Bir anlığına translate Spanish
1,200 parallel translation
Sonuçta kesinlikle 34 yaşımda olduğuma karar verdim ama New York gibi koşuşturmalı ve gergin bir şehirde bir anlığına 13 yaşında olabilmek önemli bir şeydi. Daha basit günleri ; hayattaki en önemli şeyin sağda solda takılıp plak dinleyip, arkadaşlarınla eğlenmek olduğu anları hatırlamak. Ve bunları kendi dairende yapmak.
Al final, decidí que tenía 34 años, casi 35 pero en una ciudad como Nueva York, con su ritmo y sus presiones a veces es importante tener un momento de treceañera para recordar un tiempo en que lo mejor de la vida era pasártela escuchando discos y divirtiéndote con los amigos en tu propia casa.
Çok sade bir şekilde topuzuna geçirdiği tarağı gördüğümde bir anlığına o anın pek çok şeye değer olduğunu düşünmüştüm.
Y viendo la majestuosa sencillez... de la peineta en su rodete, sentí que éste merecía... todo un libro de historia.
Bir anlığına bile olsa banyodaki kirli çamaşır sepetini açmak aklına geldi mi?
¿ Alguna vez te pasó por la cabeza, aunque sea por un instante, levantar la tapa del cesto de la ropa sucia... en el cuarto de baño?
İyi, bir anlığına taşaklarım kaşınıyor sanmıştım.
Que bueno. Por un minuto pensé que me rascaban las huevas.
Mr. Lane, biliyorum hastaydınız, sinirleriniz çok yıpranmıştı, ama belki de o gün plajda gördüğünüz kötülük, 2 yıl önce mahkemede bir anlığına gördüğünüz ile aynı kötülüktü.
Monsieur Lane, ya sé que ha estado enfermo, que sufría gravemente de los nervios, pero tal vez la maldad que vio ese día en la playa fue la misma maldad que atisbó en el tribunal dos años atrás.
Sadece bir anlığına, gözlerinde bir şey hissettim.
Fue sólo por un segundo, pero sentí algo en sus ojos.
Bir ressam bir anlığına ışıldar, ve sonra bir fosfor kıvılcımı gibi söner.
Un artista tiene un momento de fulgor... y, luego, se extingue como un fósforo
Bay Tanzi, eşinizin bir anlığına zihninin açılması, şans eseri oldu.
Señor Tanzi, quizás no ha sido más que un momento de lucidez de su esposa.
Bir anlığına kendine geldi.
- Se despertó por un segundo.
Bir anlığına kaybediyordun, ama başarı ile tamamladın.
Por un momento, no funcionó pero pasaste con honores.
Bir anlığına şu kahrolası çeneni kapar mısın!
Te puedes callar de una putisima vez!
mahallede dolaşırsın ve her şey bir anlığına durmuş gibidir..
Pasa por el barrio y es como si todo parara por un segundo.
Sadece bir anlığına şükranlarımızı sunalım bizim tatlı, sevimli Jane.
Vamos a darle un momento de amor a nuestra querida Jane
Bir anlığına bizi yiyeceğinizi sanmıştım.
Pensé que por un momento nos iba a comer.
Bir anlığına bile olsa düşünün.
Piensen sólo un momento.
Bir deney olarak bir anlığına bu arşivleme makinelerinin varlığında çalışmanın nasıl olduğunu göreceğiz.
Como un experimento... nosotros veremos que es como trabajar por un momento... en la presencia de estas máquinas de archivación.
- Bir anlığına uzan.
- Recuéstate un rato.
- En azından bir anlığına birlikte içeri girelim.
Entremos y estemos juntos al menos un momento.
Gerçek Tyr Anasazi'yi düğün gecemizde bir anlığına gördüm. İstediğini elde etmek için hiçbir şeyden çekinmeyeceğini söylüyordu.
Vislumbré al real Tyr Anasazi en nuestra noche de bodas, el que dijo que no se detendría ante nada para gobernar las estrellas.
Bir anlığına anlamış olduk.
Llegamos a entendernos, por el momento.
Yüzünü bir anlığına gördüm fakat herşey çok karışıktı.
Vi un destello de su cara, digo, todo estaba revuelto.
Bu sizden bir anlığına şüphe ettiğim için. 5 pekiyi.
Esto es por haber dudado de ustedes. ¡ Sobresaliente!
Bu yaratığı sadece bir anlığına gördün. Bunun bir halüsinasyon olmadığından emin misin?
Solamente viste un instante a esa criatura...
Bu yüzden emin olamam... ama bir anlığına, ilk arkasını döndüğünde... Onu tanıdığını düşündüm.
Así que no lo puedo asegurar pero por un momento, cuando volteó creí que ella lo conocía.
Bir anlığına bile etmezdi.
Ni por un minuto.
En azından bir anlığına.
Al menos por el momento.
Duraklat tuşuna bastığında her şey bir anlığına duruyor. O an, karakterlerin tüm dünyaları haline geliyor çünkü var olan tek şey bu.
Apretas el botón de pausa y todo permanece en ese mismo lugar... y para los personajes ese momento pasa a ser todo su mundo porque era la única cosa que existía entonces.
Tüm bunlara katıldığım için minnettar olduğumu biliyorum bir anlığına bile olsa.
Sé que estoy agradecido de haber participado en esto aunque sea por un momento.
Bir anlığına, o kadar.
Por un minuto.
Yaptığın şeyi... hiç onaylamadım, Elizabeth, bir anlığına bile.
No acepto lo que hicieron, Elizabeth, ni por un segundo.
Eğer bir anlığına bile başarılı olursa hepimiz öldük demektir.
Si él triunfa, aunque sea por un instante, estamos todos muertos.
Sadece bir anlığına acıyacak.
Sólo te dolerá un poquito.
Bir anlığına da olsa yeniden ailemle olmak için Eric'in eve dönmesini o kadar istiyordum ki.
Deseaba tanto que Eric viniera a casa para poder estar con mi familia solo un momento.
Ondan bir anlığına bile olsa gözünü ayırma demiştim.
Te dije que no le quites tus ojos de encima. Ni un segundo.
Oyuncu iyiy bir ele sahip olduğunda... soluğu istemeden de olsa bir anlığına kesiliyor.
Jugador se reparten una mano monstruo... su respiración se detiene sin darse cuenta por sólo un segundo.
Tanrı aşkına Ryan, şu kabadayılığı, bu saçmalığı bir anlığına keser misin?
Por amor de Dios, Ryan, ¿ quieres olvidarte de la bravuconada de esta... esta basura sólo por un momento?
Bir anlığına kendimi çıplak hissettim.
Me sentí desnudo durante un momento.
Olayın bütününü bir anlığına unut, ve sonuçları da.
Olvida toda la situación por un segundo. Olvida las consecuencias.
Yani, sadece bir anlığına öne çıktı, ama kesinlikle Daniel'dı.
Así que... sólo afloró un momento, pero era definitivamente Daniel.
Kamera zaman zaman Indiana Jones filminde olduğu gibi duvardaki taşlara çevriliyor. Birkaç dakika sonra kamera bir anlığına karşıya çevrilip, çöpe odaklanır ve sonra da kalabalığın içinde dolaşmaya devam eder.
La cámara ocasionalmente hace un paneo para ver las rocas de la pared, hechas para que parezca una película de Indiana Jones, y después de varios minutos la cámara panea de un lado a otro y por un momento muestra un tacho de basura,
Seni bir anlığına oradan uzaklaştırabildiğim için memnunum.
Me alegra haber podido robarte por un momento.
Evet, bir anlığına.
Sí, por un minuto.
Sana birşey söyleyeyim, eğer ben- - eğer sen kendine hizmet eden paranoyayı bir anlığına... azaltabilirsen, senin ve benim aslında... oldukça başarılı bir şekilde geçinebileceğimizin farkına varabilirsin.
Y permíteme decirte algo. Si pudieras bajar esa paranoia autocomplaciente por un breve momento, descubrirías que tú y yo podríamos coexistir con éxito.
Bir anlığına yolumu kaybetmiştim.
Sólo fue una recaída.
Sadece bir anlığına.
Sólo un instante.
- Ama sadece bir anlığına.
- ¡ Muy bien!
Bir anlığına vicdan azabıyla olduğum yerde kaldım.
Me detiene por un momento más de una punzada de remordimiento... en cualquier caso, sobre la admisión le debo al lector,
Bir anlığınına bir fotoğtafa sarılmışım, sonra da elimden almışlar gibi hissediyorum.
Se siente como si tuviera una foto en mis manos un rato y después alguien me la quitara.
Varlığını, kana karışmasına boş yere tepki veren antikorlardan anlıyoruz, herhangi bir yaradan.
Lo demuestra la presencia de los anticuerpos... que son la reacción a su ingreso en el flujo sanguíneo a través de un corte.
Bir grubun arasına sokulup bununla bir gün yüzleşebilirsin... veya vücudun bir başkasınınkiyle temas ederken... bir anlık da olsa, sana yürüyen bir kül yığını olduğunu... unutturmaya yetecek kadar zevk açığa çıktığına şükredebilirsin.
Puedes ocultarte en un grupo y enfrentar un día a la vez o puedes dar gracias de que cuando tu cuerpo se frota con el de otro explota con el suficiente placer como para que olvides por un minuto que sólo eres una pila de cenizas que camina.
Burada başka bir şeyler var, anlıyor musun? Bu dosya, yapıldığı madde 50 sene sonrasına ait bir olan bir çantanın içinden çıktı.
Aquí dentro hay algo más, sabe... este archivo proviene de un maletín cuyo material es de 50 años en el futuro.
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir arkadaşım var 42
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26