English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Böyle mi oldu

Böyle mi oldu translate Spanish

480 parallel translation
Böyle mi oldu?
¿ Eso fue lo que pasó?
- Böyle mi oldu?
- ¿ Es eso verdad, señor?
- Böyle mi oldu?
¿ Y bien?
Gerçekten de böyle mi oldu?
¿ Es esta una buena exposición?
O zaman Afrika'da da böyle mi oldu?
¿ Es como aquella vez en África?
- Böyle mi oldu?
- ¿ Así como así?
Böyle mi oldu?
¿ Ha ocurrido así?
Olaylar böyle mi oldu yani?
¿ Está de acuerdo?
Böyle mi oldu?
¿ Así fue?
Böyle mi oldu?
¿ Así es como fue?
Daha önce de böyle mi oldu?
¿ Ya le había ocurrido a usted?
Yoksa öyle yapmış gibi görünmek için razı mı oldun? - Böyle mi oldu?
¿ O es qué accedió usted a fingirlo asi?
Yani sebebi tüm gece ikimizin ve sonra böyle mi oldu?
¿ es porque...? ¿ porque nosotros...? ¿ Y eso es lo que pasa?
Böyle mi oldu?
¿ Es eso lo que sucedió?
- Böyle mi oldu?
- ¿ Eso es lo que ha pasado?
Böyle mi oldu?
¿ Es eso?
Şimdi böyle mi oldu?
- ¿ Me incluyes?
Gerçekten böyle mi oldu?
¿ Es eso lo que pasó realmente?
- Böyle mi oldu?
- ¿ Esto recién ocurre?
Böyle mi oldu, Otto?
¿ Eso fue lo que pasó, Otto?
Saçlarım böyle güzel oldu mu, Joey?
¿ Te gusta mi peinado, Joey?
Aynen böyle oldu, değil mi?
Eso fue lo que pasó, ¿ verdad?
Biraz fazla dramatik oldu, benim rolüm asla böyle bir tepki göstermez.
Un melodrama muy malo. Mi personaje no hubiera actuado así.
Bay Adare bayanın eşlikçisi oldu bu çok komik. Bir adamın, bayana böyle eşlik etmesi komik. Bu kadınların özgürlükleri için bir sorun olabilir değil mi?
Todos dicen que el señor Adare es como una doncella porque es extraño que un hombre se ocupe de cosas de mujeres.
Benim hatam da "Tamam, o beni böyle seviyor, ben de bunu kabul edeceğim." demek oldu.
Mi error fue decir : "Está bien, sí. Es la forma en que ella me ama, así lo tomaré".
Böyle mi doğdun, sonradan mı oldu?
¿ Naciste así?
Hayır, babam böyle oldu.
No, mi padre ha sido así.
Hey, aileme neler oldu böyle?
Hey, qué se ha metido en mi familia?
Son zamanlarda seni böyle düşünmeye iten bir şeyler mi oldu?
¿ Qué te ha recordado eso?
- Şimdi böyle mi oldu?
¿ Ah, sí?
Ancak görüyorsun ki ben kafamda bunu böyle hayal ettim. ve o yüzden böyle oldu.
Pero así es como lo veo en mi mente y por eso es así realmente.
Direkt popoma osurdun. Osuruk nakli gibi oldu böyle.
Te pedorreaste en mi trasero, es como un trasplante de pedo.
Kalbimi kırdın ki onarılmamacasına Neden böyle oldu kendine bir sorsana Hayalini kuruyorken ben O muhteşem kavuşmamızın
Me has herido tanto todo este tiempo que solo anhelo que vuelva a mi vida la felicidad. "
Böyle de çok süslü oldu, öyle değil mi?
Un poco chillón, ¿ no cree?
Daha önce böyle deneyimlerin, Veya uygulamaların oldu mu? Yoksa bu bir ilk mi?
¿ Has tenido esas experiencias o esas actividades antes o esta es la primera vez?
Onu arkadan kucaklamak istersin. Sana da böyle oldu değil mi?
Bueno, verás, es como...
Sonra seni tekrar sokağa attı. Böyle oldu, değil mi?
Ahí empezaste con la calle.
Kaybedecek zamanım yok. Yeğenime de böyle oldu işte.
Bondadoso, como mi sobrina!
Yemin ederim böyle oldu. - Bu kadar basit mi?
Palabra de honor, así fue de simple...
İşte böyle. Neredeyse oldu. Normal mi?
Apenas puedo hacerte mía
Delirdin mi? Ne oldu sana böyle?
- ¿ Qué te pasa?
Böyle oldu, değil mi, tatlım?
Porque eso es lo que ha hecho, ¿ verdad cariño?
Dilsiz ve böyle giyindiğin için mi oldu?
¿ Es porque eres muda que te vistes así?
Böyle daha iyi oldu, değil mi?
Te sientes mejor ahora, ¿ verdad?
Arkadaşım Lena Miller... Onun da böyle berbat zamanları oldu.
Mi amiga Lena Miller lo pasó muy mal.
Evliliğinde de mi böyle oldu?
¿ Fue lo que pasó en tu matrimonio?
Büyükbabama ne oldu da,.. ... böyle bir yalnızlığı seçti merak ediyorum.
Me pregunto qué le sucedió a mi abuelo para decidir vivir en esta isolación.
Ancak gelen tepkiler "Evet, benim de ailem böyle" şeklinde oldu.
Excepto que el hecho de que la gente respondía a este tipo de serie con : mi familia es muy similar ".
Babamla tanıştığınız gün de böyle oldu.
Y eso fue lo que sucedió el día que conociste a mi padre.
Bir gün bezini değiştirirken zıbınında kan gördüm ve aklımdan ilk geçen kötü bir hastalığa yakalandığın ve benim böyle cezalandırıldığım oldu.
Entonces, un día, mientras te cambiaba, encontré sangre en el pañal, y supe en mi fuero interno que tenías una terrible enfermedad, que era un castigo divino.
- Her sabah gecikiyor ve öğlen vakti de saatlerce ortalıktan kayboluyorsunuz. Ne oldu böyle birden bire?
Cuando mi mejor y más joven trabajador compulsivo comienza a retrasarse una hora cada mañana y necesita 90 minutos de tiempo para almorzar el día de hoy necesito saber lo que todo eso significa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]