Hepsi bu kadar translate Spanish
4,341 parallel translation
Hepsi bu kadar, kardeşim.
Es todo lo que hay, hermano.
Bugünlük hepsi bu kadar.
Bien, eso es todo lo que necesito por hoy.
Ama hepsi bu kadar!
Pero eso es todo.
Ama ya hepsi bu kadar değilse ne olacak?
Pero ¿ y si eso no es todo?
Hepsi bu kadar mı?
Entonces, ¿ ya todo terminó?
Hepsi bu kadar sapıklar!
Eso es lo que os gustaría, pervertidos.
Buna ihtiyacın var. Hepsi bu kadar mı?
Debes hacerlo. ¿ Eso es todo?
- Hepsi bu kadar mı?
- ¿ Eso es todo?
Bebek... sadece kötü tekmeledi, hepsi bu kadar.
El bebé está... pateando muy fuerte, eso es todo.
Hepsi bu kadar!
¡ Es todo lo que hice!
Hepsi bu kadar mı?
Espera. ¿ Eso es todo?
- Hepsi bu kadar mıydı?
- ¿ Eso era todo?
Hepsi bu kadar mı?
¿ Eso es todo?
- Ve hepsi bu kadar.
Pero nada más.
Sanırım hepsi bu kadar.
Bueno, supongo que eso es todo.
Hepsi bu kadar.
Nada más.
Birbirimize dikkat ederiz ama hepsi bu kadar.
Cuidamos el uno del otro, solo eso.
- Ama hepsi bu kadar da değil millet.
Pero eso no es todo, gente.
Hepsi bu kadar!
¡ Y ellos son todos!
- Hepsi bu kadar mı, emin misin?
¿ Está bien segura de que esto es todo?
Hepsi bu kadar değil.
No es todo.
- Hepsi bu kadar mı?
¿ Eso es todo?
- Hepsi bu kadar.
- Eso es todo. - De acuerdo.
Hepsi bu kadar dostum.
No tengo más, tío.
Hepsi bu kadar, ha?
¿ Asi que eso es todo...?
Pekâlâ, hepsi bu kadar.
Muy bien, pues esto es todo.
Hepsi bu kadar, evet.
Eso es todo. Sí.
Hepsi bu kadar işte.
- Eso es todo.
Hepsi bu kadar da değil.
Y eso no es todo.
Şimdilik hepsi bu kadar.
Eso es todo por ahora.
Hepsi bu kadar.
Termina el juego.
Bana söyleyeceklerinin hepsi bu kadar mı?
¿ Eso es todo lo que me puedes decir?
Hepsi bu kadar mı, Jumbo?
¿ Eso es todo lo que me toca, Jumbo?
Eşsiz'i seçiyorum ve hepsi bu kadar.
Le daré el papel a Unique, y punto y final.
Hepsi bu kadar değil.
Eso no es todo.
Hepsi bu kadar millet.
Eso es todo, amigos.
Ben giderim. Ve onunla bir içki içerim. Hepsi bu kadar.
Iré y tomaré una copa con él, eso es todo.
Hepsi bu kadar. Hallettiğinde bizi ara. Ve bayan Lacroix'in dediği gibi İşi batırma.
Llámenos cuando este hecho, y... como se lo dijo la Srta. Lacroix, no haga un escándalo.
Teşekkür ederim Başçavuş, hepsi bu kadar.
Gracias, suboficial, es todo.
Hepsi bu kadar.
Eso es todo.
Hemen hemen bu kadar ve bunların hepsi büyük bir tavsiyeyle gelir.
Es más o menos así, y todo llegó a una recomendación grande.
Bu yüzden de fonuma bir madde ekledi. Eğer 28'ime kadar evlenmezsem, parayı kaybederim, hepsi aileme gider.
Así que puso una cláusula que decía que si no me casaba antes de los veintiocho años, perdía el dinero, volvía a mi familia.
Bu kadar. Hepsi bu mu?
Es más o menos eso.
Hepsi bu kadar.
Eso es todo lo que necesito.
Ne kadar hasar görürse görsün ne kadar kayıp verilirse verilsin hepsi New York'un hayrına, bu ülkenin hayrına.
No importa el daño que se le haga ni las vidas que se pierdan todo será por el bien de Nueva York, por el bien de este país.
Hepsi bu kadar.
Eso fue todo.
Mesaj bu geceye kadar ulaşmazsa hepsi ölecek.
Si este mensaje no es comunicado esta noche todos van a morir.
Yakalanacak kadar aptaldı, hepsi bu.
Ella fue lo suficientemente tonta para que la atraparan, eso es todo.
İşte bu kadar. Hepsi bu.
Ahí vamos, así es.
Hepsi bu kadar.
¡ Eso es todo!
Hepsi... bu kadar mıydı?
¿ Eso es... todo?
hepsi bu kadar mı 205
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu kadardı 20
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsi bu mu 684
hepsi bu değil 97
hepsi bu işte 16
hepsi bu da değil 19
hepsi buydu 30
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu kadardı 20
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsi bu mu 684
hepsi bu değil 97
hepsi bu işte 16
hepsi bu da değil 19
hepsi buydu 30
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37