Bunu söyleme translate Spanish
1,505 parallel translation
Bunu söyleme, Bu kadar bulabildim,
No digas eso, No pude conseguir más,
Ve sana vereceğim sanıyordum Bunu söyleme zamanı.
Quiero darle el tiempo de decirlo.
Belki bir daha bunu söyleme fırsatım olmaz Matthews olayında üstüne geldiğim için özür dilerim.
Por si no tengo la oportunidad de decirlo, lamento haberte dicho lo de Matthews.
sana bunu söyleme demişti!
¡ El no dijo que les dijéramos nada!
Sakın bir daha bunu söyleme!
¡ No vuelvas a decir eso!
- Hayır! Bunu söyleme.
No digas eso.
bana bunu söyleme.
no me digas eso.
Bunu söyleme iznim yok.
No puedo decir.
Hayır, bana bunu söyleme. Önemli bir şeyler yapmak istiyorum.
No, quiero hacer algo importante.
Bunu söyleme Samaritan. Kamyonu ödemişti.
No eres ningún buen samaritano.
Sana bunu söyleme şansım olmadı,..... ama kazadan sonra yanında kalamadığım için gerçekten çok üzgünüm.
No tuve la oportunidad de decirte... que siento mucho no haberme quedado más tiempo después del accidente.
Bunu söyleme. Böyle bir şeyi nasıl görmezden gelirim?
No digas eso. ¿ Cómo se puede ignorar este tipo de cosas?
Bana bunu söyleme! Şüpheliyi görüyorum.
Tengo visual del sospechoso.
Sakın bunu söyleme!
- No diga eso.
- Lütfen bunu söyleme. Bunu söyleme.
No digas eso, por favor.
Bir daha bana asla bunu söyleme.
Jamás vuelvas a decirme eso.
Etkilenmek? Ben - - Tom, lütfen, lütfen bana bunu söyleme sen buna normal bakıyorsun.
Tom, por favor, no me digas que apruebas esto.
- Bunu söyleme cüretinde bulunma!
- No te atrevas a decir eso.
- Bunu söyleme.
No digas eso.
Ona bunu söyleme.
¡ No le digas eso!
Harika kıçlı. Bunu söyleme.
Con un culo estupendo - ¡ No digas eso!
Hayır, bunu söyleme bile.
¡ No! ¡ Ni lo menciones!
Bana bunu söyleme.
No me digas esa mierda.
- Bunu söyleme.
- No digas eso. - No, lo estoy.
Bunu söyleme, sevdiklerin için.
No digas eso, querido.
Lütfen, bunu söyleme.Hadi gelin.
No diga eso. Venga.
Yoo bunu söyleme kaba oldu
No digas eso.
Lütfen gece bunu giyeceğini söyleme Nick.
Nick, no me digas que llevarás eso puesto esta noche.
Bunu söyleme.
- No lo sabes.
Böyle konuşma. Bunu asla söyleme.
No vuelvas a decir eso.
- Bunu bir daha sakın söyleme.
- Nunca vuelvas a decirlo. - ¿ Qué?
Bunu yeni misafirlerime çok sık söyleme şansım olmuyor ama senin bu hapishanede olman bir şeref.
No les digo esto a mis huéspedes muy seguido pero es un honor tenerte en la institución.
Şimdi bunu sakın söyleme.
No digas eso.
- Bunu ona söyleme.
- No le digas eso.
Sakın bana üniversiteden beri birbirimizi her görüşümüzde... bunu düşünmediğini söyleme. - Bu konu?
- ¿ Esto?
Bunu bana söyleme.
No te pases conmigo.
Bana bunu söyleme, Curtis.
No me digas eso, Curtis.
Bunu bir daha söyleme, Loíste?
Nunca vuelvas a decir eso, ¿ oíste?
Mısır? Suudi Arabistan? Bunu söyleme iznim yok.
Es el hijo de un terrorista con mucho dinero, y debemos recuperarlo.
Bunu sana verdiğimi kimseye söyleme.
No le digas a nadie que te lo di.
- Bunu kimseye söyleme.
Guárdatelo para ti.
Lütfen bunu onun yüzüne söyleme.
Por favor, no digas eso en su cara.
Bunu yaptığını kimseye söyleme.
Pero no le cuentes a nadie.
Biliyorum. Sana güvendik, sen çizgiyi aştın. ve sakın bunu sanat için yaptığını söyleme bana.
- Has traicionado toda la confianza y ¿ quieres hacerme creer que es por amor al Arte?
- Böyle söyleme. İnsanlar bunu her zaman yapıyor.
No digas eso, la gente lo hace todo el tiempo.
Tanrı aşkına bunu polise söyleme.
Por Dios, no les digas eso a ellos.
İki seneden fazladır kombinatorik üzerine çalışıyoruz ve bunu, fizik için bir kenara bırakacağını söyleme bana.
No me digas que he trabajado contigo por más de dos años en combinatorias ¿ y vas a tirar todo eso por física?
Sakın bunu ona söyleme.
Bueno, por favor, no le digas eso.
- Bunu soranın ben olduğumu söyleme.
- Que no digan que lo pregunto yo.
- En iyisi bunu yüksek sesle söyleme.
Mejor te lo callas.
11 Eylül'den sonra, Başkan Bush, 11 Eylül bahanesi arkasında, dilediğini söyleme ve dilediğini yapma ruhsatına sahip oldu ve bunu elinde tutmayı sürdürdü.
Después del 11-S el Presidente Bush tuvo y sigue teniendo permiso para decir y hacer lo que quiera. Todo gracias al pretexto del 11 de Septiembre.
bunu söylememeliydim 21
bunu söylemek zor 20
bunu söylemedim 35
bunu söylemekten nefret ediyorum 25
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söylemedim 113
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
bunu söylemek zor 20
bunu söylemedim 35
bunu söylemekten nefret ediyorum 25
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söylemedim 113
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylemeyecek misin 32
söylemem gerek 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69
söylemesi kolay 78
söylemeliyim ki 66
söylemeye çalıştığım şey 24
söylemene gerek yok 37
söylemek zorundayım 27
söylemem gerek 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69
söylemesi kolay 78
söylemeliyim ki 66
söylemeye çalıştığım şey 24
söylemene gerek yok 37
söylemek zorundayım 27