English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bana yardım etti

Bana yardım etti translate Spanish

594 parallel translation
Ne zaman zor durumda olsam bana yardım etti, yanımda kaldı.
Me ayudó cuando yo estaba luchando por algo... y permaneció a mi lado.
"Ve doğururken, Karna ile diğerleri bana yardım etti."
"Y cuando lo hacía, Karna y todo su aquelarre me ayudaban."
Onunla daha sonra, dışarı çıktığımız zaman konuştuk ve... Bir ruble düşürmüştüm, o da bulmamda bana yardım etti.
Pero hablé con éI después, cuando salíamos, se me cayó un rubio, y él me ayudó a buscarlo.
Bu aile bana yardım etti.
Y esta familia me ayudó.
Fırtına Birliği bana yardım etti.
Los soldados me han ayudado.
Kızı bana yardım etti.
Su hija me ayudó.
" Taksi şoförü bana yardım etti.
" Un taxista me ayudó.
Geldiğimde onu bu şekilde küvette gördüm ve Bay Harvey'i çağırdım. Kendisi bana yardım etti.
Cuando la encontré le pedí al señor Harvey que me ayudara.
Ama çok iyiydi. O aptallara söylemek istediğim her şeyde bana yardım etti.
Me ayudó a decir lo que quería decirles a esos idiotas.
Bu adam bana yardım etti.
Este hombre me ha ayudado.
Andre oradaydı, ve yaşamını riske atarak bana yardım etti.
Andre me acompañó aun cuando arriesgaba su vida.
Bana yardım etti.
Ella me ayudó.
Colorado bana yardım etti.
Gracias a Colorado.
İki defa bana yardım etti.
Una amiga. Ya me ayudó dos veces.
Beni destekledi, yüreklendirdi ve bana yardım etti... Delikleri onardı. Rüyalarımız.
Ella me apoyaba, me alentaba, me ayudaba... tapaba las grietas... de nuestros sueños.
Sonra İşçi Bulma Kurumu bana yardım etti.
La oficina de desempleo me ayudó.
Cesare bu korkaklıkla baş etmemde bana yardım etti.
Cesare me ayudó a superar esta cobardía. Me gustaría ayudarte.
- Bilmiyorum ama bana yardım etti.
- No lo sé, pero me ayudó.
- Sonra da bana yardım etti.
Y me ayudó. ¿ A qué?
Odamı paylaştığım kızlar bana yardım etti.
Mis compañeras de habitación me ayudaron.
- Bana yardım etti.
- Se ofreció a ayudarme.
Lütfen. Andreas bana yardım etti. Pusunun nerede olduğunu söyledi.
Andreas me ha dicho dónde es la emboscada.
Bana yardım etti.
Y estoy mejor.
Kasabada bana yardım etti.
Él me ayudó en el pueblo.
# Evet, o bana yardım etti.
Sí, ella me ayudó.
Bana yardım etti. Yatağa girmene de yardımcı oluyor mu?
¿ A meterte en la cama con él?
Bana yardım etti.
Me ha ayudado mucho.
Dün serçeye tuzak kurarken bana yardım etti.
Ayer, ella me ayudó con las trampas para gorriones.
Beni kurtardı ve yaşamam için bana yardım etti. Şimdi onu öldürmem gerekiyor.
Me salvó y me ayudó a vivir... y ahora... tengo que matarlo.
Ben tek başıma yapmadım. - O bana yardım etti.
, No lo podría haber hecho solo Mama me ayudo un poco.
Bay Andersson bana yardım etti ve bir avukat... yetkililerle konuştu ve basın geldi... ve bir doktor beni akıl hastanesinde muayene etti.
El Sr. Andersson me ayudó y un abogado... habló a aquellos con autoridad. Y vino la prensa. Y un médico me examinó en el manicomio.
Sonra bir tesadüf bana yardım etti.
Entonces una coincidencia vino en mi ayuda.
Sonra bir tesadüf bana yardım etti.
El azar no tardó en echarme una mano.
Havel, "Mila 23" den, bana yardım etti. getirdiklerimi teslim alıyordu.
El contrabando se volvio un hábito. Mi vecino, Havel me ayudo. El entregaba la mercancía.
- Çünkü Meryem bana yardım etti.
Porque me ha ayudado María.
Birisinin kılığına büründü ve bana yardım etti.
Ella personalmente me ha ayudado. Ella me ha ayudado.
"Şu gizemli Bay Balling ile yaşamış olduğunuz... "... ve Karsten'in bana bahsetmiş olduğu tecrübe, "beni sizden yardım istemeye sevk etti."
- Su incidente con ese misterioso señor Balling, del que me habló Karsten, me ha inducido a dirigirme a usted para pedirle ayuda.
Koridorda beni durdurup bana yardım teklif etti.
Vino a mí en la entrada, y me se ha ofrecido a ayudarme.
Bayan Scarlett, bana biraz yardım etti.
La Srta. Scarlett me ayudó un poco.
Tatildeydi, ama bana yardım etmesini rica ettim o da beni kayak yapmaya davet etti.
Le pedí que me ayudara y me invitó a esquiar.
İnanın bana, buradayken cesaretimizi yitirmeyelim diye yardım etti şey, insanlar istekliydi fakat cesaretleri epey azdı.
Ayudó a mantener arriba nuestros ánimos, y créanme, hubo momentos en... bueno, el cuerpo quería pero la cabeza no.
Bana yardım etti.
Me ayudó.
- Bana iyi yardım etti.
- Ya veo cómo.
Sabâ'yı cezalandırmama yardım edeceksin,... bana ihanet etti.
Serás quien castigue a la reina de Saba por haberme traicionado.
Bir keresinde biri bana yardım etti.
Y yo las miraba.
Şerif, seni buraya getirmem için bana yardım etti.
El sheriff, me ayudó a traerte aquí.
Bu beyefendi nazikçe yardım etti bana.
Este caballero ha tenido la amabilidad de ayudarme.
- Küçük bir çocuk yardım etti bana.
- Un niño me ayudó.
Bana yardım etti!
¡ Él me ayudó mucho!
Evet efendim, o da birbirimize verdiğimiz söze tanıktır. Aşkımın dürüstlüğüne ikna olduktan sonra kızınızın bana kalbini vermesine, benim sevgimi kabul etmesine yardım etti.
Sí, Monsieur, ha sido testigo de nuestro compromiso, cuando supo mi honradez, me ayudó a convencer su hija de darme su fe.
Bana çok yardım etti.
Me ha ayudado mucho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]