Dışarıdalar translate Spanish
303 parallel translation
"Çok özür dilerim, Doktor Bey dışarıdalar!"
- Lo siento, el señor doctor ha salido.
Cesca, dışarıdalar.
Cesca, están allí afuera.
Adamlarım dışarıdalar.
Mis amigos están afuera.
- Dışarıdalar mı?
- ¿ Salieron?
- Patsy Teyzeyle dışarıdalar.
- Salió con la tía Patsy.
Şu anda dışarıdalar, bir araba dolusu.
Están afuera, un carro repleto de ellos.
- Korkarım hala dışarıdalar.
- Tengo miedo de que hayan salido.
Dışarıdalar... Birkaç dakika sonra getiririm.
Están fuera, te los traeré en un momento.
hayır, o güvende. fakat hala dışarıdalar ve evi gözetliyorlar.
No, está a salvo. Pero siguen afuera, vigilando la casa.
Hayvanlar öldürmek için dışarıdalar.
Animales en busca de su presa.
- Dışarıdalar.
- ¡ Aquí están!
Coupeau'lar dışarıdalar mı?
- ¿ Los Coupeau?
Hala dışarıdalar.
Siguen ahí.
Şu anda dışarıdalar.
Están afuera.
Kim? Dışarıdalar.
Están afuera.
Dışarıdalar, it sürüsü gibi.
Están ahí fuera. Un regimiento.
Dışarıdalar.
Están afuera.
Haze'i, Moon'u, Quincy'yi ve de bir delikanlıyı hakladım. Dışarıdalar.
Te he traído a Haze y a un joven, además de Moon y Quincy.
Dışarıdalar.
Ahí fuera.
- Hemen dışarıdalar.
- Están fuera.
Hala dışarıdalar! Şehri havaya uçuracaklar!
¡ Siguen libres y harán saltar la ciudad!
- Hepside dışarıdalar.
- Están todos fuera.
İri ve Ufak Enos dışarıdalar ve 200,000 dolarları var.
Enos el grande y Enos el pequeño están allá afuera y tienen $ 200 mil dólares.
Dışarıdalar.
Están fuera.
Çocuklar dışarıdalar.
Están los muchachos.
Dışarıdalar efendim.
Están ahí afuera, señor.
Ne kadar süredir dışarıdalar?
¿ Cuánto tiempo llevan ahí afuera?
Dışarıdalar.
Están en la calle.
- Dışarıdalar!
- ¡ Están libres!
A.I.D. onları Bölge Savcısına teslim ettikten bir saat sonra, dışarıdalar.
Una hora después de que Asuntos Internos los entregó a la fiscalía, salieron.
Ne kadar nezaketsizler! - Dışarıdalar mı? .. aman tanrım...
Mi cabeza da vueltas con todas estas llamadas.
Dışarıdalar.
Estan alla fuera.
Dışarıdalar!
¡ Están afuera!
Halen dışarıdalar!
¡ Están allí afuera!
Evet, onlar dışarıdalar. Bir tanesi de depoda.
Sí, y están allí afuera.
Bu korkunç, onlar dışarıdalar.
Es horrible. Están allí afuera.
- Sevgili kızım, Lisa ile beraber dışarıdalar.
- Ha salido con mi preciosa hija Lisa.
Üç gündür dışarıdalar.
Lleva tres días sin recoger la leche.
Hâlâ dışarıdalar. Ama sırada siz varsınız.
¿ Dónde están los documentos Zumtobel?
Dışarıdalar.
Allí están.
Dışarıdalar. Geri dön!
¡ Están afuera!
Peki ya hayvanlarınız? Dışarıdalar mıydı?
¿ Estaban sus mascotas fuera?
Gerçekten dışarıdalar mı?
- ¿ De veras están afuera?
- Dışarıdalar.
- Están afuera. - ¡ Calma!
- Adamım, bu çocuklar dışarıdalar.
¡ Hombre, esto es de otro planeta!
Dışarıdalar.
Están ahí afuera.
Onlar dışarıdalar. İnsanlar orada ölüyor.
John, están allá afuera, donde hay gente muriendo.
- Dışarıdalar.
- Estàn aquí.
- Hala dışarıdalar mı?
¿ Siguen afuera?
Bayan Bonnet dışarıdalar.
¿ Salió?
Babanla kardeşin dışarıdalar.
Tu padre y tu hermano están fuera.
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkacağım 19
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90