Dışarı çıkarın translate Spanish
1,364 parallel translation
Bunu yapana kadar, o koca kıçlarınızı Beyaz Saray'ımdan dışarı çıkarın.
Hasta que no lo hagan, pueden sacar sus nalgas fuera de mi Casa Blanca
- Bu insanları dışarı çıkarın.
- Saquen a esas personas.
Beni dışarı çıkarın!
¡ Déjame salir!
Bu bayanı dışarı çıkarın.
Saquen a esa mujer de aquí.
Haydi, dışarı çıkarın!
¡ Vamos!
Şehrin surlarından dışarı çıkarın beni.
Quiero salir de las murallas de la ciudad.
- Onu dışarı çıkarın.
- Hazte las cosas fáciles.
Bizi buradan dışarı çıkarın!
Sáquennos de aquí!
- Bizi dışarı çıkarın!
- Sáquennos!
- Onu hemen dışarı çıkarın!
¡ Cámbienlo ya!
Dışarı çıkarın!
¡ Tráiganlos!
Onu dışarı çıkarın.
Sacadlo afuera.
Çabuk, dışarı çıkarın onu.
Sacadlo.
Btark, sadec... sen ve D'Argo gidip Zhaan'ı, Chiana'yı ve Rygel'i dışarı çıkarın, biz şaşırtmaca yapacağız.
Stark... D'argo y tu saquen a Zhaan, Chiana y Rygel y nosotros los entretendremos
Bu adamları dışarı çıkarın...
Acompañen a estos hombres afuera ahora.
Ne demek dışarı çıkarın?
- Acabamos de meterlo. - ¿ Fuera?
- Herkesi dışarı çıkarın. - Elbette, efendim.
- Que no entre nadie en la habitación.
Dışarı çıkarın beni!
Dejenme salir!
Benimle dışarı çıkar mısın?
¿ Te gustaría salir conmigo?
Bizi dışarı çıkarın!
Sáquennos!
" "Karmaşıklıktan kaçınmak için, bütün konsey üyeleri akrabalarının... yerinde bulunmaktan dışarı çıkarılmıştır." "
"Para evitar conflictos de intereses, todos los miembros del Consejo, serán excluidos... de preceder en el destino de sus semejantes."
Biliyor musun, annem beni ve Terry dayını takımyıldızlara bakmak için gece dışarı çıkarırdı. Öyle mi?
¿ Sabes que mi mamá nos sacaba por la noche a ver las constelaciones?
Bu akşam beni dışarı çıkarır mısın?
¿ Me invitas a salir esta noche?
Çıkarın şu zavallıları dışarı.
¡ Saquen a estos perdedores!
Sıradan dışarı çıkar mısınız, lütfen?
¿ Le importa dejar la cola?
- Selam. - Daha sonra dışarı çıkar mısın?
¿ Vas a salir luego?
Bir süreliğine dışarı çıkar mısın, lütfen?
¿ Podrías salir por un momento, por favor?
Dışarı çık ve elimizden geleni yaptığımızı fakat karısının çok kötü durumda olduğu söyle.
Sal y dile que estamos haciendo cuanto podemos, pero... -... su esposa está muy grave.
Moya'nın veri depoları bebeğin olabildiğince çabuk dışarı çıkarılmasının en iyi şey olacağını gösteriyor.
Los datos almacenados en Moya indican que sería mejor tener a la cría tan rapido como sea posible.
Çıkarın şu şaklabanı dışarı!
¡ Ese hippie, fuera!
Çocuklar, biraz dışarı çıkar mısınız?
Hijos, ¿ podrían salir un segundo?
Dışarı çıkarın onları!
Tenemos que expulsarlos ya.
Onu dışarı çıkarın!
Aléjese de ella.
Nigel, beyefendiyi dışarı çıkarır mısın?
- ¿ Lo acompañas a la puerta?
Onu dışarı çıkarın.
Llévenlo a la salida.
Kalkarım, dışarı çıkarım benzin istasyonunun bittiği yerdeki kaldırımın kenarında dururum ötesi karayoludur.
Me levanté y salí caminando, hasta la curva donde acababa la gasolinera, donde empieza la autopista.
Teğmen, çıkarın bu adamları dışarı.
Teniente, estos hombres se van.
Dışarıdaki konteynerin yanına çıkarın diyorum.
- Fuera, donde el contenedor.
Belkide maçın geri kalanını izleyeceğiz yada dışarı çıkarız, veya başka birşey yaparız.
Veremos el resto del partido... o saldremos a alguna parte.
Benim izninle Kabuk kapılarını aç ve bizi çok çabuk buradan dışarı çıkar.
A mi marca, abre las puertas de la cápsula y nos vamos de aquí muy, muy rápidamente.
Kadını bul ve dışarı çıkar.
Encuentra a la mujer, sácala de aquí.
Tamam, Willow oradan dışarı çıkmalısınız. Herkesi dışarı çıkar.
De acuerdo, Willow, tienes que salir de ahí, saca a todos.
Tammy, dışarı çıkar mısın?
Tammy, ¿ quieres salir?
Tamam, eğer kendin için dışarı çıkmazsan en azından bir masum için çıkar mısın?
Si no sales por ti ¿ saldrás por los inocentes?
- Hiç dışarı çıkar mısın?
Me preguntaba... ¿ Sales alguna vez?
Dışarı çıkar mısın?
Da lo mismo. Ven un momento.
Patlamadan sonra yaralı Crichton'un dışarı çıkarıldığını gören bir tanık var.
Un testigo vio a Crichton herido siendo llevado fuera después de la explosión
David ile dışarıda ağacın altında seviştikten sonra, Uzanıp tadını çıkarıyorum, götlek!
Gozando en la aureola de haber hecho el ammor con David bajo un árbol, capullo.
Dışarı çıkar mısınız lütfen?
¿ Le importaría bajar, por favor?
- Beni dışarı çıkarır mısın?
¡ No puedo respirar!
Diana'nın bir özelliği vardı. İnsanlarda gerçek olanı dışarı çıkarırdı. En iyi olanı değil, gerçek olanı.
Tiene que entender que Diana tenía ese don esa manera de sacar lo bueno de la gente no sólo lo mejor, ya sabe... su sinceridad.
çıkarın 68
çıkarın beni 132
çıkarın onu buradan 84
çıkarın onları 26
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
çıkarın beni 132
çıkarın onu buradan 84
çıkarın onları 26
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37