English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Dışarı çıktı

Dışarı çıktı translate Spanish

4,662 parallel translation
Bir süre sonra dışarı çıktığında görev sona erecek.
En el momento en que salga el trabajo será terminado.
Daha önce Storybrooke'tan dışarı çıktınız mı hiç Bay Gold?
¿ Alguna vez salió de Storybrooke, Sr. Gold?
Bunlar dışarı çıktığımda gezeceğim tüm yerler.
Estos son todos los lugares a los que voy a viajar cuando salga.
Dışarı çıktığımdan beri peşimden ayrılmıyorsun.
Me ha estado siguiendo desde que salí.
Her dışarı çıktığımızda aynı şey oluyor.
Siempre es lo mismo.
Ben de dışarı çıktım ama bekleme salonunda yoktu. Lobide yoktu.
Así que salgo y no está en la sala de espera, no está en el vestíbulo.
Dışarı çıktım.
Miro fuera.
Dışarı çıktığından bir grup bayana rastlayacak olursan ilk olarak vasat olan kıza asılacaksın Billy.
Dios. Cuando salgas, y veas un grupo de chicas jóvenes, éntrale siempre primero a la más fea, Billy.
- Eric nerede? - Dışarı çıktı.
- ¿ Dónde está Eric?
Eric'e dışarı çıktığımı söyle. Hemen dönerim.
Dile a Eric que salí, pero que volveré pronto.
Telefon görüşmesi yapmak için dışarı çıktı.
Estaba afuera contestado un llamado.
Geceleri sık sık dışarı çıktığı görülüyor.
Parece salir tarde durante la noche bastante seguido.
Arkady ya da başkası biriyle görüşmek için dışarı çıktı mı?
¿ Arkadi o alguien ha estado saliendo a reuniones?
Tüm cadde dışarı çıktı.
Todos salieron a las calles.
Giyinip dışarı çıktığım zaman on kişi yanımdan vurup geçer.
Cuando salgo arreglada... 10 personas me ignoran.
Eşim dışarı çıktığı anda patinaj yaparak uzaklaştı.
Y tan pronto él salió desapareció.
- Arılar da dışarı çıktı.
- Y las avispas salieron.
En son dışarı çıktığımdaydı...
Fue en mi último pase.
- O da düşündü ki dışarı çıktığında...
- Quizá pensó que cuando salieras...
Bekçi ve Yogi dışarı çıktılar.
El ranger y yogui están saliendo.
Dışarı çıktım, sonra kavgayı duydum.
Salí y oí la pelea.
Dün akşam dışarı çıktım.
Salí anoche.
Uçtum ve dışarı çıktım. İçgüdüsel bir şeydi, bilirsin.
Volé hacia afuera Fue por instinto, sabes.
Ve saniyeler içinde, nasıl dışarı çıktı?
Y cómo salió en segundos.
Bir kızla beraberdim, ve bir gün e-sigarasına yeni bir şarj aleti almak için dışarı çıktı.
Estaba saliendo con una chica y un día salió a comprar un nuevo cargador para su cigarrillo electrónico.
Çizgiden bir santim dışarı çıktım. Şimdi bütün gözler bende.
Me salgo un cm de la linea, y todo los ojos están puestos en mí.
Tabii dışarı çıktım. Arı soktu. Çok canım yandı.
Claro, salí, me picaron, dolió mucho, pero ¿ y qué?
- Dışarı çıktı.
- Salió. - ¿ Salió a dónde?
Tanrım, dışarı çıktığımızda çok tembel olduğun o günleri hatırladım.
Dios, recuerdo aquellos días... en que eras demasiado vago como para salir afuera.
Arabalarımıza gitmek için dışarı çıktık,
Mira, fuimos a los coches...
Hasim ya da kaçırılma konusunda yardımcı olamadı ama Sara'nın dün gece dışarı çıktığını söyledi.
No sabía nada de Hasim ni del secuestro, pero dijo que Sara salió anoche.
Dışarı çıktı.
Salió.
Yarın dışarı çıktığınızda dünyanızın küçücük bir bölümüne göz atın.
Así que cuando salgas mañana, sólo echa un vistazo a una pequeña parte de tu mundo.
Dışarı çıktığında onun için orada olmalıyım.
Tengo que acompañarlo cuando salga.
Dün gece dışarı çıktınız mı?
¿ Salió usted anoche?
İlk kez dışarı tek başıma çıktım.
Esta es la primera vez que salgo solo.
Dün gece dışarı mı çıktık?
¿ Salimos anoche?
Evde her ne yaparsan çocukların dışarıya çıktığında seni taklit eder.
Hagas lo que hagas en tu casa tus hijos lo copiarán cuando están afuera.
- Dışarıya nasıl çıktın?
- ¿ Cómo has escapado?
İnan bana. Dışarıya çıktın mı?
Confía en mí. ¿ Has estado ahí fuera?
Dışarı mı çıktı?
¿ Salió?
Bir kaç dakikalığına dışarıya çıktım diye hemen Bay Jolly'e silah çekmişsin.
Salí unos minutos, ¿ y le apuntas con un arma?
Onunla oynamak için dışarı ben çıktım.
- Fui afuera a jugar con ella.
Bir de onunla dışarı mı çıktın?
Cállate. ¿ Todavía no saliste con ella?
Bize pizza almak için dışarı çıktılar.
Salió para nosotros tomar una pizza.
Bay Campbell'ın acil bir işi çıktı ve Bay Draper da dışarıda. O yüzden size, bugün Mohawk'la olan randevuyu erteleyeceğimizi haber vermek istedim.
El señor Campbell ha tenido una urgencia y el señor Draper no está, por lo que quise asegurarme de que supiera que estamos reorganizando la reunión de esta tarde con Mohawk.
Dışarı ilk ben çıktım.
- Fui de los primeros evacuados.
Benimki beş yaşımdayken dışarı sandviç almaya çıktı ve bir daha dönmedi.
Cuando yo tenía cinco años de edad, el mío salió a comprar un emparedado y nunca regresó.
Erkek kardeşim saksılarıyla dışarı çıktığında görmüş.
Mi hermano lo vio cuando estaba regando las plantas.
Dışarı mı çıktın?
¿ Saliste?
Fakat neticesiz veya olumsuz çıktığında belki hâlâ dışarıda bir yerdedir diye düşünüyorsun.
Y cuando resultan no concluyentes o negativos piensas que quizás, solo quizás, todavía esté por ahí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]