Bir baksana translate Spanish
3,666 parallel translation
Hiçbir bok olmadan geçen bunca yıl bize hakkımızı ödüyor galiba. Gel de şuna bir baksana.
Soporta frutos siempre que lo cagas a palos Eso es algo que tu deberías ver.
Adam, şuna da bir baksana.
Adam, mira esta.
Dışarıdaki arabama bir baksana.
Mire mi camioneta.
Abla, şu avizeye bir baksana.
revisa este candelabro.
Şuna bir baksana.
Mire esto. Quiero decir...
- Etrafına bir baksana.
- Mira a tu alrededor.
Annene bir baksana.
Digo, mira a tu madre.
Honjo, gelip şuna bir baksana!
Honjo, sube y echa un vistazo.
Evlat, kendine bir baksana. Gömleğin, kravatın, lanet çantan.
Mírate, la camisa, la corbata, el maldito portafolio.
Bana bir baksana, dostum lanet olası bir öldürme makinesiyim.
Mírame. Soy una maldita máquina de matar.
Buzun güneş ışığını nasıl geçirdiğine bir baksana.
Observa como la luz del sol penetra el hielo.
- James, şuna bir baksana.
James, observa esto.
Etrafına bir baksana.
Mira alrededor tuyo.
Pek fazla uğraşamadım.İşte buradayız, kendine bir baksana.
No tenía mucho con qué trabajar. Ya sabes, aquí estamos, y mírate.
Etrafımızdaki bütün bu delice şeylere bir baksana.
Mira todas estas mierdas a nuestro alrededor.
Kendine bir baksana delirmiş gibi görünüyorsun!
¡ Mírate, pareces un lunático!
Şu kollarıma bir baksana dostum?
¿ YA VISTE MIS BRAZOS DE MIERDA?
Kalçalarını nasıl da mükemmel bir şekilde sallıyor bir baksana.
Cómo perfectamente balancea las caderas...
- Bir baksana.
- Mírala.
Kendine bir baksana.
Mírate.
Şuna bir baksana.
Mira esto.
İşe getirmem onu. Bir baksana!
No puede a venir a trabajar. ¡ Mírale!
Şuraya bir baksana.
Digo, mira esto, ¿ sí?
Ne düşündüğünü biliyorum, bu durumda Hatch elenir,... çünkü o zaman hayatta olmazdı. Ama cidden bir baksana.
Y bien, sé que estás pensando, que eso quizá descarta a Hatch porque no habría estado vivo, pero... en serio, mira.
- Bana teşekkür falan etme! - Şuna bir baksana.
- ¡ No te atrevas a agradecerme!
Şu göbeğe bir baksana.
Mira este vientre.
Karate giysileri içinde nasıl da terlediğine bir baksana.
Míralo, todo sudado en su Karategui.
- Giysime bir baksana.
Mira el disfraz que llevaba yo.
Şuna bir baksana
Llegamos. Miren.
Baksana buraya. Senin için çok özel bir şeyim var.
- Hey, tengo algo especial para ti.
Yani baksana, Robert ön planda olan bir adam.
Quiero decir, mira, Robert es un hombre prominente.
Şuraya baksana nasıl iyi olabilir ki mantar kafalı, kötülük dolu bir adam.
¿ Cómo puede ser bueno para el negocio un montón de espíritus de las cloacas y un tipo que huele a fango?
Adama baksana, dünya tatlısı bir şey.
Míralo, es el tipo más amable del mundo.
Baksana, bir ara beraber takılsak ya.
Sabes, deberíamos salir todos un día.
Baksana, El. Hippi tarzında bir gömleğin var mı? Gideceğimiz yerde giyerim diyorum.
Oye, El, ¿ tienes como una genial, tipo, camisa de tipo hippie, que pueda usar para el retiro?
Baksana, düşündüm de... Wright Kardeşler'le bir alakan olmalı. Üçüncüsüsün.
Sabes, tú deberías ser uno de los hermanos Wright.
Baksana, bir akşam seni ve küçük Chloe'yi yemeğe bekleriz.
Ya sabes, nos encantaría contar contigo y la pequeña Chloe para cenar alguna noche.
- Sağlık mı? Patron şu adama bir baksana, süper sağlıklı.
Está lleno de energía.
Şöyle bir ovup yerlerindeler mi baksana.
¿ Podrías frotarlas y asegurarte que están bien?
Şuna bir baksana...
Mira... ¡ Mira esto!
Baksana bir kendine!
¡ Mírate!
Baksana, şurada da sinirli bir ağaç varmış.
Mira, un árbol enojado.
Ne güzel bir gelin baksana.
¡ Qué bonita la novia!
Tahtaya baksana bir.
Quiero decir, mira... Mira el pizarrón.
Baksana, bir fahişe olduğun gerçeğini kabullenmeye çalışıyorum.
Y mira, trato de aceptar el hecho de que eres prostituta.
Baksana, yumuşacık sanki doldurulmuş bir hayvan gibi.
Ven. Es suave como muñeco de peluche.
Hayır hayır, baksana bir!
No. No, no, no.
Baksana, devasa bir şey.
Es gigantesco.
Şu haline bir baksana.
Como sea, mírate.
Burada bir sandık daha var. Bugün yeterince cam kırmadın mı? O aşağılık, iğrenç onun bunun çocuğuna baksana.
Hay otra canasta aquí. ¿ Has roto suficiente cristal hoy? Ese sucio hijo de puta.
Yani baksana bir, kardeş bile olabilirdi.
Mira, podrían ser hermanas.
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bayan 21
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bayan 21
bir bakalım 968
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir bakıma evet 17
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bira ister misin 16
bir bakıma evet 17
bir b 23
bir bak bakalım 22
bir bakın 70
bir bakayım 536
bir bakıma öyle 27
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bira ister misin 16