English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Söylemedi

Söylemedi translate Spanish

9,713 parallel translation
Sarah bana adını bile söylemedi.
Ella no llegó ni a decirme su nombre.
- Söylemedi.
No.
Söylemedi.
No lo dijo.
- Hiç söylemedi.
Nunca lo dijo.
Hawley, mermilerin bir adamla birlikte gömülü olduğunu söyledi, adamın içinde olduğunu söylemedi.
Hawley dijo que las balas estaban enterradas con el tipo, no en el tipo.
- Steve söylemedi mi?
- Steve No le dices?
Kız kardeşin olduğunu da söylemedi.
No te dijo que tenías una hermana.
- Söylemedi.
- No me lo dijo.
Kral ana meseleyi bana söylemedi.
El rey no me dio el número de invitados.
Kimse bir kelime söylemedi. Altı yılın ardından Christy seni bununla yüzleştirdi. Ve o gece, Tom senin el fenerinle öldürüldü ve bırakıldığı yerde onu sen buldun.
Nadie dice una palabra, entonces, 6 años más tarde, Christy te confronta por eso y esa noche, Tom es asesinado con tu linterna, que es dejada en un sitio donde sólo tú la descubrirías.
Oh, O bana söylemedi.
No me lo ha dicho.
- Öyle mi? Kimmiş? - Söylemedi.
¿ Quiénes?
Sana yalan söylemeni söylemedi herhalde, değil mi?
No te pidió que mintieras.
Evde yalnız kalmamız gerektiğini söylemedi.
Bueno, no nos dijo que tuviéramos que estar solos en casa.
Neden zorbaliga ugradigını bana söylemedi?
¿ Por qué no me dijo que estaba siendo acosada?
- Nereye gittiğini söylemedi mi?
¿ No dijo a dónde iba?
Jeremy'ye hamile olduğunda bile bana söylemedi.
Ni siquiera me contó cuando estaba embarazada de Jeremy.
Hayır, söylemedi.
No. Cade no dijo nada.
- Korumadığını söylemedi.
No me ha dicho que no.
Bununla ilgili bana hiçbir şey söylemedi.
No me ha dicho nada de eso.
- Neden bunu kendi söylemedi?
¿ Por qué no me lo ha dicho?
- Twain'in yerinde buluşacaktık geleceğini düşünmüyordum bu yüzden oradan çıktım ama bu hiç mantıklı gelmiyor çünkü beni aramıştı, neden bir şey söylemedi ki?
Se suponía que nos encontráramos en Twain ´ s. No creí que viniera, así que me fui. Pero eso no tiene sentido porque me llamó.
Bunu bana hiç söylemedi. Bunu benden saklamak zorunda kaldı çünkü onunla konuşup vazgeçirirdim.
Él nunca dijo nada, me lo ocultó porque yo se lo hubiera impedido.
Kimse bir şey söylemedi.
Nunca digas nada.
Gideon doğru adamı bulduğundan eminse niye bize söylemedi?
Si Gideon estaba tan seguro de que era el tipo correcto, ¿ por qué no nos lo dijo?
Donna neden sana söylemedi?
¿ Por qué no te contó Donna?
Minx, bize neden bunca zamandır Drill olduğunu söylemedi.
¿ Por qué Minx no nos ha dicho que ella era Drill todo el tiempo?
- Öyle ise bile bana söylemedi.
Si es así, no me dijo nada.
- Sordun ve söylemedi diyelim.
- Si le preguntas no dirá nada.
Söylemedi diyelim. Sonra ne olacak?
Digamos... que no. ¿ Entonces qué?
Henry bir şey söylemedi.
Henry no me ha dicho nada.
Ava da söylemedi.
Y Ava no quiso decírmelo.
Kaynağı olduğunu biliyorum ama bana hiç söylemedi.
Yo sabía que tenía una fuente, pero nunca me dijo
Hayır, bir şey söylemedi.
No, no mencionó nada.
Bana hiç söylemedi ve şimdi bir kızım var. Buraya geldi, 25 yaşında ve şarkı söyleyebildiğini sanıyor.
Nunca me lo dijo y ahora tengo una hija... que está aquí, tiene 25 años y cree que sabe cantar.
Nina neden söylemedi bana?
¿ Por qué no me lo ha dicho Nina?
Durant sana söylemedi, değil mi?
Durant no te lo ha dicho, ¿ verdad?
- Golan söylemedi mi?
- ¿ Golan no te lo ha dicho?
Bana hiç yalan söylemedi.
Nunca me mintió.
- Pek fazla sey söylemedi.
No ha hablado mucho...
Annen söylemedi mi?
¿ No te lo dijo tu madre?
Nedenini söylemedi mi?
¿ No dijo por qué?
Hayır, bana söylemedi.
[Suspira] No para mí, no.
- Çok bir şey söylemedi.
No mucho.
Söylemedi.
No me lo dijo.
Biliyor olsaydi, neden video tehditinde soylemedi?
Si lo sabe, ¿ por qué no lo dijo en su vídeo-amenaza?
- Bana kimse bir bok söylemedi.
Nadie me ha dicho una mierda.
- Bana söylemedi.
- A mí no.
Nerede bilmiyorum ve bana söylemedi.
No sé dónde está y ella no me lo ha dicho.
Söylemedi.
No quiso contármelo.
Kim olduğunu söylemedi.
No dijo quién.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]