Dikkatli olmalıyım translate Spanish
273 parallel translation
Ama dikkatli olmalıyım.
Pero tengo que tener cuidado.
Bu vatan hainliği ve gelecekte dikkatli olmalıyım ama o güzel gözlerinizle beni heyecanlandırmayıp yardımcı olmanız gerekiyor.
Es traición, y deberé tener cuidado en el futuro, pero vos deberéis tener cuidado de no incitarme con esos ojos.
Acele ettirme. Dikkatli olmalıyım.
No me atosigues.
Sen çok hınzırsın. Dikkatli olmalıyım.
Qué ideas más raras se te meten en la cabeza.
Çok dikkatli olmalıyım.
Tengo que ir con mucho cuidado.
İş ekmek parama gelince dikkatli olmalıyım.
Cuando se trata de dinero, hay que ser cuidadoso.
Dikkatli olmalıyım. Çok sakin.
Tengo que ir con cuidado y mantener la calma.
- Olabilir. Bugünlerde kimse benim sırlarıma inanmıyor, o yüzden dikkatli olmalıyım.
Pero hoy nadie cree en mis secretos, así que debo ir con cuidado.
Çok dikkatli olmalıyım çünkü dört genç kıza eşlik ediyorum.
Debo tener mucho cuidado porque acompaño a cuatro adolescentes.
Ben kör bir adamım. Daima dikkatli olmalıyım.
Siendo ciego, he aprendido que nunca se es demasiado cuidadoso.
Senin gibi bir hilekara karşı... çok dikkatli olmalıyım!
Tengo que ser cauteloso con un zorro como tú.
Bu yüzden, konuşurken dikkatli olmalıyım.
El suegro debe tener cuidado con lo que dice.
Dikkatli olmalıyım çocuk.
No puedo andarme con remilgos, chico.
Dikkatli olmalıyım.
Debo tener cuidado.
- Daha iyi, ama dikkatli olmalıyım.
Mejor. Pero debo tener cuidado.
Daha iyi, ama dikkatli olmalıyım.
Mejor, pero debo tener cuidado.
Belki de sen buradayken daha dikkatli olmalıyım.
Pues será mejor que tenga cuidado.
Ve ben dikkatli olmalıyım...
He intentaré ocuparme de ellas...
Daha dikkatli olmalıyım.
Tengo que tener más cuidado.
- Dikkatli olmalıyım. - Al'dan ne haber?
- Tengo que ser cuidadoso.
Dikkatli olmalıyım.
Ten cuidado.
Çok daha dikkatli olmalıyım.
Tengo que ir con mucho cuidado.
Dikkatli olmalıyım, enerjisini hızla emerek makineyi aşırı yüklememeliyim. Bu tüm gece sürecek.
Debo tener cuidado de no agotar su energía muy rápido esto puede durar toda la noche
Dikkatli olmalıyım!
¡ Vaya, casi se me cae!
Pazarlık yapacağım, ama Karnas'la ilgilenirken çok dikkatli olmalıyım.
Yo negociaré, pero deberé tener mucho cuidado al negociar con él.
Daha dikkatli olmalıyım.
Debo de ser más cuidadoso.
Onun için yaptığım seçimlerde çok dikkatli olmalıyım.
Pero debo pensar muy bien las elecciones que hago por él.
Mevkimde, dikkatli olmalıyım.
Debo ser cuidadoso...
Dikkatli olmalıyım.
Tengo que tener cuidado.
Geri dönüş seyahatinde daha da dikkatli olmalıyım.
Debo tener todo el cuidado del mundo en el viaje de vuelta.
Bekle! Bekle! Dikkatli olmalıyım.
Tengo que tener cuidado.
- Öldürebilirdim onu. Dikkatli olmalıyım.
- Podría haberlo matado.
Çok dikkatli olmalıyım.
Si, Mamá. Tengo que tener cuidado con eso.
Bu sefer çok dikkatli olmalıyım.
Me lo tengo que montar bien.
Bizler Amerika'da elimizdeki iyi bir hükümetle uygun kanunlarımızı ve düzenimizi Anarşi ve Bolşevizim'le değiştirmemek ve fanatikleri liderler olarak görmemek için çok dikkatli olmalıyız.
La lección es que la Revolución Francesa derrocó correctamente un mal gobierno.
Karşılığında aldığımız mallarda son derece dikkatli olmalıyız.
Debemos tener mucho cuidado con los bienes que tomamos a cambio.
Dikkatli olmalıyım.
Debo tener cuidado, sólo me queda un deseo.
Dikkatli olmalıyız. Onu saklayalım.
Vamos a llevarlo con cuidado.
Sanırım çok dikkatli olmalıyız.
Bueno, creo que debemos tener mucho cuidado.
Şimdi kimin ne yaptığını konuşalım ve alacağımız karara göre... işe yeni baştan başlayalım. Görevler konusunda daha dikkatli olmalıyız, örneğin ateş.
Así que discutamos quién hace qué, y cuando lo decidamos, empezaremos de nuevo... y tengamos cuidado con las cosas como el fuego.
Dikkatli olmalıyız. Bunuda elimizden kaçırmayalım.
Seamos más prudentes, hemos estado a punto de echarlo todo a perder.
Aynı hataya düşmemek için, dikkatli olmalıyım.
Debo tener cuidado y no cometer el mismo error.
Yaşadığımız hayat hakkında daha dikkatli olmalıydık.
Viviría más atento y más exigente.
Sanırım, ikimiz de çok dikkatli olmalıyız. Bakarsın bir tanesi gece önümüze birden atlayıverir.
Creo que deberíamos tener cuidado de que no nos ataque ninguno alguna noche.
Oraya vardığımızda dikkatli olmalıyız.
Mantén los ojos abiertos cuando lleguemos ahí.
Dikkatli olmalıyım.
Muy refinada.
'Gelen gemi sıkı karantinaya alınmak zorunda,'herhangi birinin ona yaklaşmasına izin vermeden önce dikkatli olmalıyız,'sadece bizim hayatımızı tehlikeye atma korkusu değil,'o uzay gemisindekilerin hayatını da.'
Dicho vehículo deberá ser colocado en cuarentena estricta... cuidadosamente... antes de que se permita acercarse a él, por temor a arriesgar no sólo nuestras vidas, sino las de quienquiera que esté a bordo de esa nave.
Bir cereyan daha mı bulduk? Çok dikkatli olmalıyız Bay Fawlty.
¿ Otra corriente de aire?
Şimdi kimin ne yaptığını konuşalım ve alacağımız karara göre... işe yeni baştan başlayalım. Görevler konusunda daha dikkatli olmalıyız... örneğin ateş.
Así que discutamos quien hace qué, y cuando lo decidamos, empezaremos de nuevo y tengamos cuidado con las cosas como el fuego.
Hiç olmadığımız gibi dikkatli olmalıyız.
Debemos estar muy atentos.
- Evet, haklısınız. Çok dikkatli olmalıyız, zira yanılmıyorsam, mes amis, ( arkadaşlarım, )
Si tiene razón debemos tener cuidado porque si no me confundo, mes amis,
dikkat 2385
dikkatli bak 33
dikkatli 76
dikkat et 3434
dikkatli ol 1949
dikkatlice 34
dikkat edin 949
dikkat ederim 20
dikkat etmedim 27
dikkatinizi verin 17
dikkatli bak 33
dikkatli 76
dikkat et 3434
dikkatli ol 1949
dikkatlice 34
dikkat edin 949
dikkat ederim 20
dikkat etmedim 27
dikkatinizi verin 17