English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Söylemem

Söylemem translate Spanish

13,402 parallel translation
Söylemem lazım, zencefilli patates neden tutmuyor emin değilim.
Debo decirlo, no entiendo por qué no se acabó el pan de jengibre.
Sanırım artık size bunu söylemem için yeterince büyüdünüz.
Bueno, supongo que ya están grandes para que les diga esto.
- Tamam, o halde benim söylemem gereken bir şey var.
Muy bien, así que tengo algo que decir. Bueno.
- Kimseye söylemem.
- No. - No se lo diré a nadie.
Cordero hakkında yalan söylemem için para verdin.
ERIC : Me pagan para mentir a la policía acerca de Cordero.
Seni sevdiğimi söylemem gerekiyordu.
Tenía que decirte que te quiero.
Nereye gittiğimizi ona söylemem gerek.
Tengo que decirle adónde vamos.
Şunu söylemem lazım...
Les diré algo.
Sadece Bay Dunbarton'a ihtiyacı olanları söylemem gerekiyordu, yaptım.
Dile a Dunbarton que si necesita algo, lo haré.
Size muhakkak söylemem gereken bir şey var.
Hay algo que debo decirle.
Jonas'a senin söylediğini söylemem, söz.
Prometo no decirle a Jonas que dijiste algo.
Neler olduğunu derhal, sana söylemem gerekirdi.
Debería haberte dicho la verdad desde el principio.
Söylemem gerekenler var.
Tengo que hablarte.
Senden daha fazla anlayış beklediğimi ve cahil tavrından utandığımı söylemem gerek. - Anne!
Esperaba más compresión de ti y me avergüenza tu postura ignorante.
Fakat onun bile son derece güzel olduğunu söylemem lazım.
Pero hasta eso fue tremendamente hermoso.
Söylemem gereken şeyler var.
Debo decirle unas palabras.
Ben sana asla yalan söylemem, John.
Yo nunca te mentiría, John.
Normalde böyle söylemem ama sakın yutma.
Nunca había dicho esto, pero no te lo tragues.
Sana söylemem gerekirdi.
Debí decírtelo.
Kusura bakmayın, mevzu nereye gidiyor bilmiyorum ama söylemem gerekir ki, yanlış kadın türlerinin ilgisini çekebiliyorum.
Lo siento, no sé adónde... vamos con todo esto... pero tengo que decirlo, puedo... atraer al tipo equivocado de mujeres.
Ona çevre dostu kondomlu fahişenin teki olduğumu söylemem gerek.
Voy a tener que confesarle que... he sido una puta con mis condones de delfines.
İkinize de daha önceden söylemem gerektiğini biliyorum ama söyleyemedim.
Sé que debería de haberles dicho antes... pero... Sólo no lo hice.
Söylemem.
- No lo haré.
Haklısın. Sana doğruyu söylemem gerekirdi.
Tienes razón, debí decirte la verdad.
Sana kaç kere söylemem gerekiyor?
¿ Cuántas veces debo decirles?
- Söylemem gereken bir şey vardı.
- Necesitaba decir algo.
Size söylemem gerekiyor ki oğlunuz son derece yetenekli.
Debería decirle que su hijo es superdotado.
"Had, beyaz çocuk, göster hünerlerini" derdi bana birkaç şey daha söylerdi, ama burada söylemem pek uygun olmaz.
Dice : "Vamos, blanquito. A ver qué me trajiste". Le dije algunas cosas que prefiero no repetir.
Her ihtimale karşı, söyleyeceklerimi bütünüyle söylemem.
Por si acaso... no diga exactamente lo que quiera decir?
Sana söylemem gereken bir şey var.
Hay algo que debo decirte.
Eminim sana söylemem gerek Bu ülkede her hafta kaç kişinin sinemaya gittiğini.
Seguramente no necesito decirles cuánta gente va al cine semanalmente en este país.
Şarkı söylemem ve rahatlamam da.
Yo no canto y no me relajo.
Ben şarkı söylemem.
Es porque yo no canto.
Ben şarkı söylemem. - Zorundasın!
- ¡ Tienes que cantar!
Sana asla yalan söylemem, gerçekten
Jamás te mentiría, es un hecho
Bunu sana her gün söylemem gerekirdi, biliyorum.
Algo que debería haberte dicho todos los días...
- Biliyorum sana söylemem gerekirdi.
- Yo sé que te lo debería haber dicho... - ¿ Qué me lo deberías haber dicho?
Bütün bu karışıklık için çok üzgünüm ama dinleyin lütfen..... size bir avukat olduğumu söylemem gerekiyordu.
- Lamento muchísimo esta confusión, pero escúchenme. Debo advertirles que soy abogado. - ¡ Un momento!
Söylemem gerekirse, defolmam gerek.
Por cierto, tengo que salir de aquí.
Ben sana asla yalan söylemem Tygrysku.
Jamás te mentiría, Tygrysku.
Emma, sana bir şey söylemem gerek.
Emma, tengo que decirte algo.
Bayan Peregrine, dedemin başı tehlikeli insanlarla tehlikeye girdiyse bunu polise söylemem gerek.
Miss Peregrine, si mi abuelo tenía que ver con personas peligrosas debo llamar a la policía.
Ancak söylemem gerekir ki, bu böcekler en geniş boy.
Aunque debo decir, esas chinches son de tamaño grande.
Lubey, sana bir şey söylemem lazım.
Lubey, debo decirte algo.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Tengo que decirte una cosa.
Hayır, kesinlikle cüceler şehri hakkında yalan söylemem.
No, en serio, no mentiría respecto de Chaparrolandia.
Dürüstçe söylemem gerekirse geri vermeyecektim ama bu düşüncem senin bana köpek çektiğin zamandı.
Total honestidad, No iba a devolverlo, pero eso fue cuando eras un idiota.
- Bunu asla söylemem.
- Nunca diría eso.
Şey Tiff, sana söylemem gereken bir şey var.
Tiff, debo decirte algo.
- Sana söylemem gereken bir şey var.
Quiero decirte algo.
Sana söylemem gereken bir şey var Elise.
Así está la cosa, Elise.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]