Bunların hepsi translate Spanish
5,484 parallel translation
- Şunu söylemeliyim, bunların hepsi saçmalık - çünkü hiçbiri gerekli yada yardımcı değil.
Te digo algo, todo esto, es un desastre porque nada de esto es útil o necesario.
Biliyorsunuz, tüm bu aramalar, bunların hepsi Malia ve benim beraber yaşadığımız zamanlardan.
Sabe, las fechas de estas llamadas... son de la época en la que Malia y yo vivíamos juntos.
Bunların hepsi inanılmaz.
Son todas maravillosas.
Bunların hepsi stabil olmayan, hatta patlayıcı maddeler.
Son sustancias muy inestables incluso volátiles.
Bunların hepsi yalan.
Son todo mentiras.
Tabi benim de kafam karıştı doğal olarak, çünkü bunların hepsi tam bir yüzyıl önce olmuş.
Y estoy algo confundido ahora mismo, porque... todo esto pasó hace cien años.
ve açıkçası, bunların hepsi sizin suçunuz.
Y francamente, esto es culpa suya.
John, beni dinle. Bunların hepsi bir hata.
John, yo estoy diciendo todo esto es un error.
Sahte bunların hepsi!
Es falso... ¡ todo!
Bunların hepsi de bu yüzden işte.
De eso se trata todo esto.
Bir reaksiyonu tetiklemek için bunların hepsi yapılmıştı.
Todo esto fue hecho para provocar una reacción.
Bunların hepsi, Amalia Collins'i ortaya çıkarmak için oynan bir oyundu.
Todo esto fue un engaño hecho para exponer a Amalia Collins.
Bunların hepsi...
Esto es...
Bunların hepsi çoklu kişilik Bozukluğu belirtileri.
Tiene todos los síntomas del trastorno disociativo de identidad.
Bunların hepsi saçmalık!
¡ Es un disparate!
Bunların hepsi senin hatan.
Todo esto es tu culpa.
Bunların hepsi yalan.
Eso son mentiras...
Eğer bunların hepsi doğruysa neden Colin çeki yırttı?
Si eso es cierto, ¿ por qué Colin rompió su cheque?
Bunların hepsi ise aşk şarkıları.
Estas son todas canciones de amor.
Bunların hepsi saçmalık ;
Eso son idioteces.
Bunların hepsi şarkılarında var.
Estas son todas sus canciones.
Bunların hepsi sahil konseptiydi... Bunu beğendim. Bu konsept harika görünüyor.
Habia un concepto en mente, de la playa, y uh- me encanta.
Bunların hepsi Amerika Diyabetikler Derneği için.
Todo esto es para la Asociación Americana de la Diabetes.
Bunların hepsi trende o son sigarayı içmek içindi.
Todo para poder tener un último cigarrillo en el tren.
Evet, bunların hepsi düşünülebilir.
Sí... Todas son consideraciones.
Vay canına, bunların hepsi benim için mi?
¿ Todo esto es por mí?
Küçük şeyler, her gün olan, tüm bunların hepsi.
Demostrárselo, probárselo son las cosas pequeñas, día a día, eso lo es todo.
Bütün bunların hepsi tesadüfi.
Todo esto es circunstancial.
Bunların hepsi, senin, aptallıktan uyanmanı engellemek içindir.
Todo fue creado para mantenerte estúpido.
Bunların hepsi, süzme salak, Baba, kamera ekibinden birine, beni öldürmesi için bir tabanca vermişler,
Son unos jodidos idiotas papá. El jodido hombre del cable, tiene un arma y quiere matarme.
El Rey'e gittiğimizde bunların hepsi bir anıdan ibaret olacak.
Todo esto será un recuerdo cuando lleguemos a El Rey.
Dec, bunların hepsi babam yüzünden mi?
Dec, ¿ esto es por mi padre?
Bunların hepsi bana Yunanca gibi geliyor.
Esto es todo griego para mí.
Kendi soruları ve uyağı onu sindirmiş. Ama bunların hepsi özgüvenle düzeltilebilir.
Él es intimidado por su propia pregunta y la rima, pero todo esto se resuelve fácilmente por la confianza.
Bunların hepsi uyanışının bir parçası.
Todo forma parte de tu despertar.
Bunların hepsi saçmalık!
¡ Era todo mentira!
Bunların hepsi en iyi yerler.
Estos son los mejores sitios.
Bunların hepsi daha fazla eziyet. Buna alışayım mı?
Más novatadas, ¿ no?
Bunların hepsi arabanın bagajındaydı.
Todos estos estaban en la cajuela de tu auto.
Bunların hepsi bir yalan.
Esas son puras mentiras.
Bunların hepsi doğru.
Todo eso es verdad.
Bunların hepsi affedilir günahlar.
Todos estos son pecados veniales.
Yeni hanedanlıkta bunların hepsi için zaman olacak.
Habrá tiempo para todas estas cosas en la nueva dinastía.
Bunların hepsi turşulu, değil mi?
Son todos sin pepinillos.
Hoşça kal. Bunların hepsi benim çatımın altında oluyormuş.
Pero creo que estoy de acuerdo. ¡ Y todo eso pasaba bajo mi techo!
"Bunların hepsi bir rüya."
Todo esto es un sueño.
Bunların hepsi boş yere olmuş olamaz.
No puede haber sido todo en vano.
Bunların hepsi, bir kağıt parçası olmadan dünyada başarılı olamayacağımızı söyledikleri için. Saçmalık bu.
Ya sabes, y es una mierda.
- Bunların hepsi.
Todo lo de encima.
- Alçaklar, hepsi alçak bunların.
Jackals, todos ellos.
İyice düşünüp taşındıktan sonra şöyle bir sınırlandırma yaptım. Bunlar bunlar bu odadaki diğerleri ve yan odadakilerin hepsi.
Bueno, después de cuidadosa consideración, lo he reducido a esos... y esos... y los otros en esta habitación y todos en la habitación de al lado.
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin 86
hepsi senin olsun 16
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin 86
hepsi senin olsun 16
hepsini istiyorum 28
hepsine 52
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsine 52
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61