Geronimo, bu anlaşma hükümleri gereği, sen ve kabilen, bundan böyle, Arizona'daki San Carlos Reservation haricinde tüm bölge üzerinde hak iddia etmekten vazgeçeceksiniz.
Gerónimo, según los términos de este tratado, tú y tu tribu venís en renunciar a los derechos de todas las tierras excepto las de la reserva de San Carlos, en Arizona.
Harika. Ben de şimdi böyle bir anlaşma yapmayı önerecektim.
Soberbio. iba a sugerir que llegáramos a algún acuerdo.
Böyle bir anlaşma yapmadık hiçbir zaman.
Nunca acordamos nada de eso.
Seninle böyle bir anlaşma yaptığım için kendimi bir güzel dövesim geliyor.
Me merezco un buen castigo por haber aceptado participar en este juego.
Böyle anlaşma olmaz.
Así no hay trato.
İşte anlaşma dediğin böyle olur.
- Así es como se hacen los tratos.
- Ama Fransa'yla bir anlaşman var! Yere batsın böyle anlaşma, yere batsın Fransa.
- Tienes pactos con Francia.
O anlaşma bana böyle samimi davranmana izin vermez!
El contrato no te da permiso para tanta intimidad.
Bir daha böyle anlaşma yok!
No más tratos como ese.
Sahiden böyle bir anlaşma yaptığını sakın söyleme.
No me digas que de verdad hicisteis ese trato.
Kimse böyle bir anlaşma yapmaz.
El mejor trato de la historia.
böyle gelirseniz, size kullanma talimatlarını ve anlaşma belgelerini vereyim.
Si pasan por acá, les daré los manuales de servicio y las facturas de venta.
Beni dinle, seni ( küfür )... dışarda ki velet arabasıyla insan gebertiyor... görünüşe göre çetenize kin beslemiş... biri varken böyle bir anlaşma olamaz.
¡ Escuchen, hijos de puta! Hay un chico allá afuera, usando su auto para matar gente. No es que me importe mucho... porque parece que está detrás de su pandilla.
Ne biçim bir anlaşma bu böyle?
Qué clase de trato es este?
Böyle yapmaya ne gerek var büyük bir anlaşma için şimdi çıkıyorum?
¿ Por qué tienes que discutir ahora?
Seninle anlaşma yapmak üzere olan biriyle böyle mi konuşulur?
Ésa no es forma de hablarle a quien te ofrece un trato.
Kimse bana böyle şeylerden söz etmedi. Anlaşma bozulmuştur.
Nadie me dijo que esto fuera parte del trato, así que se acabó.
Anlaşma böyle değil miydi?
- No fue ese el trato?
Anlaşma böyle değildi.
Esto no es lo acordado.
- Anlaşma öncesinde böyle şeyler olur.
- Antes de fichar, es la locura.
Ben hiç böyle bir anlaşma imzalamadım!
¿ quién se ocupa?
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30
böylelikle 44
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle mi 243
böyle bir durumda 32
böyle işte 52
böyle şeyler 30