Elbette değilim translate Spanish
206 parallel translation
- Elbette değilim.
- Claro que no.
- Elbette değilim.
- Desde luego que no.
Elbette değilim, sadece bir kopya.
Por supuesto que no, sólo una copia.
Elbette değilim.
Por supuesto que no.
- Elbette değilim.
- Claro que no soy la Sra. Plimpton.
Elbette değilim.
Yo no. Nunca.
Elbette değilim.
Claro que no.
- Elbette değilim.
- Pues claro que no.
- Elbette değilim.
- Claro que sí soy.
Elbette değilim!
Por--supuesto que no!
Elbette değilim. Teknikerler, güvenlik ekibi...
Claro que no, hay médicos, guardias
- Hayır, elbette değilim. Sadece... Sadece..... ne?
- No, seguro que no. solo... solo...?
- Şeyy, hayır, elbette değilim.
- Pues no, por supuesto que no.
- Elbette değilim.
- No, claro que no.
Hayır, elbette değilim.
No, claro que no.
Biliyorsunuz, elbette değilim.
Bueno, claro que no.
Elbette bekleyebilirim, ama Cutter için o kadar emin değilim.
Claro, yo sí, pero Cutter no sé si puede.
Elbette ben sorun çözmede pek parlak değilim ama çiviyi eğecek olursan, belki kayıveririm...
Yo no entiendo demasiado de estas cosas, pero dale la vuelta a la manivela y quizá quede libre.
Elbette henüz tecrübesiz bir avukatım bu meslekte çok deneyimli değilim.
Por supuesto... sabe que sólo soy... una especie de abogado aficionado. No tengo mucha experiencia en este negocio.
Elbette, lakin ben de aptal değilim.
Bueno, claro, pero yo tampoco era estúpido.
- Elbette, Fred. Nedir? Sevgilisinden ayrılan birine öğüt verecek durumda değilim, ama Wilma'yı görmeye git - hemen.
No soy el indicado para darte consejos de amor, pero ve a ver a Wilma ahora.
Elbette, önemli meleklerden biri değilim.
Por supuesto, no soy uno de los ángeles más importantes.
Elbette ben değilim.
Claro que no soy yo.
Birçok şey olabilirim ama sizin oğlunuz değilim. Elbette ki biyolojik bir bağı kastetmemiştim.
Seré muchas cosas, señor, pero no soy su hijo.
Elbette, göründüğüm kadar umursamaz değilim.
Claro. No soy tan tonto como aparento.
Elbette burada değilim. Çünkü böyle bir şey asla olmadı.
Claro que no estoy aquí, porque nada ha ocurrido.
Elbette ki kalma niyetinde değilim.
Yo no pienso quedarme, claro.
- Hayır, elbette karşı değilim.
Pues claro que si.
Elbette! Deli değilim!
- Claro que la mantendré.
Elbette iyi değilim. Kim yaptı bunu?
Claro que no estoy bien. ¿ Quién demonios hizo eso?
Elbette ama size şarap verecek değilim.
- Tal vez, pero no se lo daré.
Elbette, ben erkeklerden nefret eden ve evlilik lafına gelemeyen Prenses'imiz Dünya gibi değilim.
Tú lo que quieres es meterte en el baño con las dos bellezas, ¿ eh? Cierto ; no soy como Dunya que desconfía de los hombres y que no soporta que nadie le hable de casarse.
Elbette, senin hayal edeceğin türden biri değilim.
Desde luego no con el que sueñas tú.
- Elbette. Ben dedikoducu değilim.
- Claro, no soy mas que una chismosa.
Elbette mutlu değilim.
¿ Qué es la felicidad?
Elbette, gidip savaşabilecek durumda değilim. Ruslara esir düşebilirim, anlıyor musun?
Por supuesto, yo no puedo unirme a la batalla... podría caer en manos rusas, ¿ me entiende?
Elbette Ohio hakkında emin değilim
Pero no estoy seguro sobre Ohio.
Elbette ben deniz manzaraları konusunda iyi değilim.
Por supuesto. Yo soy un goofy por las cosas del mar.
- Elbette emin değilim.
- Claro que no lo estoy.
- elbette.kör değilim.
Claro que sí. No estoy ciega.
Elbette ama evli olan ben değilim.
Sí, pero yo no estoy casado.
Emin değilim, fakat elbette ki dört ila beş feet'ten daha uzun olmalı.
No puedo estar seguro, pero probablemente serían más de un metro o metro y medio.
- Elbette. Geri zekâlı değilim ya.
Sí, lo entiendo, no soy retrasado.
Elbette bu işi sonsuza dek yapacak değilim. İkimiz de seçmelere katıImaya devam edeceğiz.
No haré banquetes para siempre.
- ben gergin değilim. - elbette ki gerginsin...
- Yo no estoy tenso.
Elbette ki unutmadım. O kadar da sersem değilim, Donovan. Anahtarımı hep yanıma alırım.
Claro que la tomé, no pienses que soy tan boba, Donovan siempre la llevo conmigo.
O yaşlı şişkoya aşık değilim elbette.
Y por qué.
Elbette, emin değilim.
Lo dudo.
Elbette ki değilim!
¡ Sí, claro que sí! Pero...
Elbette, aralarında duracak değilim.
Claro, Yo no podria estar en su camino.
Elbette kızgın değilim.
Claro, no estoy loca.
değilim 815
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22