English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bir bakalım

Bir bakalım translate Spanish

13,754 parallel translation
Senin için bir bakalım...
En cuanto a ti, veamos, tienes...
Şu korsan kostümüne bir bakalım.
Vamos a echar un vistazo al disfraz de bucanero.
Kurbanlarımızdan biriyle eşleşiyor mu diye bir bakalım.
Para ver si coincide con la de nuestras víctimas.
Kimler uyanmış bir bakalım.
Veamos quién está despierto.
Bir bakalım.
Echemos un vistazo.
Ayrıca eski karısını aradığında Richie'nin yerini tespit edebiliyor muyuz bir bakalım.
Y a ver si puede rastrear dónde estaba Richie cuando llamó a su ex.
Polis soyulan eczanenin kamera görüntüleri yolladı. Bir bakalım.
La policía acaba de enviar el video del asalto a la farmacia.
Şu gözlere bir bakalım.
Vamos a echar un vistazo a esos ojos.
Otur Morten, ne yapabileceğimize bir bakalım.
Siéntate, Morten, y lo resolveremos.
Evet, bir bakalım...
Vamos a ver...
- Bir bakalım.
- Veamos.
Bir bakalım.
Vamos a ver...
Doğru anladım mı bir bakalım.
- Disculpa, ¿ te estoy entendiendo?
Bir bakalım mı?
¿ Echamos un vistazo?
- Evet. Bir bakalım.
- Vamos a ver.
Anlaştık mı diye bir bakalım. Önceliğimiz Mike'ı almak, değil mi bu Theo'yu kaybetmek anlamına gelse bile.
Para que quede claro, nuestra prioridad es recuperar a Mike, ¿ no?
Bir bakalım.
Veamos...
İşten zamanında çıkabilirsem, bugün büyük gün. - Şuna bir bakalım.
Si puedo salir de aquí a tiempo, esta noche es la noche.
- Kollarınızı da sıvayalım ki kesik ya da yara var mı bir bakalım.
Y yo le subiré las mangas para ver si tiene cortes o moratones.
- Bir bak bakalım.
- ¡ Echa un vistazo! - ¿ Qué es?
O halde nasıl bir baba olmak istediğine bakalım.
Veamos qué tipo de padre quiere ser.
Dur bir bakalım.
Bueno, déjame ver.
Şu sis makinesinden bir fırt ver bakalım.
Dame una calada de esa máquina de niebla.
Söyle bakalım, hiç bir şüpheliyi az da olsa hırpaladın mı?
Dime, ¿ alguna vez se te fue un poco la mano, con un sospechoso?
Pekâlâ, binayı araştıralım, bakalım bir şey gören birisi var mı?
Vale, vamos a registrar el edificio, a ver si alguien más vio algo.
Bilin bakalım nasıl bir vahşi yaşam bulduk?
Adivinad qué clase de vida salvaje encontramos.
bir düşün bakalım.
En fin, piénsalo.
Bak bakalım bir şey bulabilecek misin, Eric?
Vea si usted puede encontrar cualquier cosa, Eric.
Bak bakalım başka bir şey bulabiliyor musun.
Ve qué más puedes averiguar.
Bakalım bir.
Vamos verlo.
Söyleyin bakalım Şef, 51'le alakalı bir şey sorabilir miyim?
Jefe, ¿ puedo preguntarle algo relacionado a la 51?
Kim bir bebeğe sarılmak istiyor bakalım?
¿ Quién necesita un abrazo de bebé?
Buna cevap ver bakalım. Gazeteyi okumak için gözüne iyice yaklaştırmak zorunda kalacak kadar gözleri bozuk o yer ve çiftlik hayvanları konusunda bilgisiz olan bir hukuk öğrencisi böyle bir adam geceyarısı tarlaya girip bu süre içinde at tarafından ezilmeden nasıl bu olayı gerçekleştirmiş olabilir?
Contéstame. ¿ Cómo un hombre tan miope... que apenas puede leer, un estudiante, un abogado... sin conocimientos de la tierra, ni de ganado... puede ingresar a un campo, de noche y abrir... a un caballo sin ser pisoteado en el proceso?
Uyandıralım onları, bakalım cinayet hakkında bir şey bilen var mı.
Bueno, vamos a despertarlos a ver si alguien sabe algo del asesinato.
Eğer bir süre burada olacaksak, "Tilki Kuyruğu" hakkında konuşmaya başla bakalım. Çünkü bu ikisi ne yapacağını bilemezse durumun ölümden bile kötü demektir.
Así que si yo fuera tú, empezaría a hablar sobre Foxtail, porque lo que estos dos van a hacerte... es mucho peor que la muerte.
Tamam, adamı hemen morga götürelim de mermiyi çıkaralım, bakalım balistikten bir şey çıkacak mı.
De acuerdo, por qué no nos damos prisa, y llevamos a este tipo a la morgue, le sacamos la bala, y vemos si tenemos suerte con balística.
- Aralarına karton koyabiliriz. Bir de soğutma sıkıntımız olacak, fanı yerleştirebilecek miyiz bakalım...
Bueno, entonces tendríamos un problema de refrigeración, si no podemos ni siquiera meter el ventilador
- Bir başla bakalım.
Sólo... dame una aproximación.
Durun bakalım, bir anlaşma yapmıştık.
Teníamos un trato.
Leo Butler, şantaj yapan ve zimmetine para geçiren adam, mahkûm yiyen kurtlar yaratan bir bakteri üretiyor. Bakalım.
- Veamos.
Bakalım illegal bir şey olmadığına dair söz vermeden bu görüşmeyi atlatabilecek misin.
Veamos si pasas esta entrevista sin meterte en nada ilegal.
Başka bir açıdan bakalım.
Pensarlo desde otra perspectiva.
Pardon ya, bir dakika. Az önce "Hadi bakalım Demet Akalın" dediğimi duymadın mı?
¿ No me acabas de oír decir, "hasta luego, cocodrilo"?
Dur bir bakalım.
Espera.
Tam şurada sorguladığımız öğelerden birine bakalım, bir de buradakine.
Vamos a echar un vistazo a esta de aquí, de entre las puestas a examen, y esta de aquí.
- Baba'ya bir sarıl bakalım?
- ¿ Tienes un abrazo para papi?
Bu dükkanlarda güvenlik kamerası olduğunu farz edersek son bir kaç haftanın görüntülerini kontrol edebiliriz. Bakalım kameralara takılan var mı.
Suponiendo que estas tiendas tengan cámaras... de seguridad, podemos revisar sus imágenes de las últimas semanas... ver si alguien llama la atención.
Bir bakalım.
Ábrelo.
Hadi şunun çaresine bakalım, bir yol ya da başka bir şey.
Vamos a solucionar esto, de una manera u otra.
Ne bir teminatım ne de mal varlığım var, seç bakalım.
No tengo aval, ni patrimonio, elige lo que quieras.
Bakalım mesleğine ilaç mümessili yazan bir Jason Harper var mı?
Mira si hay algún Jason Harper que tenga ventas farmacéuticas en su ocupación.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]