Söylemedin translate Spanish
11,816 parallel translation
Bunu feribottayken biliyordun, ve hiçbir şey söylemedin mi?
¿ Sabías de esto en el transbordador,...? ¿ y no dijiste nada?
Dışarıdaki o şey hakkında hiçbir şey söylemedin!
¡ Nunca dijiste nada...! ¡ sobre esa cosa de allí!
Evlat, neden bana berbat bir baba olduğumu söylemedin?
Hijo, ¿ por qué no me dijiste que era un padre terrible?
Neden baştan söylemedin?
¿ Por qué no lo ha dicho?
Neden bana söylemedin?
¿ Por qué no me lo dijiste?
Modesto Motors'un hukuk danışmanı olduğunu söylemedin ve bize hava yastıklarını da söylemedin.
No nos dijo que usted era la abogada jefe de automóviles Modesto. y no nos contó nada sobre los airbags.
Kate, neden bir şey söylemedin?
Kate, ¿ por qué simplemente no me lo dijiste?
İskoç olduğumu neden bana hiç söylemedin?
¿ Nunca pensaste decírmelo?
- Bana neden söylemedin?
¿ Por qué no me lo contaste?
Ama kardeşin öldüğünde bunu polislere söylemedin.
¿ Pero no te molestaste en decírselo a la policía cuando tu hermana apareció muerta?
Neden hiç bir şey söylemedin?
¿ Por qué no has dicho nada aún?
Neden Scott'a söylemedin?
¿ Por qué no se lo contaste a Scott?
Bana neden söylemedin?
¿ Por qué no me lo contaste?
Neden bunu direkt söylemedin?
- ¿ Por qué no?
Neden bana bir Paparazzi olduğunu söylemedin?
¿ Por qué no me dijiste que eras un paparazzi?
Neden bir şey söylemedin?
¿ Por qué no me dijiste?
- Şefe söylemedin mi daha?
¿ Ya le dijiste al Jefe?
- Öylesine söylemedin.
No estás sólo diciendo.
Ama onun gözünün üstünün nasıl yarıldığını hâlâ söylemedin.
Pero no nos dijo cómo le ocurrió la herida sobre su ojo.
Gidip gitmeyeceğini bana söylemedin ki.
Pero nunca me dijiste si ibas o no.
Karşılığında ne istediğini hala söylemedin bana.
Aún tienes que contarme qué quieres a cambio.
- Neden daha önce söylemedin? - Ne?
¿ Por qué razón no me lo dijiste?
– Dün görüştüğümüzde hiçbir şey söylemedin.
No me lo dijiste cuando nos vimos ayer.
Henüz Harvey'e söylemedin mi?
¿ Aún no le has dicho a Harvey?
Toplantımızın resmi olduğunu niye bana söylemedin?
¿ Por qué no me dijiste que nuestra reunión era formal?
Çalışmam hakkında ne düşündüğünü söylemedin.
No dijiste qué piensas de mi trabajo.
- Neden bana söylemedin?
¿ Por qué demonios no me lo dijiste?
- Ona söylemedin mi?
- ¿ No se lo has contado?
Ve bana söylemedin.
Y nunca me lo dijiste.
Hiç gerçeği söylemedin.
Nunca dices la verdad.
Ona söylemedin.
No se lo has contado.
- Neden daha önce söylemedin?
¿ Por qué no me lo dijiste? ¿ Decirte qué?
Ve tek istediğim senin de bana karşı bir şey hissettiğini söylemendi. Ama söylemedin. Bu beni öyle derinden etkiledi ki bir vampirin yapabileceği en kötü şeyi yaptım.
Y todo lo que necesitaba era que me dijeras que sentías algo por mí, y no lo hiciste, y me afectó tanto que hice la peor cosa que un vampiro puede hacer.
Christine'i neden buraya indirdiğini hiç söylemedin.
Aún no has dicho por qué has traído a Christine aquí abajo.
- Ona söylemedin.
No se lo has dicho.
Niye bana söylemedin?
¿ Por qué no me lo dijiste?
- Niye bir şey söylemedin?
¿ Por qué no dijiste nada?
Aman Tanrım! Niçin bana ne yaptığını söylemedin.
Por Dios, ¿ por qué no me dijiste lo que ibas a hacer?
28 saniye geçti ve hala bir şey söylemedin, Bana bir şey söylemen gerekmiyor muydu?
Ya pasaron 28 minutos, ¿ dirás algo? Todo lo que has dicho es, "quiero decirte algo". ¿ Qué?
Sen neler söylüyorsun, Raghuvan? Neden daha önce söylemedin?
Raghav, ¿ por qué no me dijiste esto antes?
İki yıldır bu operasyon üzerinde çalışıyorsun ama hiçbir şey söylemedin.
Llevas dos años trabajando en esta operación... y nunca has comentado nada.
İsyan'ın % 90'ına sahip olduğunu bize neden söylemedin?
¿ Como es que nunca nos dijiste que eras dueña del 90 % de Mutiny?
Neden bunu baştan söylemedin?
¿ Y por qué no lo dijiste desde el principio?
- Çocukken diğer babalar gibi uzun ve dolu bir hayat yaşayacağıma dair tatlı yalanlar söylemedin.
- Cuando era una niña, no me dijiste dulces mentiras como los otros padres, fingiendo que yo viviría una larga y placentera vida.
Irisa ile Luke'u kurtardığınızı neden söylemedin?
¿ Por que no me dijiste que fueron tu e Irisa quienes rescataron a Luke?
- Neden bana söylemedin?
- ¿ Por qué no me lo dijiste?
Asistanlığımı talep etmenin sebebini hâlâ bana söylemedin. Bu eve telefon etmem gerek.
Debo hacer una visita médica a domicilio... y necesito una segunda opinión inteligente y honesta.
Peter Van Owen'la işbirliği yaptığını niye bana söylemedin?
¿ Por qué no me dijo que tenía tratos con Peter Van Owen?
Hayır, bilmiyordum. Niye bana söylemedin?
No, no lo sabía. ¿ Por qué no me dijiste?
- Hâlâ söylemedin yani?
- ¿ Entonces aún no se lo has dicho?
Neden söylemedin?
¿ Por qué no lo dijo?
söylemediniz 20
söylemedin mi 17
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söylemedin mi 17
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemiyorum 60
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemiyorum 60
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305