Böylece başlıyor translate Spanish
58 parallel translation
Böylece başlıyor.
Y entonces empieza.
Böylece başlıyor.
Y por lo tanto así comienza.
İşte böylece başlıyor.
Y así comienza.
Böylece başlıyor.
Y así comienza.
Ve böylece başlıyor.
Y ahi empieza todo.
Ve sefalet dolu bir başka macera böylece başlıyor.
Y otro capitulo de miseria podría empezar desde ahí.
Ve böylece başlıyor, tatlılarım!
Y así empieza, mis hermosos.
Böylece demircideki çıraklık dönemin başlıyor, değil mi?
Ah, entiendo. Y empiezas como aprendiz de herrero, ¿ no?
Böylece kız onu kafeslemeye başlıyor.
Ella le miente.
Ve böylece ele geçirilme başlıyor. Şaşkın biri onun üzerine atlıyor ve onu dövüyor.
Otro, confundido, se abalanza sobre él para pegarle porque esa es la iniciación.
Ve, böylece Hint Keneviri Fabrikasında bir başka gün başlıyor.
Otro día en la vieja fábrica.
Her geçen gün, kafam daha iyi çalışmaya başlıyor. Böylece, daha iyi pazarlık edebileceğim.
Cada día mi cabeza está más clara... y podré hacer los mejores tratos.
Böylece ipler gevşiyor, yer değiştirmeye başlıyor ve çözülüyor.
Y las cuerdas empezaban a aflojarse poco a poco, se soltaban.
Böylece kitap yazmayı bırakıyor, balinalar hakkında şiirler yazmaya başlıyor... ve sonra evinde bir bilgisayarla deneyler yapmaya başlıyor.
Y dejó de escribir libros. Empezó a escribir poemas sobre ballenas. Después se envició con las computadoras.
Böylece, kaba ve beceriksiz bir kalemle... beli bükük yazarımız hikâyeyi anlattı. Yüce adamları sığdıran küçük odada... ezilerek başlıyor ihtişamlarının tamamı.
Hasta aquí, con ruda y bien inhábil pluma, nuestro humilde autor ha perseguido la historia, confinando en pequeña estancia a hombres poderosos, mutilando con sus saltos la plena carrera de su gloria.
Uçak ikiye bölünüyor, böylece her yardımcı pilot kendiliğinden pilota dönüşüyor ve sıfırdan tekrar başlıyor.
Esto significa que el avión se divide en dos y cada copiloto se convierte ahora en piloto. Es muy sencillo.
Böylece onu becermeye başlıyor.
Así que él empieza a joderla.
Göğüsündeki hava keseciği bir rezanatör gibi çalışır. Böylece havayı çekmeye ve pompalamaya başlıyor.
Un saco de aire en su pecho actúa como un resonador, así que comienza a inflarse tomando bocanadas de aire.
Böylece genetik hastalıklar başlıyor.
Los problemas genéticos se multiplican.
Esmeralda cennete gidiyor. Böylece gerçek aşkı keşfederek, Bay Blake arka bahçesindeki cenneti görmeye başlıyor.
Esmeralda se va al cielo... entiendes, así que al descubrir el verdadero amor, el Sr. Blake es capaz de ver que el paraíso esta en su patio- -
Ve böylece yolculuğum başlıyor.
Y así empieza mi viaje.
Böylece genetik hastalıklar başlıyor.
Las afecciones genéticas se multiplican.
Ve böylece tüm matematik dünyası ortaya çıkmaya başlıyor.
Y con esto comenzó a emerger un nuevo mundo matemático.
Radarı tamir edip, 12 saat geri döndürdüm. Böylece uzay gemisinin uçuşunu izledi. İşte başlıyor.
Ajustando el radar he retrocedido 12 horas así que ha seguido el vuelo de esa nave espacial.
Böylece bu gezegenin en büyük göçlerinden birisi başlıyor.
Empieza entonces, una de las migraciones mas grandes del planeta.
Bileğinden kapıya kadar uzanan bir ip bağladık ve içeri birisi girdiğinde, kolu iniyor ve kumandaya basıyor,... böylece horlama sesimi kaydettiğim teyp çalmaya başlıyor.
Atamos una cuerda a la cintura que va hacia la puerta. Cuando alguien abre la puerta, la mano baja, golpea el control remoto prende una grabadora y soy yo, roncando.
Onu canlandırmak için bütün telekinetik güçlerini kullanıyor ve böylece hikâye başlıyor.
En la "Parte VII," estas muchachas que tienen extraordinarios poderes telequineticos lo reviven, poniendo su odio y su energía en el lago, donde él ha sido asesinado... en una película anterior. Reunen todos sus habilidades telequineticos para revivirlo y ese es el comienzo de la historia.
Ve böylece başka bir klasik komedi rutini başlıyor..
Y así empieza otra clásica rutina de comedia.
Şişme, bu problemi temelde evrenin genişleme tarihini değiştirerek aşıyor, böylece evren, şişmeden önce bir süre için çok düşük genişleme hızıyla oyalanarak başlıyor.
La inflación evita este problema, esencialmente, variando la historia de la expansión del universo de modo que el universo se origina con un índice de expansión muy bajo durante un período de tiempo antes de la inflación.
Böylece anne cimrileşiyor ve sinirli davranmaya başlıyor.
Entonces la madre está nerviosa y de mal humor.
Ağaç sınırının güneyinde kışlar daha kısa. Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor.
Al sur de la línea de árboles, los inviernos son más cortos, de forma que los árboles crecen más rápido y más alto y los bosques empiezan a aparecer.
Ağaç sınırının güneyinde kışlar daha kısa. Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor.
Al sur de la línea de árboles, los inviernos son más cortos, así que los árboles crecen más rápido y más alto y los bosques comienzan a aparecer.
Böylece harika yolculuk başlıyor.
Así comienza un gran viaje.
Squala'yla ben küçük hanımın başında bekleyeceğiz. Böylece görevimiz başlıyor.
Squala y yo protegeremos a la señora. da comienzo la misión.
Ve böylece, mücadele başlıyor.
Y así comienza la lucha.
Eh, böylece bizim büyülü maceramız başlıyor.
Y así empieza nuestra aventura encantada.
Böylece anlaşma dansı başlıyor.
Y el baile de la negociación comienza.
Anlamı da şu, böylece dilden dile anlatılacak hikaye başlıyor.
Y lo que significa es, una aventura por ser contada... comienza así.
"Böylece dilden dile anlatılacak hikaye başlıyor."
"La aventura por ser contada comienza así".
başlıyoruz 580
başlıyor 101
başlıyorum 81
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
başlıyor 101
başlıyorum 81
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49