Dışarısı soğuk translate Spanish
562 parallel translation
Dışarısı soğuk. Üşürsün.
Hace frío fuera y te vas a congelar.
Dışarısı soğuk.
Hace frío fuera.
Haydi, dışarısı soğuk.
Entrad, hace frío.
- Dışarısı soğuk desene. - Evet.
Hace frío fuera.
Bu gece dışarısı soğuk mu?
NADA NUEVO.
Dışarısı soğuk değil miydi?
¿ No hacía frío aquí afuera?
Adam haklı, dışarısı soğuk.
Tiene razón, hace frío.
Dışarısı soğuk, değil mi?
¿ Hace frío?
Dışarısı soğuk olacak.
- Hará frío fuera.
Dışarısı soğuk mu?
¿ Hace frío fuera?
Dışarısı soğuk.
Hace frío en el páramo.
Dışarısı soğuk, efendim.
Hace bastante frío, Sr.
Dışarısı soğuk.
- Hace frío fuera.
Bir gezegene indik ve hava güzel, ama dışarısı soğuk.
Hemos aterrizado en un planeta y el aire es bueno, pero hace bastante frío.
Dışarısı soğuk, değil mi?
Hace frío, ¿ verdad?
- Dışarısı soğuk mu?
- ¿ Hace mucho frío fuera?
Dışarısı soğuk mu?
- No, ya estoy listo.
Dışarısı soğuk ve içerisi sıcak.
Ahuyenta el frío y mantiene el calor.
- Dışarısı soğuk.
- Hace frío afuera.
Dışarısı soğuk, burada ayak bağı olurlar.
Fuera, se congelan, aquí, molestan.
Dışarısı soğuk.
Dos bajo cero... qué frío hace.
Dışarısı soğuk, Paulie.
Oye, fuera hace frío, Paulie.
Ne güzel, dışarısı soğuk, evin içi sıcaktı.
¿ Habéis estado en una de esas? ¡ Muy guai!
- Birinin serbest dalış yapmasını istiyorsunuz dışarıya - Şu soğuk kara suya, denizaltının altında, f l ipleri bulup - Ve iki deliğin arasından girmeyi...
¿ Quieres que alguien bucee contigo allí afuera en las frías y negras aguas, por debajo del bote, localizando la inundación, y avanzar entre los dos cascos?
Çıplak biri için dışarısı çok soğuk.
El frío se hace notar cuando vas desnudo.
Diyorum ki ; bu tarz bir giyim için dışarısı biraz soğuk değil mi?
Creo que afuera hace mucho frío para esas cosas. Veamos por la ventana.
Dışarısı çok soğuk ve burası çok rahat.
Fuera hace mucho frío y esto es muy acogedor.
- Dışarısı çok soğuk.
- Afuera hace mucho frío.
Charlie, dışarısı soğuk.
Charlie, hace frío.
Dışarısı çok soğuk patron.
Y hacía frío ahí afuera, jefe.
- Dışarısı çok soğuk.
- Hace frío.
Tanrım, çok soğuk. ... dışarısı kadar soğuk.
¡ Oh, hace tanto frío dentro como fuera!
Dışarısı biraz soğuk da.
Hace un poco de frío ahí fuera.
Dışarısı çok soğuk.
Además hace frío, señor.
Fakat dışarısı çok soğuk.
Pero hace frío afuera
Dışarısı cehennem kadar soğuk.
Qué frío hace.
Dışarısı çok soğuk.
Hace mucho frío.
Dışarıda kavurucu sıcak bile olsa içersi ıssız ve soğuk, fark etmedin mi?
Siempre hace frío en Ia casa, incluso cuando fuera hace un calor abrasador. ¿ No Io has notado?
Dışarısı çok soğuk, mecburen içeri girmeliydim.
Hace frío, habrá que calentarse.
Dışarısı çok soğuk be dostum.
Hace frío ahí fuera.
- Dışarısı çok soğuk.
- Draußen ist's kalt..
Oh, dışarısı soğuk.
Oh, qué frío.
- Dışarısı çok soğuk.
- Fuera hacía frío.
- Dışarısı çok soğuk.
- Afuera hacía frío.
- Dışarısı çok soğuk.
- Hace mucho frío fuera.
Dışarısı çok soğuk.
¡ Hace mucho frío afuera!
Dışarısı bayağı soğuk.
Deben de estar cansados.
Oh, hayır dışarısı çok soğuk.
Oh no, hace tanto frío afuera.
Dışarısı çok soğuk.
¡ Qué frío!
- Dışarısı çok soğuk, değil mi?
- Me iré si quieren.
Luyba'lar yatacaklardı ve dışarısı çok soğuk.
si él se aparece otra vez...
soğuk 387
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38