English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Burada durup

Burada durup translate Spanish

908 parallel translation
Bütün gün burada durup insanlarla gevezelik edemem.
No soy de las que se pasa chismorreando todo el día.
Noel'e kadar burada durup pantolonunu tutamam.
No puedo quedarme aquí sujetándote los pantalones hasta Navidad.
Burada durup sana hakaret etmesini dinleyemem.
No me voy a quedar aquí a escuchar como te insultan.
O yüzden bu yaşlı halimle burada durup sizden bu büyük fedakarlığı bir kraliçeden büyük bir iyilik istermişçesine mütevazılıkla istiyorum.
Es por eso que me atrevo a estar aquí. Un hombre que se hace viejo pide este sacrificio de usted con la humildad con que rogaría ese favor a una reina.
Burada durup patatesleri gözle.
Tu quédate y cuida las papas.
Burada durup yalvarmayacağım.
No voy a quedarme aquí parado.
Bundan böyle burada durup sadece benim söylediklerimi yapacaksın.
Te quedarás aquí y harás Io que yo te diga.
Burada durup onu dinlemeyi reddediyorum.
¡ Me niego a quedarme aquí y escucharlo!
Hayır değil, burada durup herşeyin oldu bittiye getirilmesine seyirci kalamam.
- Es todo. No. No me quedaré viendo condenar a alguien injustamente.
Sizce burada durup... aglasarak birbirimizi asagilamali miyiz... yoksa Istanbul'a mi gitmeliyiz?
¿ Qué sugieres... que nos quedemos aquí llorando e insultándonos... o que vayamos a Estambul?
Abby, bütün akşam burada durup dedikodu yapamayız.
Abby, no podemos quedarnos aquí charlando toda la noche.
Kalanlar burada durup kalkışı not etsin ve rüzgar ölçümü yapsın.
Nosotros permaneceremos aquí y evaluaremos vuestro despegue.
Burada durup gösterinin sona ermesini bekleyemem.
No voy a esperar aquí hasta que termine la obra.
Burada durup seninle tartışamam, o bileti almak zorundayım.
No puedo quedarme hablando. Quiero esos billetes.
Ne yapayım? Burada durup polislerin peşime düşmesini mi bekleyeyim?
¿ Quieres que venga la policía?
Burada durup bu pis yalanları dinlemeyeceğim!
¡ No voy a quedarme aquí a oír esas sucias mentiras!
Burada durup üşümeye değmez.
No es digno de hacer frío aquí.
Burada durup...
Bueno, no van a..
Belki de düşüncelerimi biraz size anlatmış oldum ve - Siz burada durup sağlığınız hakkında daha fazla... endişelenmemeniz için olabilir.
Estuve pensando un poco en nuestro acuerdo... y pensé que estando aquí postrado en la cama, quizá esté preocupado.
Burada durup beni suçluyorsun!
¡ Acusarme a mí!
Burada durup bana bakıyordu.
Está vivo. Estaba aquí de pie, mirándome.
- Burada durup konuşmana izin -
No seguiré permitiendo que...
Burada durup karımın ölüsü üzerinden bağırmanız.
¿ De qué sirve discutir sobre el cadaver de mi mujer?
Bende öyle düşünmüştüm. Yoksa burada durup konuşuyor olmazdık.
Eso ya lo sabía o no estaríamos aquí hablando.
Burada durup, sizi seyredeceğim.
Voy a quedarme y mirarlo.
Burada durup seninle tartışamam.
No puedo discutir aquí contigo.
Burada durup, o yalanları dinlemeye hiç niyetim yok!
No me quedaré aquí escuchando todas esas mentiras.
Burada durup dinlenelim.
¡ Pelotón, derecha!
Burada durup, giriş parası istersiniz!
¡ Así que puedes vivir aquí y cobrar entrada!
Burada durup onları izlememiz daha iyi.
De todos modos estaremos alerta.
- Burada durup bekleyecek miyiz?
¡ No he venido a reírte las gracias! ¡ Eh!
- Şey, erkekler için farklıdır. Haydi git Toby. Ben burada durup dua edeceğim.
No escuchen su sonido.
Burada durup bunun hakkında konuşmak saçma.
Porque es una tontería estar hablando aquí de eso.
Burada durup, tüm gün onun hakkında konuşabilirim ve buradaki herkesin de bunu yapabileceğini biliyorum.
Podría hablar de él todo el día, pero sé que todos en esta sala podrían hacer lo mismo.
Şimdi de burada durup konuşuyorlar.
Y ahora están aquí, hablando.
Eğer aklı başında insanlar olsaydık üzerimizdeki bu çamurla burada durup içki yudumlamazdık.
Si tuviéramos algo de moral... no estaríamos aquí llenos de lodo, bebiendo...
Burada durup, sarhoş bir adamla gece yarısı münakaşası yapacak değilim.
No me quedaré aquí a mantener una conversación a esta hora... con un hombre borracho.
Burada durup izleyeceğim.
Estaré aquí observando.
- Burada durup, seninle tartışmayacağım.
- No me quedaré aquí a discutir.
Burada durup tarihinizle ilgili geveliyorsunuz.
Sólo sueltas un montón de palabras fuera de vuestra historia, pero no significan nada...
Willie, burada durup senin gaz vermelerini dinleyemem.
¡ No voy a dejar que me enredes en uno de tus teje y manejes!
"Umarım burada durup bizim için çalarlar."
Espero que se paren aquí y toquen para nosotros.
Jim, burada durup olup bitene göz mü yumacaksın?
Jim, ¿ va a quedarse indiferente ante todo esto?
Burada durup aşağılanmam için bir neden göremiyorum.
No veo motivos para tener que aguantar esos insultos.
Tam burada durup, çıplak kıçımızla havuza atlıyoruz.
Y ahí estamos, con el culo al aire. Saltamos a la piscina.
Burada biraz durup atlarımızı dinlendireceğiz beyler.
Nos detendremos aquí para que descansen los caballos.
Burada az önce bir adam vardı. Durup benimle konuşmak istedi.
Hace un instante vino un hombre y se detuvo y me habló.
Burada sabırla durup, Büyük Efendi'nin seni öldürmesini beklemek ya da onu öldürüp Örümcek Ağı Kalesi'nin Efendisi olmak.
Permanecer aquí y esperar paciente a que tu señor te mate o matarle primero y convertirte en señor del Castillo de las Telarañas.
Burada saatlerce durup Okyanusu seyredebilirim.
Podría estar aquí durante horas y ver el océano.
Hep tam burada üst çekmecede durup duruyordu.
Estaba aquí en el cajón de arriba todo el tiempo.
Burada öylece durup, Larry'i bizden çalmasına izin mi vereceksin?
¿ Vas a quedarte aquí y vas a dejar que se lo lleve sin más?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]