Aynen böyle translate Spanish
2,492 parallel translation
Vallahi, biz de aynen böyle düşündük.
Bueno, eso es lo que pensamos.
Benim hayatım da aynen böyle.
Esa es mi vida exactamente.
Aynen böyle. Harikasın.
Me encanta.
Geri kalan hayatım, aynen böyle biter gider.
Acabaría con el resto de mis vidas.
Evet, aynen öyle. Açı aynen böyle.
Si, este es.
- Aynen böyle.
Exactamente así.
- O halde, aynen böyle oldu.
Entonces, eso pasó.
Bu sorunu da aynen böyle çözeceğiz.
Y así es como nos enfrentaremos al problema.
Aynen böyle.
Como este.
Eğilmek zorundasın, yoksa sonun aynen böyle olur.
Pero tienes que agacharte o vas a terminar así.
Aynen böyle sonlanacak.
Y así es como termina.
Eve döndüğümüzde dolap aynen böyle görünüyordu.
Cuando volvimos, el frízer se veía exactamente así.
Aynen böyle söyleyeceklerdir.
Eso es lo que dirán.
Tam aksine Dwayne... aynen böyle olmuştur. Bu sefer böyle olmamıştır herhalde.
- Salvo que esta vez no puede ser.
Aynen böyle.
Así se hace.
- Yok, aynen böyle kal sen.
No, estás bien justo aquí.
Aynen böyle devam...
Me quedo así.
Aynen böyle.
Justo así, hombre.
Düştüğünde aynen böyle söyledim.
Eso es lo que dije cuando pasó.
'Beyni yıkanmış.'Aynen böyle dedin.
"Lavado de cerebro". Esa es la expresión que ha usado.
Aynen böyle görünüyorsun.
Así es como te ves tú.
Evet. Şimdi... Aynen böyle demiştin Pam!
¡ Sí, ahora usa tus propias palabras, Pam!
Aynen böyle... Bu şekilde. Bende düşündüm ki...
Como... como este, algo como...
Aynen böyle.
¡ Así se hace!
Önce biraz kağıt kesiyoruz, aynen böyle.
Lo que haremos es recortar algo de papel, así.
- Aynen böyle.
- Exacto.
Palyaçoluk konusunda iyi olmadığımı biliyorum ama insanları güldürdüğümde ve çocukların gözlerinde o ışığı gördüğümde işte babam küçükken aynen böyle hissetmemi sağlamıştı.
Sé que todavía no soy un buen payaso pero cuando logro sacar una risa y veo iluminarse los ojos de esos chicos así es como me hacía sentir mi padre cuando era niño.
Aynen böyle olmalısın.
Así es como debes de ser.
Aynen böyle devam et, Phil.
¿ Sabes qué, Phil? Sigue así.
Benim kanalımdaki yayınlardan birinde aynen böyle konuşabilirsin.
Un lugar en mi programa donde puedas hablar así.
Aynen böyle söyledik.
Te dijimos eso.
Çünkü, önderlik ettiğinde aynen böyle herkesin önünde dikilip parmağınla işaret etmen gerekiyor ve bu tıpkı...
porque, cuando diriges, tienes que enfrentarte a todos y señalar con tu dedo, y, hacer- -
İşleri böyle yürütmen - Aynen böyle yapman - Bir şeyi gösterirsen, tamam mı?
Tu tienes que- - hacer cosas como- - si ordenaras, ¿ cierto?
Aynen böyle yazmıştı.
Eso fue lo que escribió.
Ve sonra sol elini incelikle kaldırıyorsun, aynen böyle.
Y entonces levantas elegantemente la mano izquierda, así.
Aynen böyle, böyle!
¡ De esta forma, de esta forma, de esta forma!
Aynen böyle.
Correcto.
Sen ve küçük sevgilin de aynen böyle yapıyorsunuz.
Eso es justo lo que tú y tu novia están haciendo.
Aynen böyle oldu.
Esto acaba de suceder.
Yardım etmezsen, öldürmüş olursun aynen böyle. Gerçek.
Si no ayuda, matarme igual, es verdad.
Aynen böyle yap, evet, böyle değil...
Hazlo así, si, no tan...
Madem böyle olacak... Aynen böyle olacak işte.
Si eso es lo que vas a hacer, eso es lo que harás.
Bir asır önce de aynen böyle yapılmıştı.
Como hace 100 años.
Aynen böyle tanımlanmış.
De tal manera se ha descrito.
Aynen böyle oldu, değil mi?
Eso es lo que pasó, ¿ no es así?
Böyle biri olmadığımı mı düşünüyorsun? Aynen öyle.
- ¿ Qué, no crees que yo lo sea?
Ah... ahh... ahh... Aynen böyle.
Es exactamente así.
Çünkü duyduk ki bu sabah aynen böyle bir saat satmışsın.
Es que he oído que has vendido un reloj igualito a este esta mañana.
Aynen dediğim üzere, böyle bir şey bir takım sonuçlar doğuracak.
Y habrá consecuencias por ello, así como le dije que las habrías.
Biz eğlenceliyiz, belalıyız. İşte, aynen böyle.
Aqui, de esta forma.
Sonra, birden bire, Adam bana yumruk attı. Aynen böyle, hiçbir sebep yokken mi?
Sin ninguna razón.
aynen böyle oldu 18
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179